1
PKK kalkışmasının geldiği nokta itibariyle, özellikle ‘Hürriyet’ gazetesi yazarlarının (Ertuğrul Özkök, Ahmet Hakan, Mehmet Yakup Yılmaz) son durumdan yola çıkarak HDP Eş Genel Başkanı’na hitaben kaleme aldıkları yazılar ibretle okunabileceği gibi, özel bir dikkati de hak etmektedir.
Söz konusu zevat, Selahattin Demirtaş’ın PKK unsurlarından birinin genel kurulunda söylediği sözler nedeniyle, 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerine atıfta bulunarak malum kişinin kendilerini aldattığından dem vurmakta.
Bu kişiler 7 Haziran’da da, 1 Kasım’da da Demirtaş üzerinden/özelinden HDP’ye övgüler dizmiş, yetmemiş/yetinmemiş okuyucularından da HDP’ye oy vermelerini istemişlerdi.
Bunu yaparken de birincil derecede Demirtaş’ın ağzından HDP’nin Türkiye partisi olmaya doğru evirildiğini gerekçe olarak zikretmişlerdi.
Şimdi Demirtaş, söz konusu Kurul’da ‘Kürdistan’ diye Türkiye’den ayrı/ayrık bir yapılanmadan bahsediyorsa Türkiyeli olma iddiasının havada asılı kaldığından, anlamsızlaştığından bahisle aldatılmış olduklarını söylüyorlar.
2
Bu ‘söz’ doğru bir söz değildir.
Bu ‘itiraf’ samimi bir itiraf değildir.
Bu hal normal insani bir hal değildir.
Dün, Ertuğrul Özkök, Ahmet Hakan ve diğerleri ‘HDP bir Türkiye partisi olma yolunda’ derken, söylediklerine kendileri de inanmıyordu.
Hürriyet gazetesinde köşe sahibi olmuş, bunca yıldır halkı aydınlatmaya talip olmuş, başkalarından daha fazla şey bildiğine inanarak yol göstericiliğe soyunmuş bu kişilerin, geçmişi ve bağlantıları ortada dururken HDP’nin Türkiye partisi olacağına, yani normal ve meşru bir siyaset zemininde yol alacağına/alabileceğine inandıklarına biz inanmaya kalkarsak ortaya çok farklı ve çok başka bir durum çıkar.
Bu kişiler, bu kadar mı idrak yoksunu, bu kadar da mı izan yoksunu, bu kadar mı fikir fakiri, bu kadar da kör ve cahil mi sorusu gündeme gelir ki; doğrusu bu değildir.
3
Ancak ortada bir ‘aldatma’ hali olduğu da izahtan varestedir.
Aldatılan söz konusu Hürriyet yazarları değil, Türkiye halklarıdır.
Onlar bile-isteye, HDP’yi allayıp pullayarak tercihe şayan göstermek istemişlerdir.
Bu noktada, eğer gerçekten bir itirafta bulunmak istiyorsa bu zevat, halkı aldatmaya yönelik teşebbüslerine dair bir itirafname yayımlamalılar.
“AK Parti ve Erdoğan düşmanlığı o kadar gözlerimizi kör etmiş, idrakimizi çoraklaştırmış, izanımızı parçalamış, hak ve hakikat duygularımızı yok etmişti ki; memleketi-milleti, vatanı-devleti düşünecek durumumuz kalmamıştı; bu hal içerisinde HDP üzerinden öfkemizi gidermek ve intikam duygularımızı tatmin etmekten kendimizi men edemedik…” dediklerinde itiraflarının bir anlamı olur, eğer bunu bir ‘tövbe’ niyetiyle ortaya koyarlarsa, biz devreden çıkar ve meseleyi Allah’a havale ederiz.
Aksi takdirde…