1
Trabzonspor’a yeni bir başkan seçilmiş. Kendisini gıyaben tanıdığım gibi birkaç kez vecihen münasebetimiz de olmuştur. Kendini yetiştirmiş, birtakım standartları aşmış birisi olarak bilirim.
Seçildikten sonra bir TV programında şöyle diyordu: (mealen) “Biz, Trabzonspor üzerinden bir medeniyet yürüyüşü başlatmak için vazifeye talip olduk.”
Aksine, ben, geçmişte medeniyet yurdu olmuş, hep kültürel bir kimlik taşımış Trabzon’un, futbol yüzünden tarihinin hiçbir devrinde olmadığı kadar irtifa kaybettiğine, lümpenleştiğine inanırım.
Bildiğimiz kadarıyla Trabzon, tarihte hep kozmopolit bir şehir olagelmiştir. Farklı unsurları (din-dil-kültür vs.) bünyesinde barındırdığı gibi, gerek yatay düzlemde (Karadeniz sahilleri) gerek dikey olarak (Zigana üzerinden Orta ve Doğu Anadolu) ile irtibatta olmuştur. Bu özelliği şehirde farklılıkların bir arada yaşamasını mümkün kıldığı gibi ilmi-fikri-edebi seviyesini yükseltmiştir. Canlı bir ticari hayat, üst seviyede fikri görüşler ve bunların birbiriyle münasebeti, resim başta olmak üzere üretken bir sanat hayatı birbirlerini de tetikleyerek hep yan yana yürüyebilmiştir eskinin Trabzon’un da.
Ancak, futbolun, özellikle üst üste 6 şampiyonluk kazandıktan sonra güçlenmesi ve yaygınlaşması sonucunda futbol bütün değerlerin üstüne çıktı.
Öyle ki; zamanla futbol en güçlü değer olmakla yetinmeyip neredeyse bütün hayatı teslim aldı. Kendisinin haricindeki bütün değerleri bastırdı.
Mesela; Trabzonsporlu olmadığını açık edebilecek hiçbir ticari müessese kalmadı, kalamadı.
Entelektüel seviyede dahi taraftar hassasiyeti göstermeyen kişiler fikirlerini ifade edemez oldu.
Gittikçe tek tipleşen ortamda bir sanat üretmekse neredeyse imkânsız hale geldi.
Hatta Trabzonspor’a bağlılık yemini etmeyen siyasi partiler oy alamama korkusu yaşar oldu.
2
Şimdi; kalkmış, bu futbol kulübünün başkanı, futbolu manivela kılarak medeniyet yürüyüşüne çıkacaklarını söylüyor.
Doğrusu bana çok ilginç geldi.
Üstelik yeni Başkan, Trabzon’da ya da Trabzonlular tarafından işlenen cinayetlerden;
Geçmişin Trabzon’un da var olan entelektüel ve sanat hayatından bahsederek böyle bir iddiada bulunuyor.
Bu söyleminden anlaşılıyor ki Başkan, Trabzon’un irtifa kaybettiğinin, bir anlamda düştüğünün farkında.
Düşmekten söz etmişken;
Hani meşhur bir sözümüz vardır ya;
“Yiğit düştüğü yerden kalkar.”
Başkan, Trabzon’un futbol yüzünden düştüğünü görüyor, futbol sayesinde yeniden kalkacağız ve yürüyeceğiz mi demek istiyor?
Doğrusu izlenmeye değer bir durum.
İzleyip göreceğiz;
Futbol üzerinden insan hayatını anlamlı kılan değerlerin nasıl üretilebileceğini.
3
Yeni Başkan, aynı konuşmasında bütün gelişmiş ülkelerde futbolunda gelişmiş olduğunu söyledi.
Umarım medeniyeti gelişmişlikle eşanlamlı kullanmıyordur.
(Gerçi günümüzde, bizim gibi görece az gelişmiş ülkelerde bu böyle bilinmekte.
Umarım Başkan da, bu aktüel algıya teslim olanlardan değildir.)