Son açıklanan bütçe verilerine bakıldığında genel görünüm olumsuz değil. Fakat detaylarda görülen birkaç pürüz dikkat çekiyor
Son açıklanan Merkezi Yönetim Bütçesi gerçekleşme verilerine göre geçen yılın nisan ayında 1.1 milyar lira olan bütçe fazlası bu yılın aynı ayında 1.4 milyara yükselmiş. İlk dört ay toplamında ise geçen yıl 3.1 milyar TL olan açık bu yıl 5 milyar TL düzeyinde. Yani Merkezi Yönetim bütçe açığında 2 milyar TL'lik (yaklaşık yüzde 64 oranında) bir yükseliş söz konusu.
Verilerin detayında nisan ayında gelirlerin ve giderlerin geçen yılın aynı ayına göre hemen hemen aynı oranlarda arttığı (yaklaşık yüzde 24) görülüyor.
Faiz ödemeleri hariç tutulduğunda geçen yıl 13.7 milyar TL olan faiz dışı fazla bu yıl 16.9 milyar TL'ye yükselmiş. Faiz dışı fazla rakamında yıllık hedefin 29 milyar TL olduğunda ilk dört aylık gerçekleşmeler bütçe disiplininden fazla bir sapma olmadığına işaret ediyor.
Maliye Bakanlığı tarafından hesaplanan yukarıdaki değişim oranları nominal ve enflasyon dikkate alınmadan hesaplanmış veriler. Daha sağlıklı bir değerlendirme için aylık verileri enflasyon endeksine göre düzeltip reel değişim oranlarını hesaplıyoruz. İlk dört aylık bütçe gerçekleştirmelerinde geçen yıla göre daha sağlıklı bir karşılaştırma yapabilmek için tablonun en sağ sütunundaki oranlara dikkatli bir şekilde bakmamız gerekiyor. Gelirler tarafında toplam gelirlerin reel olarak yüzde 4.6 oranında arttığını görüyoruz. Bu oran ekonomideki tahmini reel büyüme oranının biraz üzerinde. Ancak gelirlerin detayında bu reel artışın tamamen vergi dışı gelirlerden kaynaklandığını, vergi gelirlerinin reel bazda binde 3 oranında azaldığını görüyoruz. Ekonomik aktivitedeki yavaşlama sonucu ve azalan mal ithalatından alınan vergilerde ciddi düşüş gerçekleştiğinden, vergi gelirlerindeki reel azalma sürpriz değil.
Harcamalar tarafında ise faiz ödemelerinin reel bazda yüzde 18.4 oranında arttığını, bu artışın da toplam harcamalarda ciddi bir artışa neden olduğunu görüyoruz. Ancak, faiz dışı harcamalarda görülen yüzde 3.4'lük reel artışa dikkat etmemiz gerekiyor. Bu oran harcamalarda çok yüksek bir artışa işaret etmediği için şimdilik bir sorun yok. Ancak orta ve uzun vadede harcamalardaki reel artışın, vergi gelirlerindeki reel artışın altında ya da aynı seviyede gerçekleşmesi bütçe disiplininin korunması açısından önemli. İlk dört aylık periyotta faiz dışı harcamalardaki artış vergi gelirlerindeki değişimin üzerinde. Nisan ayındaki duruma baktığımızda vergi gelirlerinin reel yüzde 7 oranında azaldığını, faiz dışı harcamaların ise yüzde 6 oranında arttığını, yani aradaki makasın harcamalar lehine açıldığını görüyoruz.
Özetle, bütçedeki genel olarak olumsuz olmasa da, detaylarda görülen bir kaç pürüz dikkat çekiyor. Önümüzdeki dönemde, hem ekonomik aktivitenin yavaşlayarak vergi gelirlerini azaltacağı, hem de geçen yıl devreye giren vergi affının bir defallık etkilerinin kaybolacağı dikkate alınırsa, harcamalardaki reel artış daha da önemli hale geliyor.
Bütçede olumsuz bir tablo çizmek istemiyoruz ancak bütçe disiplininde bir sapmanın önüne geçmek için bu artış oranının düşük seviyelerde tutulması gerekiyor. Bütçe disiplininin korunarak harcamaların abartılmaması enflasyonla mücadele açısından da önemli. Çünkü kamu harcamalarının hızlı bir şekilde artması Merkez Bankası'nın enflasyonla mücadele için uyguladığı para politikası adımlarının etkisini de azaltacaktır. Üstelik Yunanaistan'da olacaklar da henüz bilinmiyor.