AK Parti'nin 7. Olağan Kongre'siyle ilgili yapılan değerlendirme ve eleştirilere baktığımda çoğu kesimin dar bir bakış açısını aşamadığını görüyorum.
"Ekonomi ne olacak, kim nereye, hangi makama geldi" gibi günlük sorun ve problemlerin dışına çıkamayarak hem AK Parti ve Erdoğan'ı hem Türkiye'nin durduğu tarihi yeri görme imkanını ıskalıyorlar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşması için "sıradandı, manifesto niteliğinde değildi, yeni bir şey söylemedi, bu ekonomi ne olacak" gibi eleştiri yöneltenler aslında kendi dar ufuklarının hapishanesinden dışarı çıkamayan, basit ikbal hesaplarının esiri haline gelmiş zavallılardır. Bugüne hapsolanlar geleceğin sesini duyamazlar.
Erdoğan yaptığı konuşmayla Türk tarihine damga vuracak bir vizyon ortaya koydu.
Bugüne kadar hangi lider ya da siyasetçi yeni bir dünya düzeni kurulmasında sorumluluk üstlenme iddiası ortaya koydu?
Kraliçe'nin nişanıyla kimlik bulan, kimlik devşiren adamları "lider" olarak yere göğe sığdıramayan anlayışın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu iddiasını "kayda değer" bulmaması elbette ibretliktir.
Dünya Bankası'nın memurlarını Türkiye'ye lider olarak pazarlamaya çalışan medya acentelerinin Erdoğan'ın konuşmasını "yetersiz" bulması son derece anlaşılırdır.
Büyük kongrede Erdoğan'ın ortaya koyduğu yeni vizyonu anlamak için şu satırlara bakalım: "21. yüzyılın kapılarını hem milletimiz hem tüm insanlık için açmak için yola çıkıyoruz. İnsanın fıtri güzellikleri üzerinden yeni bir dünya düzeni kurulmasına öncülük etmenin sorumluluğuna talibiz. İnsanlığı adalet, merhamet, huzurun teminatı olacak küresel yönetim anlayışıyla buluşturacak medeniyet nöbetini devralmaya hazırlanıyoruz."
Batı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türkiye için ortaya koyduğu bu iddiaya düşman. Küçümsemeler, aşağılamalar bu yüzden. "Osmanlı dönüyor" yaygarası bu yüzden. Osmanlı dönmüyor; Türkiye yüz yıl sonra Osmanlı etkisi üretecek ekonomik, siyasi güce ulaşıyor. Bölgesel ve küresel güce kavuşuyor. Batı bu gidişatı gördü ama içeride bu gerçeği karartmak için çırpınıp duran medya çevreleri ve bu gidişatı engellemeye çalışan muhalefet bloku bulunuyor.
Ekonomik, siyasal ve toplumsal birikimler ancak gerçekçi bir vizyonla tarihsel sıçrama getirebilir. Türkiye şimdi tarihin bu noktasında duruyor. Büyük liderler, ortaya koydukları vizyonla "büyük" niteliği kazanırlar. Erdoğan'ın vizyonunu çıkardığınızda geriye ülkeyi yağmalamaya hazırlanan güçlerin "vizyonu" devreye girer ki, onu da mevcut muhalif bloktan ve medyadaki yancılarından zaten tanıyoruz.