Bugüne kadar siyasetle uğraşmayan ben, bugün siyasi içerikli bir yazı yazmaktayım.
Sonunda, toplumumuzda iki konuda büyük şikayetler var. Birincisi, gazetelerden ve televizyonlardan şikayetler! Bazı insanlar medyanın saklandığını, son haftada haber verme görevini yapmadığını veya yapamadığını söylüyorlar...
Diğer yani ikinci şikayet konusu ise insanların özel yaşam tarzlarına müdahale olduğu yönünde kutuplaşmalar!
Ben konuların farklı bir düzeyde tartışılması gerektiğini düşünmekteyim. Konuları fertler veya kurumlardan şikayetler bazında değil, her tür taraflı yorum şeklinde de değil, ön plana ilkeleri koyarak tartışmak gerek.
Eğer bu toplumda insanlar huzur içinde beraberce yaşayacaklarsa, en azından üç temel ilke konusunda yüzde 100 uzlaşma gerek. Çoğumuz ülkemizin bir demokrasi olduğunu veya demokrasi olması gerektiğini kabul eden, düşünen ve arzulayan insanlarız.
Birincisi, yani demokrasinin temel kuralı, seçimde en çok oyu alan ve böylece çoğunluğu sağlayanların kanunlarla belirlenmiş bir süre için idareyi ele almalarıdır. Ancak bu, “Biz yüzde 50’nin üstünde oy aldık, istediğimizi yaparız” demek değildir. Demokrasinin esas en temel ilkesi, demokrasilerde hükümetlerin en temel görevinin, azınlığı oluşturanların haklarını da savunmasıdır.
İkincisi ise, ülkenin resmi bir dini olmamasıdır. İsrail veya İran bir demokrasi sayılamaz. Çünkü bu ülkelerin resmi bir dini vardır. Bu nedenle farklı din, dil ve ırk kökenlilere pek hoşgörülü davranılmamaktadır.
Tekrarlarsak, demokrasilerde yaşamı düzenleyecek bir resmi din yoktur, din özgürlüğü vardır.
Üçüncüsü, demokrasilerde askeri darbe kabul edilemez. Hiç bir şey toplumun fertlerinin iradesinden daha yüksek değildir. Defalarca askeri darbe yaşamış olan ülkemizde veya Latin Amerika, Afrika veya Asya ülkelerinde demokrasi olduğu da söylenemez.
Tabii dünyanın son birkaç yüzyılında olduğu gibi, özellikle de sanayi devriminin sağladığı güç farklılıklarını devreye sokarak, kendi ülkesinde demokrasiyi kabul edip, sonra da eline silahı alıp dünyanın diğer ülkelerini zorbalıkla soyan, talan eden ülkeler de demokrasi sayılamazlar. Demokrasi bu sıralananlar nedeniyle uygulaması çok zor olan bir sistemdir. Demokrasinin temel ilkelerini anlamamış toplumlarda, demokrasi kavramının gelişmesine tarih içinde katkı yapmamış toplumlarda demokrasi kolay kolay uygulanamaz! Yani demokrasinin önşartı, ülke kültürünün uzun süre ve yaygın şekilde hazmedilmiş bir demokrasi içermesidir. Bizim sorunumuz da bu noktada!