Bu yılın ilk üç ayında Merkezi Yönetim bütçe açığı toplam 6.4 milyar TL oldu. Geçen yılın aynı döneminde bu rakam 4.1 milyar TL idi. Yani ilk üç ayda bütçe açığında yüzde 56 oranında bir artış söz konusu. Bütçe açığında yıl sonu hedefi 21 milyar TL olarak belirlenmişti. Son on iki ay baz alındığında yıllık bütçe açığı mart ayı itibarıyla 20 milyar TL seviyesine geldi. Yani yılın geri kalan dokuz ayında geçen yılki performans tekrar edilirse bütçe açığı kabaca hedef seviyesinde gerçekleşecek. Hatırlanırsa geçen yıl, yıl sonu hedefi 33.5 milyar TL iken bütçe açığı hedefin yarısında kalmış ve toplam 17 milyar TL olarak gerçekleşmişti.
Şimdi akıllara takılan soru, yukarıdaki rakamlara bakarak bütçede belirgin bir gevşemeden söz edebilir miyiz? Aynı zamanda geçen yıl bütçe disiplininin sıkı olduğu, vergi affı sayesinde gelirlerin tahminlerden daha iyi gerçekleştiği, ekonomik büyümede yakalanan performansın da bütçe gelirlerini olumlu etkilediği düşünülürse bütçe konusunda soru işaretleri çoğalıyor.
Çünkü öncelikle vergi barışı yoluyla gelen gelir artışı bu sene olmayacak. İkinci olarak ekonomik aktivitede belirgin bir yavaşlama var ve bu da vergi gelirlerine yansıyacak. Aynı zamanda cari açık problemi çerçevesinde hedeflenen ithalattaki azalmanın bir yan etkisi de ithalden alınan vergi gelirlerinde ciddi bir düşüş olması. Bir de son açıklanan yatırım teşvik paketi ve memur zamları gibi konularda gider artırıcı faktörleri de dikkate aldığımızda yılın geri kalanında hükümeti bütçede ciddi bir sınav bekliyor.
Aşağıdaki tabloda ilk üç aylık Merkezi Yönetim Bütçe rakamlarının bir özeti ve geçen yılla karşılaştırılması yer alıyor.
Merkezi Yönetim Bütçe Gerçekleşmeleri (İlk Çeyrek)
Bütçe rakamlarının detayına baktığımızda henüz tablonun çok kötü olmadığını kabul etmemiz gerekiyor. Yani, bütçede çok da aşırı bir gevşeme yok. Geçen yılın ilk üç ayında 69 milyar TL olan bütçe gelirleri bu yıl yüzde 13 oranında artarak 77 milyar TL'ye yükselmiş. Kabaca yüzde 10 civarında enflasyon oranını dikkate aldığımızda gelirlerdeki artış reel olarak yüzde 2 oluyor. Gelirlerin detayında vergi gelirlerinin reel yüzde 1.6 oranında arttığını görüyoruz.
Giderler tarafında ise en ciddi artışın faiz ödemelerinde olduğunu görüyoruz. Geçen yılın ilk üç ayında 14 milyar TL olan faiz giderleri yüzde 24 oranında artarak 17.3 milyar TL olmuş. Enflasyonu çıkardığımızda reel yüzde 12 oranında artış anlamına geliyor. Aslında sadece faiz giderlerindeki artış bütçe açığındaki artışı açıklamaya yetiyor. Zaten faiz dışı fazla rakamında geçen yıla göre yaklaşık 1 milyar TL'lik bir düzelme var.
Faiz giderlerindeki artışın büyük oranda borçlanma vadesiyle ilişkili olduğunu ve yılın belirli dönemlerinde dalgalanma gösterebileceğini söylememiz gerekiyor. Uzun dönemde bu dalgalanmalar etkisini kaybedecektir. Ancak yukarıda belirttiğimiz faktörler ve ekonomideki yavaşlama beklentileri nedeniyle bütçenin faiz dışı kalan bölümlerinde aşırı iyimser olamıyoruz. Özetle, bütçede henüz korkulacak bir gevşeme yok. Ancak yılın geri kalanında bütçe disiplini üzerinde ciddi soru işaretleri olacaktır.