Türkiye’de bulunan milyonlarca Suriyeli göçmen evlerine dönecek. Bu yüzden Suriye’de güvenli bir bölge oluşturulsun istiyoruz. Türkiye olarak bunu da “tek başımıza yapalım” derdinde değiliz. Dünya’ya “birlikte hareket edelim” çağrısını her gün tekrarlıyoruz.
Kimseden ses çıkmıyor.
Savaştan, yıkımdan, ölümden kaçan insanların terörden arınmış güvenli bölgede yaşamlarına huzur ve güven içerisinde devam edebilmelerini Türkiye’den başka ciddiyetle isteyen yok. Cumhurbaşkanımız Sn. Erdoğan Maraş mitinginde “Bugün Avrupa halkları topraklarında huzurlu bir şekilde yaşıyorsa bu Türkiye’nin sayesindedir. 311 bin Suriyeli kardeşimiz terörden temizlenen bölgelere döndü. Gelin Münbiç’i sahiplerine teslim edelim. En az yarım milyon Suriyeli buraya dönmek için Türkiye’nin bölgeyi güvenli hale getirmesini bekliyor. Buradan Avrupa ve ABD başta olmak üzere tüm Dünya’ya sesleniyorum. Gelin bizim bu çabamıza destek olun. Bölgedeki terör örgütü bu insanlara asla güven vermiyor” diyerek Türkiye’nin hedefini bir kez daha ortaya koydu.
Buna kim niye itiraz eder?
Ama adına uygar dünya denilen kör-sağır koalisyon için milyonlarca Suriyeli göçmenin yaşam hakkından ziyade PKK uzantısı terör örgütlerinin akıbeti önem taşıyor.
Terörü yaşat ki Türkiye’nin başı beladan kurtulmasın.
Hesapları bu.
Sn. Erdoğan’ın Maraş konuşmasındaki “Suriye halkı için PKK, YPG ve DEAŞ arasında bir fark yoktur. Terör örgütleri sınırımıza saldırmaya başladığında biz yanımızda kimseyi bulamadık. Müttefiklerimiz bize destek olmak yerine hava savunma sistemlerini söküp götürdüler” ifadesi de ayrıca önemli.
Zira, Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi almamıza ABD’den fazla üzülenler var.
İçimizdeler ama içten değiller.
“Dış güdümlü” bunlar.
PKK ve Suriye’deki uzantıları yok olup gider diye ödleri kopuyor. FETÖ’ye vurulan her darbeyi yumruk yemişçesine karşılıyorlar. Pensilvanya’dan, Kandil’den gelen taktiklerle, talimatlarla çeteleşip Türkiye’yi kaosa sürüklemek istiyorlar.
Türkiye’ye karşı PKK uzantısı HDP ile ittifak kuranlar neyin peşinde?
Kimse bilmiyor.
CHP, İP ve SP hangi ilkeler çerçevesinde HDP ile ortaklaştı?
Hedefleri, niyetleri nedir?
Seçmenin karşısına çıkıp “delikanlı” gibi izah etme gereği bile duymuyorlar.
Birbirlerine benzemiyorlar ama her meselede fotokopi makinesinden çıkmış gibi tavırlar sergiliyorlar.
Patlıcan, biber fiyatları yükseldiğinde topluca mutlu, düştüğünde hep birlikte huzursuz oluyorlar.
Üzüldüğümüz her şeye seviniyor, sevindiğimiz her şeye üzülüyorlar.
Türkiye rahat nefes alırsa soluksuz kalacakmış gibi davrananlara Türkiye’nin şehirleri teslim edilir mi?