Demokrasi kültürü gelişmiş bir ülkede yaşayan öğrenme özgürlüğüne sahiptir. Oysa bizim gibi kendini demokratik sanan ülkelerde önümüze haber diye, bilgi diye ne konuluyorsa onlardan öğreniyoruz. Israrla soruyoruz: Ne oldu bu incelemenin sonucu? Haber alınamıyor. İktidar haberler üzerinde egemenlik kurabiliyor. Okulda ne öğrenmemiz gerektiğine karar veriyor. Öğrenme özgürlüğünün olmadığı bir ülkede demokrasi olabilir mi?
Diyebilirsiniz ki 'internet var, uydu antenleri var, aç gözünü öğren işin iç yüzünü.' Bu da bir aldatmaca. Haber alma kaynaklarımızın artışı, ulaşmayı istediğimiz habere ulaşabildiğimiz, öğrenmeyi düşlediğimiz bilgiye kavuşabildiğimiz anlamına gelmemeli.
Öğrenmeyi öğrenebilirsek, demokrasi kültürünü bir kenarından yakalayabilir miyiz?
Öğrenmeyi öğrenen kimdir? Neyi, nasıl, neden öğrenmiştir? Öğrenmeyi öğrenmenin yolları var mıdır? Öğrenmeyi öğrenmeyi öğrenmenin olanağı nedir? Öğrenmeyi öğrenmenin 'yararları nedir?' 'Öğrenmeyi öğrenme' kavramı, 'gerçekten,' yaşamımızı, eğitim düzenimizi kökten değiştirebilme gücüne sahip mi?
Nasıl öğreniyoruz? Nasıl öğrenmeliyiz? Bu iki temel soru, öğrenerek yaşamayı seçmiş insanın, kısaca öğrenen insanın yaşam biçimini belirliyor. Bir anlamıyla ne yaparsak yapalım, öğrenmeme, öğrenmeyi istememe olanağımız yok. Yaşamak, en geniş yorumuyla öğrenerek sürüyor. Akıl sağlığı yerinde olan herkes ister istemez bir şeyler öğreniyor, yaşarken. Bir de, az sayıda da olsa, yaşamını öğrenmeye açık tutan, öğrenmeyi değerli bulan, öğrenerek düşünen, öğrenerek kendini, ilişkilerini, bilgilerini, yaşamını gözden geçiren öğrenme gönüllüsü, gönlüyle öğrenmek isteyen insanlar var. Gönlü olanın, öğrenme gönüllüsü olması doğaldır. İnsan olmak, öğrenme talebiyle gerçekleşir. Öğrenme önemli bir insan hakkıdır. Öğrenme aşkıyla dönüşür, oluşur, insan, kendini gerçekleştirir.
Malumat bombardımanı altında ezilen çağımız insanı, bunca ivmeyle çoğalan 'sözde bilgiler' karşısında tavır geliştirmek zorundaydı. Onbinlerce dergi, yüzbinlerce kitap, yüzbinlerce web sayfası, öğrenilecekler dünyasını gittikçe genişletiyor. Eğitim diye öğretilmeye çalışılanlar, kimi kez bu öğrenilecekler dünyasının uçsuz buçsuz malzemesini üzerimize yığmakla gerçekleştirildiği için, yaşamımızı işkenceye dönüştürüyor. Neyi, nasıl öğreneceğimizi bilemiyoruz. Üzerimize gelen, bizi hareketsiz bırakan, öğrenilecekler, tutsak alıyor düşünme gücümüzü. Eleştirel aklımızı. Kimi eğiticiler, bu öğrenilecekleri bize zorla, 'döve döve' öğretiyorlar, ezberletiyorlar.
İşte bu noktada, 'öğrenmeyi öğrenme' olmazsa olmaz bir koşul olarak giriyor, öğrenileceklerle ilişkime. Öğrenmeyi öğrenmedikçe, bu düzenin elinde savrulup gitme tehlikesi hep olacak. Bilimin, teknolojinin hızıyla ortaya çıkan, kapitalist dünyaya egemen olan yaşam biçimiyle yoğunluk kazanan öğrenilecekler, bir çağ gibi yaşamımıza düşmekte. Öğrenmeyi öğrenmek, bu çığa karşı gücümü oluşturmak demek. Neyi, neden, nasıl öğreneceğime karar verebilme gücüne sahip olabilmek, yüksek bir öğrenme bilincine erişmek demek. 'Şu şu alanlarda, şu şu konularda bilgilerim eksik ya da özürlü' diyebilmek. Öğrenilecekleri edinirken süzme, ayıklama, eleştirme gücüne kavuşabilmek demek. Öğrenilecekler önünde edilgen, eli kolu bağlı kalmayıp, öğrenecek bir insan olarak, öğrenilecekleri düzenleme başarısını sağlayabilmek, demek.
Öğrenmeyi öğrenme, bir algoritması, akış çizelgesi olan bir öğrenme değil. Öğrenenden kendisini ister. Kendi gücümüze, kendi aklımızı, deneyimlerimizi, bilgi birikimimizi kullanarak, öğretilmiş, dayatılmış, belki de öğrettirilmiş, öğrenivermiş biri olmaktan; öğrenmeye gönüllü, öğrenme gücü olan, öğrenecek birine dönüşümü gerekli kılar.
Öğrenmeyi öğrenen neyi öğrenmiş olur? Üzerimize gelen öğrenilecek olanı, bir anlamıyla bilgiyi, yönetebilmeyi, yönlendirebilmeyi. Öğrenme gücü kazanmayı. Neyi, neden, ne amaçla öğrenmekte olduğunu öğrenecek olduğunu.
Nasıl öğrenir? İçimizdeki öğrenme gücümüzü geliştirerek. Merak ateşimizi, arama, araştırma aşkımızı söndürmeyerek. Tartışarak, söyleşerek, konuşarak, iletişimi farklı öğrenme alanlarıyla, tarzlarıyla iletişimi kesmeyerek. Öğrenmeyi öğrenmenin bitimsiz bir öğrenme olduğunu görerek.
Neden öğrenir? Öğrendiğimizi, biricik olan varlığımıza ve yaşayışımıza yakıştırmak için. Özümseyebildiğimiz, öğütebildiğimiz, içselleştirebildiğimiz bilgilere ulaşmak için. Ancak böylesi bilgilerle yaratıcı olabilir, bilime, sanata, düşünceye katkıda bulunabiliriz.
Kimdir öğrenmeyi öğrenen? Ömür boyu öğrenci olan. Her dem öğrenecek olan. Öğrenme erkini kendinde taşıdığı için özerk, öğrenmeyi bir iç zenginliği, bir bolluk, gürlük olarak görebilme gücünden dolayı, özgür bir insan. Öğrenmeyi kendinde keşfetmiş biri.
Kendi bağımsızlığının, toplumunun, toplumunun yaşam biçimleri demek olan kültürün bağımsızlığıyla ilgili olduğunu yüreğinde duyup, kendisine sunulan malumatın ardındaki politik oyunların, iktidar ilişkilerinin ayırdına varmaya çabalayan, özverili biri. Bilginin insanları zincirlemeyip, özgürleştirdiği bir dünyaya özlem duyan bir insan.