Aşağıdaki yazı 21 Haziran 2019 tarihinde, ülkemizde yabancılar tarafından 2 Ekim 2018 tarihinde öldürülen Cemal Kaşıkçı için, The New York Times gazetesinin İngilizce ve uluslararası baskısında, 21 Haziran’daki birinci sayfada, nişanlısı Hatice Cengiz tarafından yayımlandı. Ama Hatice Cengiz, Cemal Kaşıkçı ile evlenemeyerek İstanbul’da nişanlısını katillerin elinden kaybeden bahtsız nişanlı oldu. Hatice Hanım şimdi bir ABD doktora öğrencisi!
Kaşıkçı ile Hatice Hanım İstanbul’da vize almak için çalışmışlardı. Kaşıkçı ise evlenmeleri ve Washington’da yaşamaları için, İstanbul’daki Suudi konsolosluğundan vizelerini almaya çalışırken, öldürülmüştü. Vizeyi alabilselerdi Virginia’da yaşayacaklardı ama Suudi Konsolosluğu denen binadan canlı çıkılamadı. Yani bugünden sekiz - dokuz ay kadar bir süre önce Cemal Kaşıkçı kendisini seven ve destekleyenlerden koparıldı ve öldürüldü. Hatice Cengiz ise şimdi Washington’da doktora yapmakta.
Hatice Hanım şimdi Kaşıkçı’nın ona anlattığı tüm gezilebilecek yerleri gezecek. Çünkü Kaşıkçı neler yapmalıyız, nereleri gezmeliyiz diyerek Hatice Hanım'ı ABD konusunda çok aydınlatmıştı.
Ancak Washington ve yöneticileri biraz üzüntü belirtseler de, yani geçmiş olsun deseler de, öldürülmeyi organize eden kişileri cezalandıran yaklaşımlar uzun zamandır olamadı. Yani Washington Riyad ile cinayet konusunda ilişki kurmadı. Suudi Arabistan ise Kaşıkçı konusunu kenara itti. Fakat şimdi de üç kişinin, yani reformcu Suudilerin arasından Salman al Awda, Awad al Qarni ve de Ali el Omari adlı üç kişiyi tevkif ettiler, hapse attılar ve de öldürmeye çalışıyorlar.
Geçen çarşamba günü Birleşmiş Milletler özel raportörü Bayan Agnes Callamard Kaşıkçı’nın öldürülmesi konusunda uzun bir raporu gündeme getirdi. Suudi Arabistan’ı suçlayan rapor, Kral adayı Mohammed bin Salman’ın katkısının da incelenmesi gerektiğini vurguluyor. Bayan Callamard çok sayıda delil olduğunu da gündeme getirmiş.
Arabistan dünyasında demokrasi tartışılırken Kaşıkçı’nın öldürülmesinin Arabistan’da da tartışılması gerekmiyor mu? Cemal Kaşıkçı’nın kendisi ve prensiplerinin de insani değerleri yok mu?