Belediyeler sebze ve meyve fiyatlarını dengelemek için tanzim satışlara başlıyor. Cumhurbaşkanı Sn. Erdoğan bunun işaretini verdiği andan itibaren çarşı-pazardan indirim sesleri gelmeye başladı. Yani sözü bile yetti. Peki bu uygulama serbest piyasaya ters mi?
Değil.
Çünkü serbestlik başka serserilik başka. Kuralsız özgürlük olmaz. Dolar 7 liraya çıktı diye fiyatları yukarıya çektiklerini söyleyenler aynı Dolar 5 liraya indiğinde ölü taklidi yapıyorlar.
Bunun adı ahlaksızlıktır, fırsatçılıktır.
Şimdi teoriye göre belediyelerin tanzim satış uygulamasına siyasete soldan bakanların destek vermesi gerekir değil mi? Kendilerini “sol” diye tanımlayanlardan destek açıklamaları gelmeli.
Normali bu.
Peki geldi mi?
Yok.
Tam tersi oldu.
CHP sözüm ona sosyal demokrat bir parti. Soran olursa siyasetin solunda yer tutuyor.
Kılıçdaroğlu çıkıp “CHP’li belediyeler de tanzim satış uygulamasına destek verecek. Fırsatçılara göz açtırmayacağız. Bu işin siyaseti olmaz. Vatandaşın faydasına olan işlerde biz de varız” diyeceği yerde “ekmeğe zam” istedi.
Sonunda bu da oldu.
Bir muhalefet lideri ekmeğe zam isteyerek tarihe geçti.
Kılıçdaroğlu artık neyin kafasını yaşıyorsa partisinin grup toplantısında “Her şeye zam geldi, ekmeğe zam gelmedi. Fırıncılar rahatsız” diyebildi.
Çok şükür fırıncılar Kılıçdaroğlu kadar sorumsuz değil.
Fırıncılar Federasyonu Başkanı Halil İbrahim Balcı “sorunlarımız var ama muhatabımız ilgili bakanlıklardır” açıklamasıyla meseleye nokta koydu.
Yani Kılıçdaroğlu’na kibarca “muhatabımız değilsin” dedi.
Ağustos ayından bu yana Türkiye’ye yönelik finansal saldırıların etkisini hissediyoruz.
İçerideki fırsatçılar bu bahane ile bulanık suda balık avlama telaşında.
Bunlara göz yumulamaz.
Bu işin iktidarı-muhalefeti olmaz.
Elbette devlet tedbirini alacak.
Peki “Ekonomi ne kadar kötü olursa o kadar iyi” anlayışındaki muhalefeti ne yapacağız?
Hale bak.
Umudunu patlıcan, biber fiyatlarının artışına bağlayan bir muhalefet tablosu...
Güler misin?
Ağlar mısın?
Sandığa mı gömersin?
Artık gerisini sen düşün.