Bir siyasi parti düşünün! Büyük iddialar ortaya koyacak. Halkın beklentilerini zirveye yükseltecek. Atacağı adımla Türkiye’nin sarsılacağını ve “bazı kişilerin çıldıracağını” iddia edecek. Sonra da karşınıza kendi içinde bile kabul görmeyen, iki defa genel başkanlık seçimini kaybeden bir ismi çıkaracak.
İşte Muharrem İnce ile CHP’nin yaptığı bu: Şaka gibi!
Bitmedi, yetmez. Üstelik aynı siyasi parti Cumhurbaşkanlığına aday olarak gösterdiği ismi ilan ederken bile küçümseyecek ve itibarsızlaştıracak. O partinin Genel Başkanı ismiyle emir erine hitap eder gibi kendisini kameraların önünde “Gel bakalım buraya” diye çağıracak. Ardından da herhangi bir destek vermeyip, ortada bırakacak.
O da kendi başına sağa-sola koşturup duracak…
Normal ve doğal mı bu yaşananlar? Değil elbette. İşte o yüzden Cumhurbaşkanı Erdoğan dünkü AK Parti Grup Toplantısında Kılıçdaroğlu için “karikatür tip”, İnce için de “gariban” ifadesini kullandı.
Demem o ki… Siz yaptığınız işi ciddiye almazsanız, başkası hiç almaz!
¡ ¡ ¡
Olmaz, siyasetin belli kuralları var. Halkın karşısına çıkıp yarışacaksanız eğer, sıkletler eşit olmalı. Bir tarafta iddiaları Türkiye sınırlarını aşan ve küresel nizamla ilgili plan-projeleri olan son derece tecrübeli bir lider var. Diğer tarafta Muharrem İnce ve Meral Akşener. Temel Karamollaoğlu’nu hiç saymıyorum; Doğu Perinçek’in ise, gerekli 100 bin imzayı toplayıp toplayamayacağı bile şüpheli.
Erdoğan, devasa projelerden bahsediyor. Diğerlerinin elinde dişe dokunur bir proje yok. İnce, kendi kendine düşünceler üretip, tribünlere mesaj vermeye çalışıyor:
“Gençlere milli bayramlarda 500’er lira dağıtacağım. Beştepe yerine Çankaya Köşkü’ne geçerek sağlayacağım tasarrufla bunu yapacağım. Saray’ı bir bilim yuvası haline getireceğim.”
Bir bilim yuvasının yılda Külliye’nin kaç katı para harcayacağını hesap etmeden konuşuyor! Diğerleri de farklı değil elbette. Bir başka aday seçilmesi halinde vatandaşın borçlarını üstlenmekten söz edebiliyor.
Bunlar ciddiyeti olmayan tamamen popülist söylemler. Hem Türkiye gibi bir ülkede taraftar bulamaz; hem de söyleyenin seviyesini aşağı çeker. O yüzden olmaz, bu adaylar Erdoğan ile yarışamaz.
¡ ¡ ¡
Önümüzdeki günlerde daha neler çıkacak neler!..
Muhalefet hesaplarını ikinci tura göre yaptığı için, biz önce Muharrem İnce – Meral Akşener çekişmesini izleyeceğiz. Her iki isim de ikinci tura kalma yarışında rakibinin önüne geçmek için çırpınıp duracak.
Akşener bir veriyorsa, İnce “beş” diyecek.
İnce yediye, sekize çıkarırsa; Akşener “on” diye atılacak. Bakın göreceksiniz, önümüzdeki günlerde karşımıza ne garip seçim vaatleri çıkacak!
Kılıçdaroğlu da ellerini ovuşturarak, seçilemeyeceğini bile bile arenada aslanın önüne attığı Muharrem İnce’nin kıvranışlarını izleyecek. Hırpalana hırpalana yok oluşunu seyrederken, önemli bir rakipten kurtulmanın hazzını yaşayacak. Baksanıza, İnce’ye destek vermek için sosyal medyada bir paylaşım bile yapmadı. Kameraların karşısına geçip net ve güçlü destek vermedi. Sadece dünkü Grup Toplantısı’nda yarım ağızla üç-beş laf etti.
Erdoğan da Kanal İstanbul’dan bahsedecek, İstanbul’a Üçüncü Havalimanı gibi dev projeleri gündeme getirecek. Dünyanın gıptayla izlediği, parmak ısırdığı büyük yatırımlarla seçmenin karşısına çıkacak.
Sonucu şimdiden belli bir seçim yarışı değil mi bu?
¡ ¡ ¡
Muhalefet, Erdoğan’la uğraşıp, O’nu alaşağı etmek için projeler üretmeyi sürdüredursun…
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Ak Parti TBMM Grubu’nda, bu milletin değerlerine saldıran küresel güçlere açıktan meydan okudu…
“Biz sizi yeni tanımadık” dedi:
-Biz sizin ne denli aşağılık olduğunuzu biliyoruz. Siz bizim kutsallarımıza saldırıyorsunuz, ama biz sizin kutsallarınıza saldırmayacağız.
Ve ekledi:
-Ama sizi alaşağı edeceğiz. Bunu bilin.
Ne demek bu? Anadolu’dan yükselen son derece güçlü bir meydan okuma ve “Biz bu dünyaya yeni nizam getireceğiz. Sizin aşağılık düzeninizi yok edeceğiz” demek! Bu iddia, bu misyon ve vizyonla, muhalefetin sergilediği vizyonsuzluğun yarışabilmesi ve rekabet edebilmesi mümkün mü?
O yüzden tekrarlıyorum, olmaz, olamaz. Bunlar Erdoğan’la yarışamaz! Böyle bir iddianın sergilenmesi bile şaka gibi!