KURAN, Hz. Muhammed'in 23 yıllık peygamberlik sürecinde Allah katından kendisine ayet ayet gelen mesajların bütünüdür. Hz. Muhammed, Allah'ın emrine uyarak gelen vahyi, vahiy katiplerine yazdırmıştır. Hafızası güçlü Müslümanlar da Kuran'ı ezberlemişlerdir. Böylece Kuran, hem yazılı metin olarak hem de hafızadan hafızaya aktarılarak daha sonraki nesillere ulaşmıştır.
İLAHİ KELAM VE TARİHİ BELGE
Kuran, hem Hz. Peygamber'i, hem ona ilk muhatap olan insanları hem de onunla samimiyetle iletişim kurabilen herkesi inşa eden / edecek olan bir kitaptır. Onun; öncelikle Hz. Muhammed'i ve onun içinde bulunduğu toplumu inşa etme amacı, ona ilahi kelam olmanın yanında, sadece Hz. Muhammed'in yaşadığı dönemle ilgili bir tür tarihi belge olma işlevi de yüklemiştir. Evet, Kuran, Hz. Muhammed'le ve ilk İslam toplumuyla ilgili en güvenilir tarih vesikasıdır. Hemen her ayetin bir nüzul sebebi vardır. Bu durum, her ayetin, indiği zaman diliminde irtibatlandırılabileceği bir fikrin veya bir olayın mevcut olmasını gerektirmektedir. Bir başka açıdan bakarsak, Hz. Muhammed'i doğru anlayabilmek için gerekli olan ana çerçeve, sadece ve sadece Kuran'dan elde edilebilir. Belge istiyorsak, en güvenilir belge Kuran'dır. Tekrar hatırlatalım, bu yaklaşım Kuran'ı bir tarih vesikasına indirgeme olarak anlaşılmamalıdır. Hiç kuşkusuz Kuran, Allah Kelamı'dır. İnişinin 23 yıla yayılması, gelen ayetlerin toplumsal bir bağlama oturması, ona, sadece Hz. Muhammed'in peygamberliğiyle ilgili olarak bir yan işlev, özel belge işlevi kazandırmış olmaktadır.
VAHİY KONUSUNDA YANILAMAZ
Diğer taraftan Kuran, Hz. Muhammed'in Allah katından gelen vahiy konusunda yanılamayacağını da belirtir. Hz. Muhammed, Kuran'la mukayyettir. Kuran'a aykırı hareket edemez. Gelen vahyi tebliğ etmek onun en başta gelen görevidir. Bu söylediklerimizin temeli olan bazı ayetleri hatırlatalım:
- 'Ben (Allah'ın) elçilerinin ilki değilim; bana ve size ne olacağını bilemem; ben sadece bana vahyolunana uyuyorum; çünkü ben sadece açık bir uyarıcıyım.' (46 / 9)
Bu ayet, Hz. Muhammed'i anlama konusunda 3 önemli gerçeğe işaret etmektedir: Birincisi, Hz. Muhammed'den önce de, hemen her topluma 'uyarıcı' olarak bir peygamber gönderilmiştir. Peygamberlik, tarihi temelleri olan bir kurumdur. İkincisi, din söz konusu olduğu zaman, sınırları vahiy belirler. Üçüncüsü, Peygamber, Allah'ın bildirdiğinin dışında gaybı bilmez.
- 'Peygamberleri ancak müjdeci ve uyarıcı olarak gönderiyoruz. Kim inanır ve nefsini ıslah ederse onlara korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir.' (6 / 48)
Peygamberler öncelikle müjdeci ve uyarıcı olarak gönderilmişlerdir.
- 'De ki: Size Allah'ın hazineleri elimdedir demiyorum; gaybı da bilmiyorum; size ben meleğim demiyorum; ben ancak bana vahyolunana uyuyorum.' (6 / 50)
'Rabbinden sana vahyolunana uy, O'ndan başka tanrı yoktur, puta tapanlardan yüz çevir.' (6 / 106)
Peygamberler, öncelikle Allah'ın kendilerine gönderdiği vahye uymak zorundadırlar.
- 'De ki: 'Allah'ın dilemesi dışında ben kendime bir fayda ve zarar verecek durumda değilim. Görülmeyeni bileydim, daha çok iyilik yapardım ve bana kötülük de gelmezdi. Ben sadece, inanan bir milleti uyaran ve müjdeleyen bir peygamberim.' (7 / 188)
- 'Onlara bir ayet getirmediğin zaman, 'sen bir tane yapsaydın ya' derler. De ki: 'Ben ancak Rabbim tarafından bana vahyolunana uyarım. Bu Kitap, inanan millete Rabbinizden açık belgeler, yol gösterme ve rahmettir.' (7 / 203)
- 'Ey peygamber! Allah'a karşı sorumluluğun bilincinde ol, hakikati inkar edenlerin / kafirlerin ve ikiyüzlülerin / münafıkların baskılarına boyun eğme. Şüphesiz Allah her şeyi tam bilendir, hikmet sahibidir. Rabbinden sana ne vahyedilmişse sen yalnızca ona uy. Allah sizin yapıp ettiklerinizden haberdardır.' (33 / 1-2)
Hz. Peygamber'in insanlardan ayrıldığı en önemli noktanın kendisine Allah'tan vahiy gelmesi olduğu Fussılet Suresi'nde şöyle belirtilir: 'Onlara söyle; 'Ben de sizin gibi bir insanım. Bana tanrınızın tek bir Tanrı olduğu vahyolunuyor. Artık O'na yönelin, O'ndan bağışlanma dileyin; vay ortak koşanlara!' (41/6)
BİZİM İÇİN EN GÜZEL ÖRNEK
Hz. Muhammed'in hayatı, onun söz ve fiilleri konusunda ana çerçeveyi Kuran belirler. Hz. Muhammed, Kuran'ın dışında yeni iman esası veya ibadet getirmemiştir.
Hz. Muhammed'in gayb konusundaki bilgisi Kuran'da bildirilenlerden ibarettir. İslam'la ilgili olarak elimizdeki tek ölçü Kuran'dır. Hz. Peygamber, Kuran'ı insanlara duyuran bir elçi olarak O'na ters düşmeyeceğine göre, ondan gelen haber ve uygulamaların en azından Kuran'a aykırı olmaması lazımdır. Bir haber, nerede olursa olsun, kimden gelirse gelsin, eğer açıkça akla ve Kuran'a ters düşüyorsa, ona İslami bir değer vermenin hiçbir anlamı yoktur. İslam insanın yaratılışına uygun bir din olduğuna göre, Müslüman'a düşen aklın ve vahyin birlikte etkin olmasını sağlamaktır. Hz. Muhammed, bizim için en güzel örnektir.