Japonya dünyanın en büyük ve gelişmiş sanayi ekonomilerinden biri . Ama dünyanın en çok borcu olan ülkelerinden de biri. Kamu borcu, GSYİH sayısının yüzde 246 kadarı, yani dev boyutta! Satın alma gücü paritesi ile 4.8 trilyon dolarlık bir GSYİH sayısı, yani üretimi var. Nüfusu sadece 127 milyon kişi. Kişi başına geliri ise 37 bin dolar civarında. Ama gelirinin yüzde 23 kadarını da tasarruf ediyor. İşsizlik oranı sadece yüzde 5.5 civarında. Bütçe /GSYİH oranı ise yüzde 7 kadarı. 10 yıllık kamu tahvili faizi ise sade yüzde 0,49,yani yüzde 1 değerinin altında! Üstelik Japonya’nın borcunun yüzde 90 kadarı kendi parası cinsinden ve ülkenin vatandaşları tarafından sahip bulunan borçlar.
Yunanistan ise 11 milyon nüfuslu ve satın alma paritesi ile 284 milyar dolar GSYİH üretiyor. Kişi başına gelir ise 25 bin dolar kadar. Yunanistan’ın borcu ise 353 milyar dolar veya GSYİH oranı olarak yüzde 175! Yunanistan’ın borcu kendi basmadığı euro cinsinden. Yunanistan’da kamunun büyüklüğünün GSYİH oranı yüzde 48.5 kadar. Yani aşırı doz devletçiler. Üstelik de tüm Avrupa’da kamu çalışanlarına ödenen en yüksek maaşlar (ve de emeklilik ödemeleri de) Yunanistan’da idi. Sonuçta işsizlik oranı yüzde 27 civarında. Genç nüfus işsizliği ise yüzde 55 kadar.
Yunanistan’ın en ilginç tarafı berbat mali durumuna rağmen, tüm euro bölgesinde en yüksek (emeklilik ödemesi/GSYİH) oranına sahip olması. Aşağıdaki tabloda durumu özetliyoruz.
Yani en bonkör emeklilik sistemi Yunanistan’da! Bu nedenle de Troyka denen “borç verenlerin” ilk talebi kamu bütçesinin toparlanması için, emeklilik ödemelerinin düşürülmesi idi. Pazartesi günü son anda ortaya çıkan uzlaşma olasılığı bu yönde Hükümetten bir teklif geldiğinden gündeme geldi. Ama Syriza’nın partisi Tsipras ‘ın teklifini onaylamayabilir.
Yunanistan pazartesi sabahı, borç verenlere, emeklilik sisteminin tahsilatını (şu anda çalışanların ödediğini ) bu yıldan başlayarak artırma sözü verdi. Bu yıl GSYİH oranı olarak yüzde 0.4 emeklilik primi hasılatı artışı yapacağı ve bu artışı da gelecek yıldan başlayarak yüzde 1 düzeyine çıkartacağını söyledi. Bu nedenle de çoklukla şirketlerin çalışanları için ödeyecekleri emeklilik primlerini arttıracak ve bu gelir artışı sonrası bütçeden emeklilik ödemesi harcaması miktarını azaltarak bütçe açığını da düşürecek. Bu da uzlaşma olasılığını yükseltti. Gene de daha yapılması gereken çok şey var.
Türkiye 2001 kriznde GSYİH oranı olarak yüzde 6 oranının üstünde bir faiz dışı fazlaya razı olmuştu. Yunanistan yüzde 1-2 arasında bir faiz dışı fazla oranını kabul etmemeye çalışıyor. Unutmayalım ki Türkiye’nin 2001 sorunlarının en önemli faktörlerinden biri de 1991 yılının seçim vaadi ile oluşan erken emeklilik nedeni ile iflas eden sosyal güvenlik sistemi idi. Bugün bile ve 2040 yılına da kadar, yılda 35 milyar doları bu delik için ödemekteyiz. Çünkü bizde de erken emeklilerin ortalama yaşı 44, yaşam beklentisi ise 77 yıldı. Yani bizde 33 yıl emeklilik vardı, bu da mali yapıyı delmekte idi.