Meclis'te sonuç açıklanınca çekilmiş fotoğraflara baktınız mı?
AK Parti kurmaylarının yüzünde, bir 'Nasıl olur?' bir 'Allah Allah' ifadesi donup kalmış.
O karelerden taşan ortak ifade, şaşkınlıktan başka bir şeyi daha anlatıyor: 'Çantada keklik' duygusunun yenilgisini.
'Nasıl olsa'ların alışkanlık yarattığı zihinsel konforla, koşar adım giderken, 'bir dakika' diyor hayat, 'Bir dur bakalım. Pekala sekiz, üçyüzyirmialtıdan büyük olabilir.'
Bir dolu gerekçe saymak, hesap-kitap yapmak mümkün; yapılıyor da zaten. Ama 'şok sonuç'un tek anlamı; bastırılmış itirazların, gizli oy marifetiyle açığa çıkmasıdır; ötesi teferruat.
Yakın ikili ilişkilerdeki yazısız kural, siyasette de işliyor: Kulağını, gönlünü, muhatabın sesine kapatan, öyle ya da böyle bir düşkırıklığıyla yoklanıyor.
İade gereği var, gerekçesi 'hukuki imkansızlık'.
Köşk'ün hukukçuları, genellikle tartışmalı tasarılar gündeme geldiğinde, metnin Çankaya'ya çıkmasını beklemeden, bir ön hazırlık yapmış olur.
Fakat bu kez çıkan sonuç, çetin bir matematik üretti. Karar ne yönde olursa olsun, Gül'ün tutumu, siyasette domino etkisi yaratacak. Daha düne kadar öngörülemeyen sonuçlar doğuracak.
Anayasa'nın 67. Maddesi'nin son fıkrası şöyle diyor:
'Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz.'
'Normalde', bu madde yürürlükteyken Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yasayı onaylaması beklenmez; beklenmemeli. Zira bu seçeneğin tercihi, CHP'li Akif Hamzaçebi'nin vurguladığı gibi Anayasa 'ya aykırılık oluşturur.
Açmak gerekirse; düzenleme, Köşk'e 15 Ekim Pazartesi gidiyor. Anayasal inceleme süresi 15 gün. Gül, meselenin önemini gözetip süreyi beklemeden bir günde onaylasa bile, 67'ye son fıkradaki koşula uymuyor. 60 gün içinde referanduma gidilmesi gerekiyor. Yani gerekli hazırlıklar için ekim ayı her koşulda tüketilecek. İstenen tarih olan 27 Ekim 2013'e bir yıl kalması koşulu gerçekleşmemiş olacak.
Bu tabloda, Gül'ün 'hukuki imkansızlık' gerekçesiyle yasayı Meclis'e iade etmesi beklenir.
'Çıkış garantisi' nasıl yorumlanacak?
Ancak burada duralım:
Köşk'e gidecek teklifin içinde, '67. Madde'nin son fıkrasının uygulanamayacağına' dair bir hüküm var.
Tutkunun şiddetine bakar mısınız? Bir Anayasa değişikliği yaparken, eşzamanlı olarak 'Yürürlükteki başka bir amir hükmü uygulamam' diyorsunuz.
Hukuku fazlasıyla zorlayan bir çeşit 'çıkış garantisi' talebi.
Cuma akşamı 360-referandum tartışması çıkmasaydı bile, o teklife Anayasa'nın amir hükmünü geçersiz kılacak bir madde koymuş olmak, hukuken sorun üretme potansiyeli taşıyacak niteliktedir.
Düğüm noktası burada. Yoksa, hükümetin bu değişikliği getirirken referandum ihtimaline hiç hazır olmadığı, bu ihtimalin belirdiği andan itibaren de referanduma gitmemek için yeni hukuki girişimlerde bulunacağını kestirmek hiç zor değil.
Bu meseledeki öncelik; referanduma gidip gitmeme seçeneğini tartışmaktan çok, bir Anayasa değişikliği yaparken, 'kurucu iktidar' reflekslerini çağrıştıran nitelikte, başka bir Anayasa maddesini 'uygulamam' talebinin kabul görmeyeceğindedir.