Aylardır, hatta yıllardır yazıyorum. Konuşa konuşa dilimde tüy bitti. “Yok, öyle değil böyle” demekten yoruldum. Hatta Kemal Kılıçdaroğlu’nun yüzüne bile söyledim. Tarihi mektuplardan bahsedip, “Atatürk sizin gibi düşünmüyordu” dedim.
Azıcık mürekkep yalamış herkesin gördüğü bir gerçek bu zaten! CHP’ye oy veren seçmenler bile durumun farkında.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel de 10 Kasım’da bu yüzden günah çıkarmaya çalıştı. Bu gerçeği gizlemek için “CHP ile kurucusu arasındaki bağ hiçbir zaman kopmamıştır” ifadesini kullandı. Hedef şaşırtıp, kendilerini rahatlatmak için siyasi rakiplerine yüklendi.
Oysa o bağ öylesine koptu ki…
Özellikle Kemal Kılıçdaroğlu’nun söylemleri ve uyguladığı politikalarla tamiri imkânsız hale geldi.
***
Geçmişte de bir takım arızalar vardı. Ancak, Kılıçdaroğlu’nun “Yeni CHP’si” ile sıkıntı kronik bir hal aldı.
Neler mi oldu? Tek tek sıralayalım isterseniz…
Kemal Bey, CHP’ye Genel Başkan seçilir seçilmez, partideki deve dişi gibi isimleri devre dışı bırakıp, “arama toplantıları” düzenledi. CHP’ye yeni bir yol ararken, Soros’tan yardım alan TESEV’ci isimleri devreye soktu. (Kendisinin de TESEV’in kurucu üyesi olduğunu hatırlatırım) Onlara partiye aldığı HDP’ye yakın isimleri monte etti. Bir takım raporlar hazırlattı. Bölücü Terörist Başı Abdullah Öcalan’ın bazı talepleri de o raporlarda yer aldı.
Devam edelim isterseniz: Mustafa Kemal Paşa’nın, Talat Paşa’ya yazdığı mektuplar var. Anadolu’nun savunmasının Afganistan’dan başladığını söyler. Bu yüzden de orada bir Türk Birliği’nin bulunmasını ister.
Peki Kılıçdaroğlu ne yaptı? Türkiye için burnumuzun dibindeki “Suriye’de ne işi var” ifadesini kullandı.
Atatürk’ün Hatay meselesini görüştüğü İtalyan Sefirine, “Gerekirse Cumhurbaşkanlığını bırakır, gider orada gerilla savaşı başlatırım” dediği tarihi bir gerçektir. Buna karşılık, “Bize ne Suriye’den” diyen de Kemal Kılıçdaroğlu’dur.
Ne demiştir Atatürk 6 Mart 1922 tarihli o ünlü konuşmasında:
“Hangi istiklal vardır ki, ecnebilerin (batılıların) nasihat ve ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin? Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir!”
Özünden kopan, kimliğini ve kişiliğini kaybedip, batılıların dümen suyuna girenleri de yerden yere vurmuştur.
Bugün, başta Kılıçdaroğlu olmak üzere CHP’lilerin büyük bölümü ise, Atatürk’ün 1922’de yerden yere vurduğu o zihniyet sahipleri ile aynı yolda. Yaptıkları en iyi iş, Türkiye’yi batıya şikayet etmek.
Bugünkü CHP yönetimi Atatürk’e o kadar uzak ki...
En basitinden, Mustafa Kemal’in hayatını ortaya koyduğu Misak-ı Milli’nin bile ne olduğunun farkında değiller!
Hangi bağdan bahsediyor Özgür Özel?
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan doğru söylüyor. Milletin gönlündeki Atatürk ile CHP’nin ortaya koymaya çalıştığı Atatürk arasında dağlar kadar fark var… Hatta, Atatürk’ün vefatının ardından İnönü ve CHP yönetiminin Atatürk ve öğretileri ile savaştığını bile söylemek mümkün.
Örnek mi istiyorsunuz?..
Ankara’da bulunan tarihi Türk Ocağı Binası, Mustafa Kemal Paşa’nın destekleri ile ortaya çıkmıştır. O’nun vefatının ardından girişinde yer alan ve Atatürk’ün talimatı ile yapılan figürler, kırılmış, parçalanmış ve sağa sola atılmıştır.
Bugünkü CHP yönetimi ise, o zihniyeti de sollamış ve Atatürk’ün milli fikirlerinden tamamen uzaklaşmıştır.
***
Hiç çekinmeden net olarak ortaya koymak lazım: Atatürkçülük değildir bugün yapılan, içi boşaltılmış bir istismarcılıktır.
İzin vermemek lazım buna. Bir ülkenin kurucusunun alabildiğine ve acımasızca istismar edilmesi bu kadar ucuz olmamalı!