Bu hafta başında açıklanan temmuz ayı sanayi üretimi verisi ve de ikinci çeyrek GSYH verisi, beklentilerden daha olumlu bir büyüme temposuna işaret etmişti. Dün açıklanan temmuz ayı ödemeler dengesi verileri ise cari açıktaki artışın beklentilerin üzerinde olduğunu gösterdi.
Geçen yılın temmuz ayında 4.1 milyar dolar olan cari açık bu yılın aynı ayında 5.8 milyara yükseldi. Yıllık artış yüzde 42.3. Böylece 12 aylık cari açık da 55.8 milyar dolara ulaştı. Rakamların detayına baktığımızda, dış ticaret dengesinin geçen yılın aynı ayına göre 1.6 milyar doların üzerinde kötüleşmesi, cari açıktaki artışı açıklıyor.
NET HATA NOKSAN REKOR KIRDI
Cari açıkta temmuz verilerinde, net hata ve noksan kaleminde görülen yüksek girişler dikkat çekici. Büyüme rakamlarında turizmle ilişkili olan otel ve lokantacılık gibi sektörlerin ortalamanın üzerinde büyüdüğü görülmüştü. TÜİK istatistiklerinde de bu yıl turizm gelirlerinin yüzde 20 civarında arttığı açıklanmıştı. Halbuki cari açık rakamlarına baktığımızda, net turizm gelirlerinde geçen yıla göre fazla bir değişiklik olmadığı görülüyor. Net hata ve noksan kaleminde, yani kayıt dışı döviz hareketlerinde ise 4.8 milyar dolar net giriş var. Bu rakam net hata ve noksan kaleminde aylık bazda bir rekor.
Finansmanda asıl dikkat çekici gelişme ise, finans hesabının uzun süre sonra ilk defa açık vermesi oldu. Bu da portföy yatırımlarında, ‘sıcak para’ hareketlerinde görülen net 3 milyar dolarlık çıkış nedeniyle gerçekleşti.
Fed kaynaklı başlayan hareketlerin dövizde yarattığı dalgalanmanın ardından temmuz ayındaki veri şaşırtıcı değil. Ancak toplamda net hata ve noksan kalemindeki girişler dahil dildikten sonra bile, cari açığın yaklaşık 1.8 milyar doları resmi rezervlerden karşılanmış. Böylece son üç ayda gerçekleşen resmi rezervlerdeki azalma ödemeler dengesi verilerine göre 9.5 milyar dolara ulaşmış. Zaten TL’deki değer kaybının gerisindeki ana faktörün bu çıkışlar olduğu biliniyordu.
Kısa vadeli çıkışlarda ve resmi rezervlerdeki azalmaya baktığımızda ortada panik gerektirecek bir durumun söz konusu olmadığını söyleyebiliriz. Kaba bir hesapla, resmi rezervler ocak-nisan döneminde net 14.3 milyar dolar artmıştı. Bu artışın yaklaşık 9.5 milyar doları geri alındı. Yani yılbaşına göre rezervler hâlâ 5 milyar dolar artıda. Aynı zamanda, TL’de ağustos ve eylül aylarında görülen değer kaybı ekstra dengeleyici unsur olacaktır.
TALEPTE HALA CANLANMA YOK
Doğrudan yatırım girişlerinin uzun süre sonra ilk defa 1.5 milyar doların üstüne çıktığını görüyoruz. Bu da son 1 yıllık toplam doğrudan yatırım girişini yeniden 10 milyar doların üzerine çıkardı. Ancak geçen yıla göre ilk yedi ayda 8.9 milyar dolardan 6.8 milyar dolara bir gerileme söz konusu. Net verilerde, geçen yılın ilk yedi ayındaki 6.2 milyar dolarlık yatırıma karşılık bu yıl 5.1 milyar dolarlık giriş var.
Orta ve uzun vade açısından bakıldığında, bu rakamın yükselmesi portföy yatırımlarındaki dalgalanmadan daha önemli. Özel yatırım hâlâ azalıyor ve yatırım talebinde henüz bir canlanma yok. Aşağıdaki grafikte, doğrudan yatırım girişi ve net hata ve noksan kalemi sonrasında cari dengenin görünümünü GSYH oranı olarak özetledik. Doğrudan yatırımlar ve net hata ve noksan sonrasında cari açık temmuz itibarıyla tahmini olarak GSYH’nin yüzde 6’sına yükselmiş durumda. Dikkat edilirse, bu oran 2011 seviyelerine oldukça yaklaşmış.