Yaşadığımız global bir sorun ardından ülkemiz mecburi bir karar ile uzaktan eğitim sistemine geçiş yapmaya hazırlanmaktadır. Zaten hâlihazırda var olan eğitim sistemi küçük yaş gruplar için olgunlaşma sürecine girmiştir. Akıllardaki tek soru; “Bu sürecin çocuklar için avantaj mı yoksa dezavantaj mı?” olduğu bilgisidir. Küreselleşme hızında geride kalmamak adına uzaktan eğitime geçişin anlamlı olduğunu ifade eden birçok çalışma bulunmaktadır. Uzaktan eğitimin bugününü anlamak ve geleceğini tahmin edebilmek, tarihsel gelişim sürecini bilmekten geçer.
UZAKTAN EĞİTİMİN TARİHSEL GELİŞİMİ
Dünyada ilk 1728 yılında Boston Gazetesinde başlamıştır. Bu yüzyıllarda birçok ülkede uzaktan eğitim sistemi başlamış, birçok yetişkin eğitimine devam etmek istemiş fakat coğrafi konum ve yaş gibi sebeplerden eğitimine devam edememiştir. Bu yüzden Mektupla Öğretim Üniversitesi kurulmuştur. Ayrıca eğitim amaçlı radyo sayılarında ciddi artışlar olmuştur. Ülkemizde ise 1960 yıllarında ilk adım atılmış olup, teknik konuların öğretimi için birçok birey eğitim almıştır. Ardından da Açık Öğretim Fakültesi kurulmuştur. Bu bilgiler ekseninde görüldüğü gibi uzaktan eğitime geçiş için birçok adım atılmış olup, bugün sürece “küçük yaş grupları” dahil edilmiştir.
Uzaktan eğitim; farklı ortamlarda bulunan öğrencilerin ve öğretmenlerin, öğrenme ve öğretme faaliyetlerinin iletişim teknolojileri ile gerçekleştirdikleri bir eğitim sistemini ifade eder. Teknolojik gelişmelerin her alanda ki takibi, bizleri eğitim alanında da yeniliğe hazırlamaktadır. Her gelen yenilik kulağa hoş gelse de belirsizlik birçok kişide kaygıya sebep olabilmektedir. Fakat unutulmamalıdır ki; çocuklar yetişkinlere oranla yeniliklere çok daha kolay entegre olabilmektedir. Sizler geçmiş düzenin değişimi ile rutin işlerin bozulacağı şeklinde ki düşüncelere sahip olabilirsiniz. Bu gibi düşünceler yaşadığınız kaygıdan kaynaklı olup, zaman içerisinde belirsizlikler yerini net bilgilere bıraktığında sürece adapte olduğunuzu gözlemlemiş olursunuz.
PEKİ, UZAKTAN EĞİTİM FAYDALI MI?
Öğrencilere bireysellik, esneklik ve bağımsızlık olanağı tanımaktadır. Böylece çocuğun grup iş birliği içinde bireysel etkinliği ve özgürlüğü ön plana çıkmaktadır.
Uzaktan eğitimin tekrarı vardır. Dolayısı ile yüz yüze eğitimde anlaşılmayan bilgiler bu eğitim ile aynı şekilde tekrar edilebilmektedir.
Uzaktan eğitim zaman esnekliğine sahiptir ve belli bir ortamda bulunmak gerekmemektedir. Öğrenci kendi kendine çalışma şeklini istediği gibi planlayabilmekte ve böylece sorumluluk alma konusunda da ilk adımlarını atmış olmaktadır. Kendi kendini yönetebilen bireyler yetişmiş olacaktır.
Çocukların kendi başına öğrenme kabiliyetlerini geliştirmektedir.
Kişi başına düşen maliyet oldukça düşüktür. Devletin internete erişim konusunda yenilik getirmesi şarttır. İnternet hızı arttırılmalı ve kesintiler giderilmelidir.
Geleneksel eğitimden farkı okula olan uzaklık ve kapasite anlamında çok daha elverişli olmasıdır. Çocuğun okula gidip gelirken zaman kaybetmesi olmayacağından ve sınıftaki kişi sayısı sıkıntısı yaşanmayacağından çok daha elverişli olduğu düşünülmektedir.
Hayat boyu öğrenme imkânı sunmaktadır.
Eğitimde fırsat eşitliği sağlamaktadır. Engeli olan çocukların eğitimden mahrum kalmaması ve coğrafi konumdan dolayı eğitim alamayanların eğitime devam edebilmesi de bir eşitliktir. Dolayısıyla engelleri ortadan kaldırmaktadır.
Olası başarısız olma korkusunun kalktığı bir sistem olduğuna dair birçok araştırma mevcuttur.
Her türlü kaynağın kullanımına olanak sağlamakta ve sınırlamayı ortadan kaldırmaktadır. Tarihten bu yana daha verimli olduğu yönünde yüzdelikler de mevcuttur.
OKUL ÇOCUĞUN ENERJİSİNİ ATTIĞI YER DEĞİLDİR
Bazı aileler çocuklarının enerjilerini gün içinde okullarda attıklarını ifade etmektedirler. Dolayısı ile bu sisteme geçişte zorlanabilirler. Okul çocuğun enerjisini attığı bir yer değil, bilgiye ulaştıran yerdir. Kalan enerjisi için çocuk farklı sporlara yönlendirilebilir. Böylece doğru yerde harcanan enerji ile yeteneklerini de geliştirmesi sağlanmış olur.
UZAKTAN EĞİTİMİN DEZAVANTAJLARI VAR MI?
Yüz yüze eğitimde olduğu gibi mimiklerden öğrenciyi anlama mümkün olmadığından, bazı konularda sıkıntı yaratabilir.
İnternet kullanımının kısıtlı olduğu yerlerde sorunlar yaşanabilir.
Uygulamaya ve deneysel eğitime yönelik bir eğitim değildir.