Günlerdir konuşulan tek konu koronavirüstür. Büyük küçük herkesin konu hakkında bir bilgisi mevcut. Peki, bilgilenmek, konu hakkında yeteri kadar önlem mi aldırdı yoksa kaygıyı mı arttırdı? Psikolojik boyutta koronavirüsü ele alma vakti...
Korkma bir şey olmaz diyenler kadar eyvah hepimiz öleceğiz diyenler de var. Bizi bu vurdumduymaz havalara sokan ya da panik durumuna düşüren bu belirsizlikten nasıl kurtulabiliriz? Çaresizlik, yaşadığımız onca geçmiş yaşantılar mevcut olsa da başa gelince durum bambaşka... İnsanlığın psikolojik olarak oldukça sarsıldığı ve belki de hayatının sonlanmasına sebep olan bu virüsün psikolojik etkileri gün geçtikçe çoğalıyor. Yayılan yalnızca virüs değil, onunla psikolojik olarak baş edemeyen kaygı düzeyi yüksek insanlar… Sosyal medya kullanımının artması bilgiyi arttırdığı düşünülürken, yanlış bilginin de çoğalarak benimsenmesine zemin hazırlamıştır. Temizlik anlayışı değişmiş, önlem alacağım diye abartan insanlar panik hâlde çoğalmıştır. Okulların tatil olması ile birçok birey karantina gelebilir endişesi ile işine odaklanma sorunu yaşamakta ve verim gittikçe düşmektedir. Sosyal aktivitelerin azlığı ise tuz biber serpmekte. Var olan patolojiler beslenerek artış gösterirken, korku kaosu birçok insanın da patalojisinin başlamasına yol açmıştır. Obsesif düşüncelerin artması, uyku problemleri ve beraberinde beslenme sorunları baş gösterdi. Panik atak geçirenlerin sayısı artış gösterirken, stresin artması da öfke patlamalarını çoğalttı... Sonuç; var olan zor bir durumla başa çıkacağız ve bilinçlendik derken gelinen son durum hiç de öyle görünmüyor.
BU ZOR SÜRECİ DAHA KOLAY ATLATABİLMEK İÇİN NELER YAPILMALIDIR?
Öncelikle korkular, panikler kabul edilip, anlaşılmalıdır.
Bu durumu yaşayan insanlarla alay edilmemelidir.
Doğru bilgiye ulaşılmalı, paylaşılmak istenilirse o bilgiler paylaşılmalıdır.
Krizi fırsata çevirme zamanı... Hazır okullar tatilken evde sosyalleşilmeli, çocuklarla bolca kaliteli vakit geçirilmelidir. Aynı zamanda ilişkilerinizin kuvvetlenmesi ile hem kafanızı dağıtmış olup hem de onların korkularından uzaklaşmasına ve kaygı seviyelerini normalde tutmalarını yardımcı olmuş olursunuz.
Evde tekrar tekrar aynı haberleri okuyup kaygıyı arttırmaktansa, keyif alacağınız aktivitelere bolca vakit varken zaman ayırılmalıdır. Örneğin; resim, müzik, kitap okumak, film izlemek gibi.
Ertelenen tüm işler bu vakitte değerlendirilmelidir.
Çocukların sakin kalması için evdeki rutini, eski düzeni korumak oldukça önemlidir.
Çocukların sordukları sorular geçiştirilmemeli, yaşlarına uygun anlayacakları düzeyde yeterli kısa ve net cevaplar verilmelidir.
Çocuklar yeme, içme ve uyku problemleri yaşamaya, kâbus görmeye, eskiden zevk alarak yaptıkları şeylere isteksiz olduklarında bir uzmandan destek alınmalıdır.
Temizlik ile ilgili yapılan tavsiyelerin abartılarak yapılması takıntıları beraberinde getirecektir. Bu durumda gerekli önlemler abartılmadan hayata geçirilmelidir.
Medya kullanımı abartılmamalı, uzun süre takibin kaygı ve paniği daha da arttıracağı bilinmelidir.
Dikkatinizi farklı şeylere odaklayarak uyku sorunlarınızı çözme yolunda doğru adımlar atılmalıdır.