Eğer 2008 finsansal krizinden gerçek bir ders çıkarılabilmiş olsaydı; bugün ekonomi eğitimi/disiplini, merkez bankaları, finans kapitalin lobi faaliyetleri ve şüphesiz hükümetlerle olan ilişkileri de yeni bir düzleme oturmuş olabilirdi.
Ama tabii ki vahşi kapitalizm insanlığa böyle bir şans tanımayacaktı. Süreç 1980’lerdeki “finansal serbestleşme” akımıyla başlamıştı, malum. Cumhuriyetçi veya demokrat başkan fark etmiyordu.
Wall Street siyaseti ele geçirmişti. 1998-2008 döneminde istedikleri gibi akademik makaleler ve köşe yazıları yayımlansın, istedikleri kanunlar çıksın, istemedikleri çıkmasın diye 3 bin yırtık lobici ortalığa 5 milyar dolar para saçmışlardı.
Amerikan başkanlarının etrafını çoğu Harvard, Columbia gibi okullarda mesken tutmuş tamahkar proflar çevirmişti. Harvard çıkar çatışması için akademik bir kural getirmemekte direniyordu.
Greenspan, Geithner, Bernanke, Summers, Paulson… Bunlar ABD başkanlarının ya FED’in ya da maliyenin başına koyduğu isimler. 2008 krizinde korkunç rolleri olmuştu. Krize çanak tutmuşlar, balonun büyümesine katkıda bulunmuşlardı.
Bu arada kredi derecelendirme kuruluşları büyük balonu meşrulaştıran en önemli ayak oldular.
Batık şirketlere AA vererek suçun ortağı olmuşlar, sonra da “Bunlar sadece fikirdir, yatırım için güvenemezsiniz” diyerek kendilerini sıyırmışlardı.
Olan gariban ABD vatandaşına olmuş, 15 milyon eve haciz gelmiş, evlerini kaybedenler çadırkentlerde yaşamaya başlamış, batan devleri kurtarmak için havaya savrulan birkaç trilyon dolar da ABD vatandaşlarının vergilerinden sağlanmıştı.
Ülkenin borcu ikiye katlanmıştı. ABD tabii ki bu borcu dünyaya ciro edecek ve dünya daha kötü bir yer haline gelecekti.
Bunları şunun için anlattım: Piyasanın kendi kuralları olan canlı bir organizma olduğu, müdahale ve kontrolün akla bile getirilmemesi, buna bağlı olarak merkez bankalarının ülkeyi yönetenlerden ve her türlü denetimden bağışık olması gerektiği gibi neo-liberal tezler görüldü ki karşılığı olmayan, uydurma şeylerdir.
Dünyaya yön veren ABD’deki ekonomi eğitimi de kirletilmiş/ele geçirilmiş durumdadır. Sistem çürümüş ve kokmuştur. İstisnalar kaideyi bozamamaktadır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın faiz lobisine karşı verdiği kavgayı, merkez bankası çıkışlarını ve ülke içindeki IMF ve kriz lobisinin yarattığı gündemleri bir de bu perspektiften okuyunuz.