En son, 16 Temmuz 2021 tarihinde 'Mukaddime'ce/23. 15 Temmuz Vesilesiyle' başlıklı yazımızda;
Büyük potansiyel taşımasına rağmen, 15 Temmuz'un bir türlü 'taze kan' özelliği kazanamadığını anlatmıştık.
Ancak, yazı üzerine kimi dostlarla yaptığımız değerlendirmeler sonucu ortaya çıktı ki ben bu konuda acullük ve haksızlık yapmışım.
Gözden kaçırmışım, 15 Temmuz, Türkiye Cumhuriyeti Devleti için taze kan görevini bihakkın yerine getirmiş.
Şöyle ki; başka hiçbir alanda hiçbir kıpırdanma olmasa dahi;
15 Temmuz 2016'dan sonra, Türkiye Cumhuriyeti Ordusu'nda meydana gelen değişiklikler nereden bakılırsa bakılsın bir devrim niteliğindedir.
Hatta bir veçhesiyle 'vahşi bir devrim'dir.
Yani, aniden, hiç beklenmedik bir zamanda, beklenmedik bir biçimde büyük bir değişim gerçekleşmiştir.
Bir başka deyişle; Türkiye siyasetinin/toplumunun üstünde sallanıp duran vesayet kılıcı 15 Temmuz sayesinde ortadan kalkmıştır.
Farkındaysanız bu büyük bir paradigma değişimidir.
Öyle ki; eğer ordudaki bu değişim olmasaydı Türk Silahlı Kuvvetleri ne Suriye'de ne Irak'ta sınır ötesi operasyonlar yapabilir;
Ne de dost Libya ve Azerbaycan'a yardımda bulunabilirdi.
Ne de Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne güven aşılayan, sözünü dinlenir kılan, siyasetini güçlendiren Savunma Sanayi'de bunca gelişmeler gerçekleşebilirdi.
Umarım meramımı anlatabilmişimdir.
2
Savunma sanayi ve askeri vesayet demişken;
Bu CHP var ya bu CHP, bize her gün yeni bir 'dejavu' yaşatmaktadır.
Devletin ve memleketin hayrına her şeye karşı çıkıyor ya bu CHP, yeni bir şey değil bu.
Tek parti dönemini; bahusus İnönü'nün başbakan ve cumhurbaşkanı olduğu yılları incelersek, o günkü CHP'nin de aynı şeyleri söylediğini görürüz.
Sadece hatırlatma babında;
İsmet İnönü'nün CHP'si;
Nuri Demirağ'a; kendi imkanlarıyla yapmayı taahhüt ettiği halde, Keban Barajı'nı, Boğaz Köprüsü'nü yaptırmamış, dünya ile paralel imal ettiği uçakların uçmasına izin vermemiş dahası dış ülkelere satışını engellemiştir. Yetmemiş, özel mülkü olan bu günkü Yeşilköy Havaalanı'nın bulunduğu araziyi haraç-mezat elinden zorla almıştır.
Satvet Lütfi Tozan: Ademi merkeziyetçi bir ittihatçı olarak, Kurtuluş Savaşı'nın başlangıcından, Mustafa Kemal'in ölümüne kadar, Türkiye'nin silah müteahhitliğini yapan bu kişinin defalarca dile getirdiği silah fabrikası kurma teklifleri her seferinde İnönü hükümetleri tarafından reddedilmeleri bir yana;
Tıpkı Nuri Demirağ örneğinde olduğu gibi, özel mülkü olan Emirgan Korusu'na zorla el konulmuştur.
Nuri Killigil: Enver Paşa'nın kardeşi olan Nuri Paşa, defalarca uyarılmasına rağmen İstanbul Sütlüce'deki fabrikasında o günün teknolojilerine göre ileri düzeyde silah üretmeye devam ettiği için fabrikasıyla beraber havaya uçurulmuş, defnetmek için tabuta konulacak bir parçası dahi bulunamamıştır.
Ahmet Hamdi Başer: Milli Mücadele'de, İstanbul'dan Anadolu'ya silah sevkiyatında bulunan komitenin içinde yer alan;
"Bir ülkenin bağımsızlığı için askeri ve siyasi bağımsızlık yetmez, iktisaden de bağımsız olunmalı" diyen, iktisaden yetişmiş birisi olarak, uygulanması için, Mustafa Kemal'e özel teşebbüse açık nispeten liberal bir sistem öneren bu kişinin tekliflerinin İnönü Hükümetlerince reddedilmesi bir tarafa, 'özel teşebbüs' dediği için olacak, tamamen şahsi teşebbüs olarak kurduğu tahmil-tahliye işi yapan Liman Şirketi'ne devletçe el konulmuştur.
Sadece bu örnekler dahi İnönü'lü CHP zihniyetini anlatmaya yeter zannederim.
İsmet İnönü katı bir özel sektör teşebbüsü/şahsi düşmanı olduğu gibi; yanlış yapmaktan korkması nedeniyle bir türlü karar veremeyen, dolayısıyla hiçbir iş yapmayan birisidir. Buna karşılık Mustafa Kemal ise özel teşebbüse yol açmak amacıyla 'İzmir İktisat Kongresi'ni toplamıştır.
Böyle olunca, bu gün her şeye karşı çıkan CHP; Atatürkçü değil İnönücüdür.
3
Öyle ki;
1930 yılında Mustafa Kemal Serbest Fırka'yı; Batı'ya karşı demokratik görüntü vermekten çok,
İsmet'i harekete geçirsin diye kurdurdu. Ama Serbest Fırka, İsmet İnönü'yü harekete geçirmenin ötesinde CHP'yi ortadan kaldıracak bir mahiyet kazanınca kapattırdı...
4
Türkiye için; daha sarsıcı/yapıcı/sahici anlamda 'taze kan';
CHP'yi tarihin çöplüğüne gönderecek bir dip dalga, toplu bir bilinçlenme olacaktır... Bekleyip göreceğiz...
SON BİR NOT: Malum 'Atatürk'ü koruma kanunu DP döneminde çıktı.
Allahualem bu kanunun çıkmasına, başka nedenlerin yanında, İsmet İnönü'ye karşı Mustafa Kemal'i koruma ihtiyacı neden olmuştur. Malum İsmet İnönü paralardan ve devlet dairelerinden Mustafa Kemal'in resmini kaldırmış, kendisininkini astırmıştı.