Siyasetçinin kahren menetme gücüne sahip olması gerekir. Aksi takdirde siyaseti sıhhatli olmaz."
1
'Yeni bir Anayasa' tartışmalarına katkıda bulunmayı hem görev hem ödev bilenlerden olduğumu söylemeliyim öncelikle.
(Görev; dışardan gelen buyruk, ödev; içerden gelen duygu)
Yeni Anayasa yapma talebi; toplum için, millet için, devlet için yeni bir gelecek tasavvuru oluşturma iddiası taşır ki; bu bile tek başına heyecan verici bir şeydir.
Burada öncelikle cevabı verilmesi gereken husus; milletler/devletler için 'Anayasa' olarak isimlendirilecek metinlere ihtiyaç olup olmadığıdır.
Doğal olarak, birileri çıkıp; her yasa, yasak koyucudur; oysa aslolan özgürlüktür... diyebilir.
İbn-i Haldun Üstad bu konuda diyor ki; "Vahşilik (sınırsız özgürlük) zevkli bir şeydir. Çünkü burada ahkamın (kanunların) boyunduruğundan çıkmak, siyasi bir liderliğe boyun eğmemek (hür ve serazad yaşamak) vardır. Fakat bu tabiat ümrana aykırıdır ve ona terstir. (...) Keşmekeşlik insanlığı mahv, ümranı ifsat eder."
Neymiş; devlet, medeniyet kurmak için dolayısıyla emniyet ve refah içinde yaşayabilmek için kural ve kurumlara, düzene ihtiyaç vardır. Düzen ise ancak yasalarla sağlanır. Yasaların meşruluğu da Anayasa'ya uygunluklarındadır.
2
Yeni Anayasa'nın hazırlanması zinhar sadece hukukçulara bırakılmamalıdır. Zira anayasalar sadece hukuki bir metin değildir.
Adına 'toplumsal sözleşme metni' deniyorsa, toplumun her kesiminin eli bu metne değmelidir, dokunmalıdır, hiç değilse temsilcileri marifetiyle, mecazen...
3
Yeni bir Anayasa, insanların çoğunlukla 140 karakter üzerinden iletişim sağladığı da göz önüne alınarak; kısa ve net olmalıdır.
Olmazsa olmazı ise; metinsel yapısı itibariyle Türkçe dili için örnek teşkil edecek bir vasıfta olmalı.
4
Yazılacak yeni Anayasa'nın kabulü ve yürürlüğe girmesi için öyle toplumun tamamının onayını almak gibi bir maceraya girilmemeli. Bu hem mümkün değildir, hem de sıhhatli değildir.
Keza, Anayasa çalışmalarına da mesela bütün siyasilerin katılımını sağlamakta gerekmez.
Hele Türkiye'de,
Türkiye'de hiçbir Anayasa (1921, 23, 60, 80) geniş katılımlarla yazılmamıştır. Karargah talimatnamesi gibi hazırlanmıştır.
Kimi oylamalarda yüksek kabul çıkması ise doğrudan doğruya korkunun sonucudur, bu nedenle bir anlam ifade etmez.
5
Yeni Anayasa'da 'değiştirilemez maddeler' bulunmamalıdır.
Zira; 'değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek' maddeler elitist cumhuriyet rejimlerine mahsustur. Halkın iradesini değil cumhuriyeti kuranların iradesini yansıtır.
Oysa, bugün, yazılacak yeni bir Anayasa demokratik kazanımları öncelemelidir, değil mi?
Şimdilik bu kadarıyla yetinelim.