İyi gidiyor, hem de hiç olmadığı kadar iyi. Temizleniyor, arınıyoruz. Artık en tepedekiler hedefte. Gün geçmiyor ki başına ödül konulan teröristlerden biri tepelenmesin.
Tesadüf değil tabi ki bunlar. Biz bayram yapıyoruz, bakanlar, komutanlar sahada. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Şırnak’ta, Kato’da. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar Pençe Harekâtı bölgesinde. Genelkurmay Başkanı Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Fırat, Deniz Kuvvetleri Komutanı Özbal ve Hava Kuvvetleri Komutanı Küçükakyüz de tam kadro yanında.
Nereden nereye…
Bir dönem şehit haberlerini golf sahasında alan, uzun süre ulaşılamayan komutanlarımız vardı bizim. Şimdi Mehmetçik’le yan yanalar. İşte bu tablonun meyvelerini topluyoruz bugün.
Biz bayram yaparken Pençe Harekâtı devam ediyor…
Sessiz, gürültüsüz ve kararlılıkla PKK’nın Irak’taki inlerini temizliyoruz. Bir zamanlar Türkiye sınırları içinde kampları vardı bunların. Onları hallettik, artık sınırlarımız dışındakileri yok etmeye başladık.
Milli Savunma Bakanı Akar, “Tüm inlerine girilecek” dedi:
-En son terörist etkisiz hale getirilmeden o bölgeden çıkmayacağız.
Bu demektir ki, daha uzun süre oradayız. Bölgede irili ufaklı 11 üssümüz var bizim. Bu açıklamaya bakılırsa bir ilave daha geliyor. Terörün Hakurk’taki kampını yok edeceğiz ve biz oturacağız oraya. Basit, burun kıvırılıp küçümsenecek bir olay değil bu.
Sadece teröristleri yok etmekle kalmayacağız. Kandil’e doğru yeri bir atlama taşı oluşturacağız. Bölgeyi kontrol altında tutacağız. Süper güçlerin at koşturduğu bir bölgede sağlam bir kaleye daha sahip olacağız. “Burası bizim bölgemiz, bizi dikkate almadan kimse burada oyun kuramaz” anlayışını iyice perçinleyeceğiz.
Golf sahalarından dağlara, ovalara açıldık artık!
Dikkatle bakan gözler görüyor bunu. Kulak kabartın homurdanmalara. Dikkatle dinleyin rahatsızlık seslerini. Kimlerden, nerelerden geldiğine bakın. Ne kadar önemli işlerin altına imza attığımızı daha iyi anlayacaksınız.
Eskilerin değimi ile artık bölgede “tehdidini ikaya muktedir” bir Türkiye var. Kuru gürültü yapmıyoruz. Kararlıyız, bu kararlılığı da hayata geçiriyoruz. Özümüze döndük, kendi silahımızı kendimiz üretiyor, kullanıyor, hatta ihraç ediyoruz.
Türkiye’ye yönelik algı operasyonlarının altında işte bu karın ağrısı var! PKK ile FETÖ niye el ele verdi? Bölgede hesapları olan emperyalist güçler niçin onların arkasında? Niye S 400’ler için bastırıyorlar? Yapımı devam eden Akkuyu Nükleer Santralı kimleri rahatsız ediyor? Doğu Akdeniz’de niçin kuşatılmaya çalışılıyoruz?
En önemlisi de…
Batılı emperyalist güçler neden iç siyasetimize bu kadar müdahale ediyorlar? FETÖ söylemlerini raporlara geçiren AB ne yapmak istiyor? Washington Post gibi yayın organları hangi amaçla İstanbul’daki bir Belediye Başkanı Adayına makale yazdırma ihtiyacı duyuyor? Türk Yargısına hangi amaçla saldırıyorlar?
Elbette tesadüf değil bütün bunlar. “Rahatsız eden Türkiye’dir” bu soruların cevabı!
Emperyalizm denilen de budur zaten. Menfaatleri zedelendiğinde saldırır. Bakın tarihe, hep öyle olmamış mı?