Bu, çok büyük bir manevradır, hatta tarihi sayılacak bir adımdır. Amerika, bir ilkin altına imza attı. “Terörist” olarak ilan ettiği müttefiklerinin başına ödül koyan dünyanın ilk ülkesi oldu.
PKK baronlarından Murat Karayılan’a 5, Cemil Bayık’a 4, Duran Kalkan’a da 3 milyon dolar değer biçti.
Oysa, 21 yıl önce 1997’de terör örgütü listesine almıştı PKK’yı. Aradan uzun yıllar geçti. Hiçbir tasarrufta bulunmadı. Sonra bir anda “Bayram değil, seyran değil, eniştem beni niye öptü?” dedirtircesine bu kararı aldı.
Bir anda yaşadıklarımız aklıma geldi!..
2000’li yılların başında Tv 8’deki televizyon programıma Genelkurmay eski başkanlarından Doğan Güreş katılmıştı. Amerikalıların, Kandil’e helikopterlerle nasıl silah indirdiğini anlatmıştı. PKK-ABD ilişkisine ait bilgiler vermişti. Karayılan, Bayık ve Kalkan, o dönemde de Kandil’deydiler. PKK’yı sevk ve idare ediyorlardı.
Sonra ABD’li isimler defalarca Kandil’de görüldüler. Bugün başlarına ödül koydukları isimlerle bir araya gelip, toplantılar yaptılar.
Ardından PYD-YPG çıktı ortaya. PKK’nın kurduğu ve PKK’nın içinde gelişen oluşumlardı bunlar. Onları ABD’nin emir ve komutasına taşeron olarak veren de yine aynı isimler oldu. Çok iyiydi ilişkiler, adeta can-ciğer kuzu sarması gibiydiler.
Ama bugün başlarına ödül konuldu. Amerikalı yetkililerin yaptıkları açıklamada da şöyle bir ifade kullanıldı:
“Kimlik ve yer tespitini mümkün kılacak bilgiler karşılığında…”
Kimlikleri belli, terörist-katil bunlar. Ayrıca, insan ticareti, uyuşturucu gibi işlerle de meşguller. Yerlerini muhtemelen en iyi kendileri biliyor. Ayrıca, 12 milyon dolar vermelerine de gerek yok. İstiyorlarsa MİT bildirir onlara.
Bence Türkiye resmen bunu yapmalı…
Sonra da kamuoyuna açıklamalı. “Biz kendilerine yerlerini bildirdik, ama ABD herhangi bir operasyon gerçekleştirmedi” demeli.
Bakalım o zaman ne cevap verecekler?
***
Apaçık ortada: Oyun oynuyor ABD, taktik manevralar gerçekleştiriyor. Hiçbir ciddiyeti yok yapılan bu açıklamanın.
Neymiş, bu isimler teröristmiş! “Küresel terörle mücadele eden Amerika” da o yüzden başlarına ödül koymuş!
Peki PYD ya da YPG ne? Onlar da PKK’nin içinden çıkmadı mı? Onları da ABD’nin emrine PKK baronları vermedi mi? Onlar da “Biji Apo” diye ortalıkta gezmiyorlar mı? En önemlisi de onlar da PKK’nın yaptığı gibi sivil halka kan kusturmuyorlar mı?
Hiçbir fark yok aralarında.
Ama Amerika farklı göstermeye çalışıyor. O yüzden taktik adımlar atarak, eski dostlarının başlarına ödüller koyuyor. Hem YPG’yi, hem de onunla işbirliği içine giren kendisini meşrulaştırıp, aklamaya çalışıyor.
Aslında Türkiye’nin başarısıdır bu. Türkiye, Amerika’yı öylesine sıkıştırdı ve teröristlerle kol kola olduğunu o kadar açık ortaya koydu ki, bu adımı atmak zorunda kaldı. “Süper Güç” dansöz misali kıvırıp duruyor işte!
***
Amerika’nın bu taktik manevrasının iyi ayağı var:
1) Türkiye’nin ağzına bir parmak bal sürmek. Geçici bir süre de olsa susturmak ve etkisiz hale getirmek. Suriye’de atacağı adımlar ve gerçekleştireceği operasyonlar için zaman kazanmak.
Olmadı, yapılan açıklamalardan belli, Türkiye bu oyuna gelmedi.
2) PKK ile YPG’yi ayrıştırmak. YPG’yi meşrulaştırmak. “Bakın terörizme karşıyız ve biz de PKK ile mücadele ediyoruz” diyerek, kendisini rahatlatmak.
Peki nasıl yapacak bunu? Her şeyin ayan beyan ortada olduğu ve iletişimin son derece hızlı geliştiği bir dönemde gerçeklerin üzerini nasıl örtecek?
Üstelik, karşısında susmayan ve milli menfaatlerini korumaya kararlı bir Türkiye var!
O yüzden Amerika, artık eski alışkanlıklarından sıyrılmak zorunda. Evet, geçmişte başardı ve yaptı bunları. Çekiç Güç’le Türkiye’yi yanına aldı. Bize kırmızı çizgilerimizi paspas gibi çiğnetti. Bir yandan “Irak’ın toprak bütünlüğünden yanayız” dedik. Diğer taraftan Amerika’ya destek verip, Irak’ı kendi elimizle böldük.
Ama o eski Türkiye yok artık. ABD bu gerçeği kabul etmek zorunda.