Önce Cumhurbaşkanı Erdoğan “MHP ile seçim ittifakı yapabiliriz” dedi. Ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli 2019’da Cumhurbaşkanlığı için aday çıkarmayacaklarını söyledi:
-Erdoğan’ı destekleyeceğiz.
Saflar netleşti. AK Parti, MHP ile birlikte belki yanına bir-iki siyasi partiyi daha alacak. 2019’daki Cumhurbaşkanlığı seçimine bir blok halinde gidecek. Adı da Erdoğan tarafından şimdiden konulmuş durumda:
“Yerli ve milli cephe.”
Cumhurbaşkanı, CHP başta olmak üzere karşı tarafta yer alanlara da “İpi başka mahfillerin elinde olanlar” adını verdi.
Tablonun bir tarafı netleşti. Ancak, bütün politikalarını Erdoğan karşıtlığı üzerine oturtanların yer aldığı bölge halen bulanık görünüyor. Geldiğimiz noktada herkesin kafasındaki soru şu:
Onlar ne yapacaklar?
***
CHP’den başlayalım…
Kemal Kılıçdaroğlu, ortaya net bir politika koymuş değil. Bir yandan “blok siyasetinden” bahsediyor. Diğer taraftan Yunanistan’a posta koyarken sarf ettiği ifadelerle kafaları karıştırıyor:
-2019’da geleceğim, o adaları alacağım?
Nasıl gelecek? Bunları söylediğine göre, demek ki aday olacak! Ancak, Kılıçdaroğlu bu, ipiyle kuyuya inilmez. Yarın, “lafın gelişi söyledim” der, aradan sıyrılır. Ayrıca, kendisi aday da olsa, bir başka aday da gösterse, CHP’nin bir ittifak arayacağı kesin.
İP Genel Başkanı Meral Akşener, “hazırız” diyor. Ancak, kayıtsız şartsız değil. Kendisi de bir şart ileri sürüyor:
-Ben de aday olacağım. Ancak, Cumhurbaşkanı birinci turda seçilemezse, içimizden kim daha fazla oy alırsa, ikinci turda onu destekleriz.
Ancak, burada bir sıkıntı var. Eğer bir blok oluşturulacaksa, bu sadece CHP ve Akşener’in İP’si ile sınırlı kalmayacak. HDP de bunun içinde yer almaya çalışacak. Kılıçdaroğlu da buna “hayır” diyeceğe benzemiyor. Ayrıca, Saadet Partisi, TKP ve EMEP gibi enva-i çeşit yapı bu bloğa eklemlenecek. FETÖ de doğal olarak sırf Erdoğan’ın önünü kesmek için onlara destek verecek.
Tam bir görüntü kirliliği! Aynı zamanda da seçmen açısından son derece rahatsız edici bir durum!
Adeta Bremen Mızıkacıları gibi bir grup ortaya çıkacak! Biri bir söylemde bulunurken, diğeri tersini dillendirecek. Böyle bir yapının geniş seçmen kitlelerini peşinden sürüklemesi mümkün mü? Değil elbette!
Ayrıca, CHP ve Akşener’in İP’sini destekleyen seçmen kitlesine de haksızlık etmemek lazım. Doğal olarak onların içinden bile tepkiler yükselecek. Onlardan da ciddi itirazlar gelecek. Birbirleriyle ortak müşterekleri bulunmayanların, sırf Erdoğan düşmanlığı üzerine kurdukları bir yapı ayakta kalabilir mi? Kalamaz elbet!
Demek ki…
AK Parti ve MHP ana eksenli oluşturulan milli cephenin karşısında yer alanların işleri hiç de kolay değil. Hatta ümitsiz bir vakadan bile bahsedilebilir. Daha ilk anda verdikleri görüntü iç açıcı değil!
***
Tabii bir başka ihtimal de var: Bu arada AK Parti’nin içini kaşımak isteyenler, belki faaliyetlerine hız verecekler. Ancak, Bahçeli’nin yaptığı erken açıklama, onların da hesaplarını bozdu. MHP gibi bir muhalefet partisinin “yerlilik” ve “millilik” noktasında Erdoğan’a verdiği destek karşısında onlar ne diyecekler? Hangi gerekçeleri öne sürerek faaliyet yürütecekler? Kime ne anlatacaklar? AK Parti içinde nasıl taraftar bulacaklar?
Olacak iş gibi görünmüyor!
Erdoğan-Bahçeli ikilisi, 2019 öncesi tam zamanında son derece akılcı ve stratejik bir manevra yaptı. Adeta muhalefet cephesinin bütün yollarını kapattı. Zaten zorda olanları, iyice zora soktu. Ciddi anlamda psikolojik üstünlük kazandı.
Hani derler ya…
Tam bir “Şimdi onlar düşünsün” durumu!