İstisnaları bir köşeye koyarsak, iki ayrı kutuptan bahsediyorum. Aynı değiller, Atatürkçüler ile Atatürk’ü sevenler arasında dağlar kadar fark var. Biri istismarcı, diğeri samimi…
FETÖ’cü ile dindar ayrımı neyse, Atatürkçüler ile Atatürk’ü sevenler arasındaki fark da o! “Atatürkçü” olduklarını söyleyenler, FETÖ ile bir ortak noktalar bulabilirler. Gerekirse PKK ile de bir araya gelebilirler. Türkiye’yi batıya da şikâyet edebilirler. Türkiye’de ABD ya da AB’nin tezlerini savunabilirler. Hiç şaşırtıcı olmaz. Bunun o kadar çok örneği var ki!..
Atatürk’ü sevenler ise asla böyle bir yola girmezler.
Demesi bedava, sosyal medyaya bir bakın. “Ben Atatürkçüyüm” diyenlerin ya da profiline Gazi Mustafa Kemal’in kalpaklı fotoğraflarını koyanların paylaşımlarını dikkatlice inceleyin. Ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.
Türkiye hakkında olumsuz bir kampanya mı var? Türkiye’yi yönetenleri yerden yere vuran dış kaynaklı bir operasyon mu yürütülüyor? Hepsi bir anda oraya üşüşüyorlar. En ön saflarda onları görüyorsunuz.
Aleyhte paylaşımlar yapılırken, ölçüyü kaçıranlar da onlar. Zevkten dört köşe ellerini ovuşturanlar da onlar.
Atatürk’ün millilik vasfından o kadar uzaklar ki!..
Onlara “kripto Atatürkçüler” diyebiliriz. Hatta, içine girdikleri bu tavırla Atatürk’le kavga ettiklerini, Atatürk’ün manevi şahsiyetine saldırıda bulunduklarını bile söyleyebiliriz. Atatürk kim, onlar kim?
HHH
Atatürk, onlar için sadece kullanılacak bir malzeme!
Bunu da ciddi şekilde açığa vuruyorlar. Kendileri dışında kimsenin Atatürk’ün adını ağzına dahi almasına tahammül edemiyorlar…
Karşılarına geçip, “Atatürk doğru işler yaptı” bile diyemezsiniz. Hemen ağır bir saldırıya geçerler. “Vay sen nasıl adını ağzına alırsın?” türünden bir tavır içine girerler. İlaveten, hakaretin bini de bir paradır!
Onların dışında kimse Atatürk’ten bahsedemez. Hatta kimse Mustafa Kemal Paşa’yı sevemez. Atatürk sevgisi bile onların iznine tabi.
Atatürkçü değil, klinik birer vaka bunlar!
HHH
Belli kriterleri var bunların:
İçki içmiyorsan, Atatürk’ün adını ağzına alamazsın.
Cami cemaatine dahilsen, bu konuda hiç konuşamazsın.
Rakı ile laiklik kelimesi arasına sıkıştırılmış bir Atatürkçülük bunlarınki. Hepsi o kadar. Bir de Mustafa Kemal’in çocukken karga kovaladığı bilgisini ekleyebiliriz. Ama, annesi Zübeyde Hanım’ın kendisini dini hassasiyetle yetiştirdiği ya da Atatürk’ün ölümüne kadar Harp Okulu’ndaki yeminin Kur’an üzerine yapıldığı, “Vallah Billah” diye bittiği gerçeklerini konuşamazsınız onların yanında.
Ben yıllar önce bu hatayı yapmıştım. Tarihi gerçekleri dile getirdiğim için “Atatürkçü” bir Cumhuriyet Savcısı hakkımda soruşturma açmıştı. Hele hele Afyon Şuhut’ta Büyük Taarruz emrini verdiği sırada “Bundan sonrası Allah’a kaldı” diyerek dua ettiğinden hiç bahsedemezsiniz. Anında Atatürk düşmanı ilan ederler adamı.
İnönü’nün icraatlarını Atatürkçülük zanneder bunlar.
Hemen her fırsatta “Acaba batı ne der” diye düşünür, ona göre adımlar atarlar. Atatürk’ün “Hangi medeniyet vardır ki ecnebilerin (batılıların) telkin ve tavsiyeleri üzerine yükselebilmiştir? Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir!” şeklindeki sözlerini hiç duymamışlardır çünkü.
Atatürk yoktur bunların Atatürkçülüklerinin içinde. Kendi ürettikleri bir figür vardır. O figürü severler bunlar, Atatürk’ü değil.
HHH
Atatürk’ü sevenlerin acilen Mustafa Kemal Paşa’yı kurtarması lazım bunların elinden. Bu istismar artık son bulmalı.
Çünkü…
Atatürk’le hiç ilgisi olmayan bir Atatürk ortaya çıktı. Öyle bir figür oluşturdular ki, iş artık Atatürk’ün silah arkadaşları ve yakınları bugün mezardan çıksa, “Yuh artık, bu kadarı da olmaz” diyecekleri bir hal aldı.