300 yıldan fazla Portekiz tarafından sömürülen Brezilya, 1822 yılında bağımsızlığını elde etmiş,1888 yılında kölelik kaldırılmış ve Cumhuriyet ilan edilmiş, 1985 yılında da asker gitmiş ve siyaset gelmiş, oldukça maceracı bir ülkedir. Bugün 204 milyon nüfuslu olan ülke, ancak 2003 yılından bu yana makroekonomik stabilite sahibi olmuştu. Ama 2008 yılı sonrasında finansal kriz Brezilya’yı da etkisi altına aldı. 2010 yılında son 25 yılın en yükseği olan yüzde 7.5 düzeyinde büyüyen Brezilya, Lula’dan sonraki Başkan Rousseff tarafından da kötü yönetilince 2011 yılından sonra çöktü.
Ülkede bir de Petrobras adlı devletin petrol şirketinde ortaya çıkan rüşvet skandalı, nerede ise tüm siyasilere bulaşınca, sonunda Başkan Rousseff geçtiğimiz hafta görevden altı ay için alındı ve yardımcısı, koalisyon ortağı partinin lideri Michel Temer iş başına geldi. Eğer Rousseff altı ayda beraat edemezse 2018 yılına kadar Temer işbaşında Başkan olarak kalacak.
Tarihi resesyon yaşıyor
Lula’dan sonra gelen Rousseff gerçekten de ekonomiyi yönetememişti. Brezilya şu anda 1930’lu yıllardan bu yana en kötü resesyonunu yaşamakta. Ülke ekonomisi 2015 ve 2016 yılarının toplamı olarak, yüzde 7.5 daralmış olacak. İşsizlik, enflasyon ve bütçe açığı/GSYİH’nın her üçü de yüzde 10 değerinin üstünde. 2015 verileri ile ve satın alma gücü paritesi ile bakıldığında GSYİH 3.16 trilyon dolar (2015 ). Resmi kur ile ise 1.8 trilyon dolar. Satın alma gücü paritesi ile 2015 yılında kişi başına geliri 15 800 dolar kadardı. 2015 yılında cari açık 73 milyar dolara indi, ihracat 189 milyar dolara, ithalat ise 174 milyar dolara azaldı .
Rousseff ortanın solu politikalar uygulamaya çalışıyordu, Temer ise daha liberal bir yaklaşımı temsil ediyor. Temer akıllı davranarak daha evvelki yıllarda Brezilya’da 2003- 2010 arasında enflasyonu azaltan ve ekonomiyi düzelten ekipten insanları geri işe çağırdı.
Maliye Bakanlığına, geçen hafta daha evvelki ekonomik hamle döneminde Merkez Bankasının başında olan Henrique Meirelles getirildi. Merkez Bankasının başına ise MIT eğitimli iktisatçı İlan Goldfajn getirildi. Tabii Senatonun bu atamaları kabul etmesi gerekiyor.
Bay Meirelles ve Bay Goldfajn 'tripod yaklaşımı' denen, kontrol altına alınan devlet harcamaları, güçlü enflasyon hedeflemesi ve de dalgalı kur üçlüsünü uygulamak üzere göreve geldiler. Bu yaklaşım 1990’lı yıllarda enflasyonu yenen ve ülke ekonomisini ayağa kaldıran yaklaşım olmuştu. Merkez bankasına da teknik bağımsızlık getiriliyor. Meireless ve Goldfajn 2003 yılında Merkez bankasında beraber çalışmışlardı. Brezilyanın Real Planı adı verilen ekonomik yaklaşımının Başındaki Fernando Henrique Cardoso ile beraber hiperenflasyonu yenmişlerdi.
Endeksle ünlü olmuştu
Brezilya'nın yeni Merkez Bankası Başkanı Goldfajn, son dönemde İtau Unibanco adlı Brezilya'nın en büyük özel bankasının baş iktisatçısı olarak görev yapıyordu. Doktorasını MİT’de yapmıştı. Daha evvel de IMF, Dünya Bankası ve de Birleşmiş Milletler’de çalışmıştı. Bankacılığa 2009 yılında geçen Goldfajn Brezilya’da aylık reel büyümeyi de tahmin eden bir endeks geliştirmiş ve şöhret kazanmıştı. Endeksi tüm şirketler ve kurumlar tarafından takip ediliyor.
Goldfajn’dan evvelki Merkez Bankası Başkanı Tombini enflasyon hedefi yüzde 4.5 olmasına rağmen, işten ayrıldığında Ocak 2016 enflasyonu yüzde 10.71 civarında idi. Kredi faizleri ise 2015 yılında yüzde 40 düzeyine bile çıkmıştı. Hala da çifte dijit enflasyon var.