Daha önce yazmıştım. Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası sırasında asıl mücadele ve yarışın Muharrem İnce ve Meral Akşener arasında geçeceğine dikkati çekmiştim. Aynen öyle oldu, itiş-kakış başladı bile…
İyi Parti tarafından bir açıklama yapıldı. Meral Akşener’in, Millet İttifakı’nı oluşturan siyasi partilerin genel başkanlarını, 24 Haziran sonrası Parlamenter Sisteme dönüşün yol haritasını belirlemek üzere toplanmaya davet ettiği bildirildi.
Neden yapıldı bu?
1)Kampanya sırasında ön almak için.
2)Muharrem İnce üzerine toplanan dikkatleri dağıtmak için.
3)Kamuoyuna “Akşener samimi, ama İnce değil” mesajı vermek için.
Çünkü, Muharrem İnce “Parlamenter Sisteme geçiş için iki yıllık bir yol haritasından” bahsetti. İyi Parti de bunun üzerine “İki yıl değil hemen” atağına geçti.
Ayrıca, İyi Parti Genel Sekreteri Aytun Çıray, Akşener’in görüşme ve yol haritası belirleme talebini zaten CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan’a telefonla iletti. Üzerine bir de kamuoyuna açıklama yapma ihtiyacının hissedilmesi ise “kampanya sırasında ön alma” düşüncesinden kaynaklandı. Bu kadarla da kalmadı, kamuoyu önünde İyi Parti’den CHP’ye yönelik bir de eleştiri geldi. Parti Sözcüsü Aytun Çıray, “Bu seçim kampanyası olağan bir kampanyaya dönüştü. Bizim başlangıçta ortaya koyduğumuz prensip zemininden kaydı” dedi.
Beklenen ve kaçınılmaz tartışma başladı.
***
Dikkat edin!..
Muhalefet, yani Millet İttifakı cephesindeki Cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik bütün hesaplar, hep ikinci tur üzerine yapılıyor. Birinci turda seçimi kazanacağını iddia eden yok. Muharrem İnce de Meral Akşener de birinci turda Erdoğan’dan sonra en yüksek oyu kendilerinin alacağını ve ikinci turda Erdoğan’la yarışacağını iddia ediyor.
İki aday da aynı düşünceleri paylaşan seçmen kitlesine hitap ediyor. İkisi de aynı pasta dilimini paylaşmaya çalışıyor. O yüzden, Erdoğan’ı destekleyenlerden çok, O’nun karşısında yer alan seçmenlere mesajlar gönderiliyor. O pasta diliminden en büyük parçayı koparmanın yolu da Erdoğan’ın değil, ittifak yapılan diğer isimlerin yıpranmasından geçiyor. İşte bugün Akşener’in ve İyi Parti kurmaylarının “zemin kayıyor” diyerek yaptıkları budur. Çünkü, siyaset hesaplar üzerine kurulu!
Aynı ittifakın içinde SP de var. Ancak, Temel Karamollaoğlu “etkisiz elaman” olarak görüldüğü için O’nun üzerine planlar yapılmıyor.
***
Millet ittifakında hesap edilmeyen önemli bir nokta var… Hep birinci turda HDP adayı Selahattin Demirtaş dahil, Erdoğan karşıtı bütün adaylara verilen oyların, ikinci turda birleşeceği düşüncesinden hareket ediliyor. Oysa, yok bunun bir garantisi. Bu seçmenlerden sandığa gitmeyenler olabileceği gibi, Erdoğan’a oy verecekler de çıkabilir.
Ayrıca, yapılan pek çok kamuoyu araştırması seçimin birinci turda sonuçlanacağı yönünde. Cumhurbaşkanı Erdoğan oldukça iddialı, “Biz bu işi birinci turda bitireceğiz” diyor. Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunun olmayacağı görülüyor.
Buna rağmen, İnce de Akşener de havlu atacak ve teslim olacak değil elbette. Erdoğan’ı birinci turda seçtirmemek ve ikinci turda sonuç alarak ipi göğüslemek için ellerinden geleni yapacaklar. Bunun için de İnce’nin Akşener’i, Akşener’in de İnce’yi yıpratması gerekli.
Bu yüzden içten içe yanan ateş, önümüzdeki günlerde daha alevlenecek. Bugün başlayan “zemin kayıyor” tartışması daha da büyüyecek. Beraberinde yeni tartışmalar ve çekişmeler gelecek. Aksini iddia etmek, siyasetin doğasına aykırı.
İlaveten, zirvede yürütülen çekişme, seçmen tabanına indikçe biraz daha sertleşecek. Küskünlükler, kırgınlıklar, tepkiler ortaya çıkacak. Bu da siyasetin kaçınılmaz kurallarından biri.
İşte bu yüzden “İlk turda İnce, Akşener ve Karamollaoğlu’na verilen oylar, ikinci turda Erdoğan’ın karşısında kim kalırsa ona gidecek” tezi geçerli değil. Doğal olarak o oylar aşınacak, aşağı doğru bir ivme gösterecek.
Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kalmaz, ama…
Kalırsa eğer, genel beklentiden çok farklı bir sonucun ortaya çıkacağını şimdiden söyleyebilirim. Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kalırsa, ben Erdoğan’ın oy oranının yükseleceğini düşünüyorum. Hem Millet İttifakı’nda ortaya çıkan ilk fotoğraflar, hem de siyasetin kuralları ve gelenekleri bunu gösteriyor.