1
Sohbet edebilme kıvamında bulduğu bir gün oğlum Furkan Selahattin’e sorar;
“Abi bize biraz çocukluğundan bahseder misin?”
Selahattin’in cevabı kısa olduğu kadar çarpıcıdır;
“Ben çocuk olmadım ki…”
Bunun üzerine Furkan; “Olur mu öyle şey abi, türü icabı her insanın bir çocukluk evresi, çocukluğu vardır…” türünden bir şeyler söylemeye kalkışınca Selahattin…
“Bak Furkan’cığım” der. “Bir insanın çocuk olabilmesi için büyüğünün olması gerekir…” (Bu arada, Selahattin ilkokulu bitirdiğinde anası babası sağ olmasına rağmen Darüşşafaka’ya yazdırılmıştır.)
2
Saygıdeğer Efendi(leri)m!
Malum kriz nedeniyle toplumun halini doğum sıkıntısı (sancısı) çeken bir kadına benzetebiliriz.
Her bir fert havsalasından fırlayıp ciyaklama ihtiyacı hissetmektedir.
Belli ki Allah’ın ayetleri (tabiat kanunları) gereği bu toplu doğum gerçekleşecektir.
İnsan türünün bu doğum sonrası dönemi, daha sonra, ‘sağlıklı bir çocukluk evresi geçirdim’ diyebilmesi için her birilerimizin bir büyüğe (Babaya) ihtiyacı olacaktır.
Saygıdeğer Efendi(ler)m
Siz(ler) birilerinin biyolojik babası, kimilerinin manevi babası olabilirsiniz.
Ama aslolan herkese analık herkese babalık (büyüklük) yapmaktır.
Velev ki birileri kabul etmesin, hatta reddetsin.
Tarih, ailesine isyan eden hatta savaşan evlatların menkıbeleriyle doludur.
Öyle değil mi efendim?