YEDAŞ CEO’su Nurettin Türkoğlu: Dağıtım şirketlerini ben iki kategoriye bölüyorum. Niyeti aynı olan biz ve Sabancı bir kategoride, diğer 19’u ayrı kategoride. 2016-2020 döneminde birleşmeler olacaktır.
Elektrik şirketiyle münasebetimiz eskiden, ‘kesildiğinde’ arıza servisini arayıp, telefonda beklemek, şanslı olanlarımız da “Arıza var” şeklindeki doyurucu açıklamayı edinmekten ibaretti. Meğerse hayat ‘abonelik’ten ibaret değilmiş, müşteriliğe terfi ettik. Hatta artık elektriği tedarik ederken, şirket seçme hürriyetimiz bile var. Samsun, Ordu, Sinop, Çorum, Amasya bölgesinin elektrik dağıtımından sorumlu Çalık Grubu şirketlerinden Yeşilırmak-YEDAŞ’ın CEO’su Nurettin Türkoğlu söyleşi konuğum. Nurettin Türkoğlu Limak-Çalık ortaklığındaki Kosova Elektrik Dağıtım şirketinin de İcra Kurulu Başkanı. Konuk olarak seçme nedenim, YEDAŞ, iş başı yaptığı Ocak 2011’den bu yana farkını koydu. Bugüne kadar Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’ni imzalayan ilk ve tek elektrik dağıtım şirketi oldu, hiçbir zorunluluğu olmadığı halde ‘dünyanın sürdürülebilirliği için mücadele etme' taahhüdünde bulundu, üç yılda yürüttüğü kurumsal sosyal sorumluluk projeleriyle Türkiye’de ve Avrupa’da ödül ödül üstüne aldı.
- 2010’da yüzde 47 olan çalışan memnuniyeti, yüzde 96.50’ye ulaşmış. Nasıl başardınız?
Yönetim modelimizde saklı bunun cevabı. EFQM denilen Avrupa mükemmellik modelinin özünde tüm paydaşların ortak yön birliği, ortak çıkarlarının sinerjisi yatar. KAL-DER’e birinci yılımızda üye olduk ve halen sektördeki tek üyesiyiz, toplam kalite yönetimini, balance score card modelini birebir temel aldık. Bu iki modeli uygulayan şirket sayısı, dünyanın en büyük 500 şirketinin yüzde 70’i. Modeli koyduktan sonra gerisi detay ve süreç. Yeter ki bu iki modeli kendine göre uyarlama, yontma ve bozma. İspanyol, İtalyan, Fransız devlerle karşılaştırmamızı yapıyoruz. Bizim derdimiz Avrupa’nın, dünyanın devleriyle, Türkiye’deki şirketlerle işimiz yok çünkü uygulayacağımız model yok.
Çalışan 'önce müşteri' dedi
Her yıl 800 çalışanımızla öz değerlendirme toplantısı yapıyoruz, 3-4 gün kampa giriyoruz. Çalışanlarımıza sorduk, bu şirketin paydaşları kimdir? Birinci sırada müşteri. Müşteri memnuniyeti odaklı. Çalışanlarımız ikinci sıraya hissedarları koydu. Demek ki çalışanların üst yönetime, patrona güveni tam. Zaten Ahmet Çalık da en başta dedi ki, ‘bu şirket sizin, ben hedefleri koyacağım, siz hedefleri tutturduğunuzda prim alacaksınız.” Yani çalışanın sabit geliri sınırlı değil, ucu açık. Burada da çalışan memnuniyeti oluştu. Üçüncü sıraya kendisini koydu, çalışan dedi. Dördüncü sırada toplum var. Müşteri memnuniyeti için de ne yapacaksın? Sürdürülebilirlik ortaya çıkıyor, yani kurumsal sosyal sorumluluk projeleri. Bu projelerle de tüm ilişkilerimizde sürdürülebilir olmaya çalışıyoruz.
ÜÇ YILDA 2 MİLYON LİRA
Enerji Bakanı Taner Yıldız bir toplantıda “Kurumsal sosyal sorumluluk projelerini yapmanızdaki amaç ne?” diye sordu. Ben de “Sayın Bakanım kayıp-kaçak, kaçak bedeli, ulusal tarife gibi problemler konuşuyoruz. İki yıl, bilemedik üç yıl sonra bu problemler bitecek. O zaman insanlar bizleri sorgulayacak, bu şirket hayatımın neresinde var? Benim için ne yaptı? İşte ben şimdiden bunu yapıyorum” dedim. Bakan Yıldız güldü, “Tebrik ederim, güzel yakalamışsın” dedi. Ben tüm şirketlerden 5 yıl öndeyim. Kurumsal sosyal sorumluluk projelerinde bütçe limiti koymadık, önü açık, üç yılda 2 milyon lira harcadık.
Şirketleri üç grupta topluyorum
Teknolojik altyapıya, Avrupa’nın en iyi 10 şirketinden daha iyi olacak şekilde yatırım yaptık. Bir de Sabancı bu yola çıktı ama daha yolu tamamlamadı. Dağıtım şirketleri iki kategoride. Niyeti aynı olan biz ve Sabancı bir kategoride, diğer 19’u ayrı kategoride. Çalık ve Sabancı aynı düşüncede ama aynı başarıda değil o yüzden 1 artı 1 artı 19 diyorum. Dediğim ölçülebilirdir, kurumsallaşmasını tamamlamış, kalite entegre sistemlerini uygulayan, IT’ye uyarlayan. şirket.
Dikkuyruk'a baş koyduk dünyaya tanıtacağız
En son TÜHİD Altın Pusula’da iki ödül aldık, UNDP (Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı) özel ödülü aldık. Avrupa’da da geçen yıl ödül aldık, merkezi İspanya’da olan kuruluş kalite, kurumsallaşma, IT altyapısına ödül verdi. Dikkuyruk’da Avrupa’da bir ödül sürecimiz devam ediyor. Bafra deltasında yaşayan bir kuş, aslında ördek. Dünyada 15 bin dikkuyruk kalmış, yüzde 75’i Bafra’da, iki ay burada konaklayıp, sonra göç ediyor. Çevre Bakanlığı ile DSİ ile protokol yapıp, yaşam alanlarının korunması için önlem aldık. Avlanma yasağı için mücadele başlattık. Vatandaşı avlanmaya karşı bilinçlendirmek için projelerimiz devam ediyor. Karadeniz’e komşu ülkelerin toplantısını, ardından Avrupa Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği’nin toplantısına ev sahipliği yapacağız.
Tükenen sanatlar ustalarımızı korumaya aldık. Bıçak yapan üçüncü nesil Sinoplu, ahşaptan ve deniz mahsullerinden el sanatı yapan Ordulu,kaybolan lale diye semaver yapan Amasyalı bir ustamız var. Çarşamba’da yumurta topuk yapan bir ustamız, o sanatı korumaya aldık. Yok, aslında çok rahat bir ayakkabı. 3 bin-5 bin liraya alınan ayakkabı yerine 100 liraya aynı konforu alıyorsunuz. Amaç bunları pazara taşımak. Ustaların sanatını belgesel yapacağız.
Diğerleri, Erzurum, Van Diyarbakır'a para aktarıyor
- Ülkemizin çevresindeki yangınlardan kendi içimizdeki kıvılcımlarla ilgilenmeye fırsat kalmıyor. Oysa Güneydoğu’da bir süredir insanlar, ‘elektrik’ yüzünden sokaklara dökülüyor. Elektrik kesintisine, borç nedeniyle elektrik kesmelere tepki gösteriyor. Elektrik dağıtımcısı da haklı, kayıp-kaçak oranıyla Güneydoğu Türkiye’nin rekortmeni. Elektrik sorunu nasıl çözümlenebilir?
Bölgesel tarife mi, ulusal tarife mi kavga bu. 21 bölge var. Olması gereken 21 farklı tarife. Oysa tek tarife var. Türkiye ortalaması teknik kayıp yüzde 7 civarında, yüzde de 8 kaçık var, ortalamanın toplamı yüzde 15 kayıp-kaçak. Avrupa ortalaması da böyle. Ancak yüzde 15’ün üstünde üç bölge var. Erzurum merkezli, Van merkezli ve Diyarbakır merkezli üç bölgede kayıp-kaçak yüzde 70’lerde. Mesela Diyarbakır’da kayıp kaçak yüzde 80’lerde. Diğer üç bölgeyi ayırırsanız, 18 bölgede 2-3 puan kaçaktan söz edilebilir. Toplam kayıp-kaçak oranı yüzde 10’un altında. 18 bölge, bu üç bölgeyi fonluyor. İnsanlar orayı besliyorum diye bakıyor. Yüzde 15’in altındakiler sisteme para aktarıyor, üstündekiler para alıyor. Bakan da söylüyor, Türkiye’yi bütün olarak ele almamalı.
Kamunun dört katı yatırım yapıyoruz
- Bölgede siz kaliteli ve kesintisiz elektrik için ne yatırım yaptınız?
Kırsalda şebeke yatırımı en son 1984, 1986’da yapıldı, ondan sonra hep pansuman yapıldı. Biz yılda, kamu döneminin 4 katı yatırım yapıyoruz. 2015’de harcayacağımız parayı da 2014 bütçesine koyduk ve bu sene sonu itibariyle kırsalın sorunlarını büyük oranda çözeceğiz. İlk üç yıl şehir merkezleri ile uğraştık, sonuçta tüketimin yüzde 80’i şehirler. Kamu döneminde, 5 yılda 125 milyon yatırım yapıldı, bizde ise yılda 100 milyon lira. Kamunun dört katı yatırım yapıyoruz. Bizde kaçak yok, neredeyse sıfır.
Yoksul için sosyal tarife uygulanmalı
- Güneydoğu’dakiler de diyor ki, ben kaçırmaya mecburum 150 liralık faturayı ödeyemem ama 30 lirasını ödüyorum.
Dağıtım şirketi yüzde 100 tahsilat yaparsa yüzde 3.5 kar ediyor. Tahsilat riski olmalı, 5 olmaz da 3 olur. Dağıtım şirketlerinin agresifliği de önlenmiş olur. Sosyal tarife olmalı. Belirli limitte para almamaktan söz ediyorum. Bunu dağıtım şirketi de, diğer aboneler de sübvanse edemez, devlet karşılamalı. Erzurum, Van, Diyarbakır merkezli üç bölge hariç yüzde 2’yi geçmez.
Özelleştirme yabancıların ilgisini çekmedi
- Elektrik dağıtımının yüzde 20’sinde faaliyette olacağız diyorsunuz. Şirket mi satın alacaksınız?
Özelleştirme sürecinde payımızı artırmayı düşünüyorduk. Fiyat çok arttı. Öngörüm en fazla 4-5 yıl içinde 4 veya 5 oyuncu kalacak. Bunlardan biri de biz olacağız. Biliyorsunuz Osmangazi’ye el koydu devlet, belki birkaç tane daha olabilir. Birleşmeler olacak. Bölgemizdeki sıcak gelişmeler değişimi erteleyen unsurlar. Ortadoğu sakin olsaydı, Avrupa’da durgunluk olmasaydı şimdiye dek birleşmeler olurdu. 2016-2020 döneminde olacaktır. Ölçek çok küçük. Yabancıların ilgi duymamasının bir nedeni de buydu. Ben 3-4 milyon abonesi olan şirkete geleyim diyor. Türkiye’de 3-4 milyon abonesi olan bir tek İstanbul var. Bir yabancı ancak iki İstanbul’u beraber düşünür. Benim 1.7 milyon abonem var, 4 milyon abone için Karadeniz’in tek bölge olması lazım.