Demokrasi kavramı her isteyenin keyfince istediği gibi tanımlayacağı bir kavram değildir; bazılarının cehaletten; fakat bazılarının kasıtlı olarak, bazılarının ise doğrudan doğruya demokrasi düşmanı oldukları için onu kendilerince anlamlandırıp, içeriğini çarpıtarak kullandıkları çok sık rastlanan bir durumdur. Öncelikle şunu söylemek gerekir ki demokrasi kendisini savunma kabiliyeti olan bir rejimdir, bunu başaramazsa ayakta kalamaz yerini ya totaliter ya da otoriter rejimler alır.
Seçimle gelenler demokrasiye ihanet ederlerse yani terör örgütlerinin, belli bir zümrenin, belli bir sınıfın ya da etnik etnik cemaatin adına hukuk dışına çıkıp kamu düzenine karşı tavır alırlarsa yine seçilmiş olan ülkeye/millete karşı sorumluluğu bulunan hükümeti tarafından, o da harekete geçmezse Meclis tarafından gerekli işlemlere tabi tutulurlar. Bugün mahalli düzeyde üç belediye başkanına uygulanan da budur.
DEMOKRASİYİ SAVUNMAK
Demokrasi, çok açık sade ifadeyle bireylerin toplum içindeki güçlü örgüt ve zümrelere, sınıflara, devlete karşı korunmasını sağlayan, bunu bireysel hak ve özgürlükler temelinde teminat altına alan bir siyasal sistemdir. Toplumu devlete karşı koruyan, devletle toplum arasındaki ilişkileri sosyal, ekonomik ve siyasal haklar temelinde düzenleyen bir siyasal yönetim biçimi olan demokrasi, insan özgürlüğünün gerçekleşmesinin şartlarını hazırlayan, en iyi siyasal yönetim biçimi olduğu düşünülmektedir.
Peki, bu korumayı bu hakların kullanımını mümkün kılacak rejim nasıl işlemektedir? Burada demokrasinin cevap vermesi gereken önemli bir soru vardır: Birey ve toplumun özgürlüklerini devlete karşı koruyacak, bunun gerçekleştirmesini mümkün kılacak demokrasi bunu neyle, hangi araçlarla yapacaktır?
Bu sorunun cevabı açıktır: Devletle. O halde buradaki problem devlete karşı özgürlükleri koruyacak demokratik siyasal sistem, bir yönetim biçimi olarak bunu ancak devleti toplumun siyasal denetimine ve idaresine alarak gerçekleştirebilecektir. O zaman toplumu devlete karşı korumak, demokratik yönetim sayesinde bizatihi devletin görevidir.
HUKUK DEVLETİ
Demokrasiyi kendisini koruyamaz bir rejim olarak görmek isteyenlerin, onu kendisini savunamayacak hale getirmek isteyenlerin insan hak ve özgürlüklerine düşman oldukları açıktır. Bunu yapmaya çalışanlar arasında demokrasi kavramını dillerinden düşürmeyenlerin olması onların anti-demokrat kimliklerini gizlemelerine yetmeyecektir.
Burada özellikle üzerinde durulması gereken husus, bilhassa demokrasi düşmanı terör örgütlerinin demokratik yönetim biçimleri altında siyaset sahasında örgütlenmeleri veya siyaset alanda buldukları fırsatlarla demokrasiye karşı sinsice örgütlenmeleri, demokrasinin kurumlarını doğrudan demokrasiyi tahrip edecek birer araç haline getirmeleridir.
Türkiye’de demokratikleşme süreci ilerledikçe bu konuda PKK/PYD; FETÖ terör yapılanmalarının demokratik ortamın genişlemesinden istifade ederek demokrasiye karşı giriştikleri saldırılara hukuk devleti içinde demokrasinin verdiği cevap açıktır. Türkiye Cumhuriyeti’nin saldırılara cevap veremeyeceğini düşünenler, başka hesaplar yapanlar hayal kırıklığı yaşamaya devam edeceklerdir.