İnsanoğlu takvimi kullanmaya başladı başlayalı zamanı dilimlemiş ve onu hesap etme yoluna gitmiştir. Günler, haftalar, aylar, yıllar ve en nihayet asırlar… Çünkü her geçen an insanoğlu, zamanı hesap etmeye zorlamıştır. Takvimindeki her son, aynı zamanda yepyeni bir başlangıçtır. İnsan, zamanın dikkatli kullanılması gereken bir şey olduğunu idrak ettiğinde, geride kalan yıl tarih, gelecekte olan umuttur artık. Takvim kullanıldı kullanılalı bu durum böyle olagelmiştir.
İşte nihayet, içinde bulunduğumuz an bizi de bir sona ve yepyeni bir başlangıca getirmiştir. 2017 yılını ve bu vesile ile de ömrümüzden önemli bir süreyi geride bırakıyoruz. Elbette geride bıraktığımız yıllar, geçmekle işlevini yitirmez; hatta eğer bizi tefekküre sevk etmeyi başarırsa daha da değerlenirler. Geçen yılların hiç geçmeyen bir vazifesi vardır: Geleceğe ışık tutmak, yarını aydınlatmak. Önceden yapılan hatalar, yanlışlar sebep oldukları sorunlarla birer ibret vesikası gibi hafızamızda durur.
Böylece gelecekte o hatalara düşmemek gibi mükemmel bir mekanizma geliştiririz. Çünkü gelecek, sadece geçmişten alınan derslerle anlaşılabilir ve kontrol edilebilir.
İnsanın sermayesi gelecekte, o sermayeyi kullanma kabiliyeti geçmişte saklıdır. 2018 yılına girerken, geçmiş yılları düşünerek girelim. Geçmişi bir tefekkür, hatta derinlemesine bir analiz edelim. Nerede hata yaptık, nerede yanlış yaptık, nerede geç kaldık, nerede ifrata-tefrite düştük…
Daha iyi bir gelecek için; hatta geleceği daha güzel kılmak için geçmişin bir muhasebesini, kritiğini yapalım. Bizim hatalarımız bizim kazanımlarımız olsun. Onlardan tecrübe alalım ve bir daha aynı hatalara düşmeyelim. İşte o zaman geçmiş de gelecek de kâmil manada değerlendirilmiş olur. Bu sayede geçmişten de gelecekte de kazanan biz oluruz.
Bir fırsat görelim yeni yılı aynı zamanda. Eksik ve yarım bıraktığımız işlerimiz tamamlayalım. Açmadığımız kapıları açalım. Sair sebeplerle küslüklerimize bu vesile ile silip atalım. Dargınsak barışalım, ayrıysak birleşelim. Hiç olmadığı kadar çok ihtiyacımız var birlik ve beraberliğe. Bu yolda, bu istikamette yürüyelim.
Tüm bu güzel hasetleri tefekkür ederken aşırılıklardan uzak durarak her an tetikte bekleyen kötülere ve kötülüklere fırsat vermeyelim. Bilindiği üzere yeni yıl, ülkemizde ve dünyada eğlence ve şölenlerle ile karşılanmaktadır. Bu tür organizasyonlar kontrol edilemeyecek büyüklüklere ulaştıklarında beraberinde büyük tehlikelere de yol açmaktadır. Birçok şer odağı, çocuklarımızı ve dolayısıyla da geleceğimizi zehirlemek için fırsat kollamaktadır. Bunu unutmayalım.
Yılbaşı gecelerinde alkol, kumar, uyuşturucu gibi olumsuzluklar adeta “paket” halinde toplumun damarlarına zerk edilerek kontrolü mümkün olmayan kalabalıklar ile çocuklarımız ve gençlerimiz için büyük tehlike ortamları oluşmaktadır.
Bu kritik zamanlarda aydınlık yarınlarımız olan çocuklarımıza sahip çıkmak ve onları durumun vahameti hakkında bilinçlendirmek en büyük görevimiz olmalıdır.
Bu tip zehirleri sunmak isteyen zehir tacirlerinin söylediği ve sığındığı tek bahane “bir sefer denemekten bir şey olmaz” sözüdür. Hiç unutmayalım ki her şeyin bir ilki vardır ve her şey bir ilkle başlar. Bu anlamda ailelere büyük görevler düşmektedir. Yılbaşı bahane edilerek alkol, uyuşturucu kullanımı, çocuk ve kadın istismarı gibi kötü hasletlerin serbestliği algısına özellikle dikkat ederek çocuklarımızı, dolayısıyla da geleceğimizi korumamız gerekmektedir.
İnsanın en kıymetli hazinesi zamanı ve sağlığıdır. Gene de her şeyden çok, ısrarla onu ziyan eder. Hiçbir şey insandan, zamanından daha kıymetli değildir. Bu yeni başlangıcı da vesile ederek, zamanımıza ve sağlığımıza hem kendi nezdimizde hem de çocuklarımızın nezdinde sahip çıkalım.
2018 yılının ülkemize ve dünyaya sevgi, barış ve huzur getirmesi dileklerimle. Sağlık ve afiyet içinde kalınız.