Yanlış mıydı; evet çok yanlıştı. Yapılanlar inançlarımıza uyuyor muydu; kesinlikle uymuyordu. Terörün ve terör destekçisinin ekmeğine yağ sürdü mü; gelişmelere bakılırsa evet öyle oldu.
Ancak; buna rağmen İncek Mezarlığı’ndaki o olaylar, meseleyi bu kadar çarpıtarak başka yönlere çekme hakkını vermez kimseye. Olayı kınayanlar ile yazıp-çizen gazeteci takımı ölçüyü bir hayli kaçırdı. Bir yanlışa karşı çıkarken, başka bir yanlışın altına imza attı.
Aysel Tuğluk’un annesinin o mezarlığa gömülmesine karşı çıkanlara her türlü hakaret edildi. Hayatları terör destekçiliği ile geçmiş insanların verdiği yalan-yanlış bilgilere itibar edildi. “Bu bir provokasyondur” derken bile provokatörlerin aleti gibi davranıldı. Olay, mecrasından çıkarılıp, başka noktalara götürüldü.
Neler söylenmedi ki!..
“Nefret suçundan” bahsedildi.
“Irkçılık ve bölücülüktür bu” denildi.
“İncek’teki olaylar toplumun birlikte yaşamasına yönelik bombalı bir saldırıdır” yorumları bile yapıldı.
Buna gerekçe olarak da Aysel Tuğluk’un annesinin sırf Kürt ya da Alevi olduğu için o mezarlığa gömülmesine karşı çıkıldığı yalanları üretildi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da açıkladı ki, yok böyle bir şey.
Ayrıca, İncek’te ve çevre köy mezarlıklarında yatan pek çok Kürt vatandaşımız var bizim. Hiç birine böyle bir tepki gösterilmedi. Tam tersi, protestocular da dahil, hepsine Fatiha okumadan geçmiyor o bölge insanı.
Oradaki mesele, ne merhumenin kimliği, ne de bir başka sebeptir. Bizzat Aysel Tuğluk’un terör destekçisi kimliği ve kişiliğidir.
“İncek’te ne olmuştur?” derseniz, Aysel Tuğluk’un temsil ettiği bakış açısı devreye girmiştir. O’nun yıllardır desteklediği metotlar kullanılmıştır. Sonuçta böyle tatsız bir tablo ortaya çıkmıştır.
***
“Cenazeye saygıdan” bahsediliyor…
Öyle olması gerekir zaten. PKK gibi terör örgütlerinin yaptıkları insanlık dışı uygulamalar istisna edilirse, bu topraklarda hep de öyle olmuştur.
PKK ise, köy basıp masum insanları öldürmüş, sonra da cesetlerini yakmıştır. Örnek mi istiyorsunuz, Erzincan’ın Başbağlar Köyü’ndeki mezarlığa bakın. Orada yatan 30’dan fazla insanımızın cesetleri kurşunlandıktan sonra ateşe verilmiştir.
PKK, şehit ettiği asker ve polisin cesetlerine bile saldıran bir örgüttür.
Bu örgütün kendi militanlarına da saygısı yoktur. Ölen arkadaşlarını bombalı tuzak haline getirdiğine dair onlarca örnek vardır.
PKK’nın katlettikten sonra akarsulara attığı kamu görevlilerini unutmadık biz.
Peki, Aysel Tuğluk ne yapmıştır?
Hep bu insanlık dışı terör örgütüne destek vermiş, hatta onları kutsamıştır. Onların uyguladığı dehşet karşısında sesini çıkarmamıştır. Abdullah Öcalan’a kahraman demiş, kaba bir ırkçılık uygulamıştır.
Hızını alamamış, bizzat alana çıkmış, eline taş alıp asker taşlamıştır. Fotoğrafları var dört bir yanda.
Bugün İncek’teki cenaze töreninde taşkınlık yapanlara atfedilen sıfatların tamamını bünyesinde taşıyan bir kişiliktir Aysel Tuğluk!
İşte benim itirazım bunadır. Aysel Tuğluk gibilerin yıllar boyunca kendilerine hak gördüklerini başkaları yapınca ortalığı ayağa kaldırmalarınadır. Bugün kendisine destek verenlerin, dün Tuğluk için tek kelime bile etmeyen çifte standartlı yaklaşımlarınadır. İtirazım, kurdun kuzu postuna bürünmesine ve bazılarının da çıkıp kurdu bu millete kuzu gibi yutturmalarınadır.
***
Bazıları bilgisayarının başına oturmuş, son derece ucuz lafları peş peşe sıralıyor. “Kin ve nefretten” bahsediyor. İncek’teki protestocuları “Milli birlik ve kardeşliği dinamitlemekle” suçluyor.
Mesele buysa eğer…
Onların hiç biri bu konularda Aysel Tuğluk, çevresindekiler ve destekledikleri terör örgütünün eline su bile dökemez. İncek’teki o grubun yaptığı yanlış, yıllardır bunlar tarafından sistemli bir faaliyet olarak sürdürülüyor.
Kin ve düşmanlığı bunlar icar etti, bunlar milletin içine soktu, bugün de alabildiğine körüklüyorlar.
Ey kalem sahibi yazar-çizerler…
Bugün İncek’deki o bir avuç insana yönelttiğiniz hakaretlerin onda birini bunlar için sarf ettiniz mi? Ya da en azından yıllar boyunca milli birliğimize sistemli bir şekilde saldıranları gerektiği şekilde eleştirdiniz mi?
Biliyoruz ki yapmadınız. Peki şimdi ne diyorsunuz siz?