Her zaman olduğu gibi bu bahar da İzmir’in dağlarında, memleketimin bütün dağlarında, bayırlarında çiçekler açmaya devam edecektir. Sorunun maksadı şudur, şunun şurasında seçimlere on gün gibi kısa bir zaman kalmışken bu türküyü CHP mitinglerinde, neden duymuyoruz? Neden CHP örgütü, başta büyük şehirler olmak üzere her yerde her zaman seslendirdikleri ‘Onuncu Yıl Marşını’, ‘İzmir’in dağlarında çiçekler açar’ türküsünü seslendirmekten imtina eder, yoksa unuttular mı?
CHP’nin bu tutumunu HDP ile yapılan işbirliğine zarar verir endişesiyle yapıp yapmadığını bilmiyoruz zaten burada söz konusu müziklerin sembolik bir kıymeti vardır fakat bu sembollerin neyi temsil ettiği üzerinden CHP yönetiminin davranışını analiz etmek, meseleyi anlamak için bir ipucu verebilir.
YİNE BAHAR GELİYOR
İzmir türküsünün veya Onuncu Yıl Marşı’nın anlamı açıktır; birincisi, Milli Mücadelede Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın İzmir’e girişini ifade etmekte, kurtuluşu seslendirmektedir. İkincisinde ise, adı üstünde Cumhuriyet’i anlatmakta daha doğrusu bu idealin başardıklarını ve başarmak istedikleri söz konusu edilmektedir.
Sorun tam da bu noktada ortaya çıkmaktadır. Bugün Türkiye’nin bağımsızlığı saldırı altındadır; dünya siteminin patronu ABD, Türkiye’ye karşı saldırmakta olan bir terör örgütünü binlerce TIR silahla kuşandırıp, beslerken siz ne yapmaktasınız? Cumhuriyet idealleri olan kalkınan, hadi ayrıntılı söyleyelim yurdu dört baştan hızlı trenlerle kuşatan, kendi savunma sanayiini yapan, dünyanın en büyük birkaç havayolu şirketinden birine sahip olan, kıtaları denizin altından üstünden birleştiren, yılda 170 milyar dolar ihracat yapan, kısaca modern bir ülke olma yolunda hızla ilerleyen Türkiye’ye saldıran PKK/PYD ile ilişkilerini saklamayan bir partiyle açıkça işbirliği yapan CHP ne yapmaktadır, bu şarkıları bu marşları söyleyebilir mi?
Hiç kimse kalkıp, ‘yasal bir partiyle işbirliği yapmakta ne var’ diye meseleyi geçiştirmesin, söz konusu parti Türkiye demokrasisinin bütün yasal imkânlarını, parti kapatma yasağı da dâhil kullanmaktadır yani durum ‘kanunidir’ fakat katiller topluluğu PKK/PYD bağını yöneticilerinin bile inkâr etmediği bu partinin bir meşruiyet sorunu olduğu açıktır.
BAĞIMSIZLIKÇI OLMAK!
Bu durumda ‘CHP faydacı davranıp HDP’nin de, Ülkücülerin de oyunu almak istiyor, ne yapsın çaresiz kalmıştır’ deniliyorsa mesele başa dönmektedir; o zaman CHP’de sorun büyüktür, kimlik krizi derinleşmektedir demek zorundayız.
CHP’nin politik problemlerinin giderek büyüdüğü açıktır ama daha derinde yatan probleminin ideolojik olduğunun tekrar altını çizmek isterim. Bu ülkenin bağımsızlık davasının yanında duramayan, beka meselesinin bir bağımsız Türkiye meselesi olduğunu fark edemeyen, Türkiye karşısında küresel kuşatma hazırlıklarına, Cumhurbaşkanı Erdoğan karşıtlığı sebebiyle tavır alamayan bir siyaset anlayışı bugün sadece CHP için değil bütün memleket için sorun değil de nedir? Kimse merak etmesin, bu ülkenin dağlarında çiçekler sonsuza kadar açacaktır.