‘Mutlu olmak için neye ihtiyacın var?’ dedi çocuk, yetişkin önce düşündü sonra ‘Sağlık’ dedi. Çocuğa sordu ‘Peki senin?’ dedi, çocuk gülümsedi ve dedi ki ‘sizin mutlu olmanıza!’. Sadece gülümsemek bile karşı tarafın her şey yolunda algısı için yeterli belki de. Bugün sizlere mutluluk psikolojisinden bahsetmek istiyorum. William James’a ait olan; "Mutluluğun nasıl elde edilip, nasıl elde tutulup, nasıl tekrar kazanılacağı, tüm zamanlarda çoğu kişinin gizliden gizliye tek dürtüsü ve aslen her şeyi göze alışının tek sebebidir." sözü ile başlayalım.
Göz ardı etmememiz gereken, ruh halimizin bedene yansımasını çok duyduk. Özelliklede hastanın ruh sağlığının göz ardı edilmemesi gerektiğini, kişinin iyileşeceğine dair düşüncelerinin varlığı ve stresini yönetebilmesi gibi birçok etkenin ondaki yara iyileşme hızını etkilediği araştırmalarca kanıtlanmış. Hans Selye: ‘ Yaygın hastalıkların çoğu strese uyum gösterme eksikliğinden kaynaklanır.’ der. Kişinin nasıl mutlu olacağını bilmesi ile aslında stresinin de kontrolünü ele aldığından bahsedebilirim. Son yıllarda ki çalışmalar ise; kişinin olumsuz yanlarını tamir etmektense, kişideki olumlu, güçlü yanları ortaya çıkarmak yönünde. Pozitif psikoloji tam olarak bununla ilgilenmektedir. Kişinin var olan potansiyeli, güçlü yanları ve olumlu yönde gelişmesini destekleyen her şeyini incelemektedir. Amaç; yetenekleri olduğu alanda farkındalığı arttırıp, sahip olduğu olumlu özelliklerini geliştireceği ve kullanacağı bir ortam yaratmak. Özellikle 3 alanda etkin çalışan pozitif psikoloji; mutluluk, yaşam doyumu, sevinç gibi olumlu duygular, dayanıklılık, başa çıkma ve bağışlayıcılık, iyimserlik gibi olumlu bireysel özellikler, aile, okul, toplum gibi olumlu kurumlar çevresinde gerçekleşeceğini sunar.
Yapılan birçok araştırma mutluluğun zaman ile azaldığını, mutsuzluğun artış gösterdiğini belirtmekte. Peki neden? İnsan olarak hep olmayanın ya da olduramadığımızın peşinde miyiz? Pozitif psikolojinin öncülerinden olan Seligman: Bireylerin geçmişe nazaran daha iyi ekonomik imkânlara sahip olması, daha iyi eğitim alması ve daha iyi fiziki koşullara sahip olmasına rağmen; genel olarak ruh sağlığında kötüye doğru bir gidiş olduğunu belirtmektedir. Şu iki soruya dikkat çekmek istiyorum. İlki; "Neden bazı insanlar diğerlerinden daha mutludurlar?" , diğeri; "Mutsuz bir insanın acaba mutlu olması sağlanabilir mi?". Cevaplarında kişisel farkındalığın devreye girmesi ile mutluluk kavramının ne kadar kişiye özel olduğunu fark edelim.
Mutlu kişilerin sosyal, dışa dönük, uyumlu, kişiler arası ilişkilerinden doyum alan ve olumsuz duygulardan çok olumlu duygular yaşayan kişiler olduğunu söyleyebiliriz. En mutlu olduğunuz anı düşünün dediğimde içinde sevgi barındıran bir anı hatırlarsınız. Sevgi ve sevilmek mutlu olmanın ilk basamağı, sevgi ile yapılan her işinde mutluluk getireceği kanaatindeyim. Hem olumlu düşünerek, hem de stres ile baş edebilme yöntemlerini öğrenerek mutluluğa adım atabilirsiniz. İyi olmak için; önce kendini kabul et, geliştirilmesi gereken yönlerine eğil ve fark et, ardından olumlu düşünme tekniklerini hayatına dahil et. Yaşam becerilerini arttırarak öznel iyi oluşuna katkı sağlayabilirsin.
Daha çok olumlu duygu yaşamayı sağlamak için her gün yaşadıklarınızı, bu olumlu duyguların size ne kazandırdığını ve sizin için ne anlamı olduğunu yazarak fark etmeniz mümkün. Ayrıca olumlu duyguların bir başka yararı da, kişinin olaylarla başa çıkmasını güçlendirmesidir. Olumlu duygular düşünce sistemini genişleterek olaylara farklı açıdan bakmanızı sağlar. Bu bakış açısı olumlu düşünmeye sevk eder ve dolayısıyla olumsuz duyguların süregelen etkilerini ortadan kaldırır. Çünkü asıl mesele ne olduğu değil, kişinin bunu nasıl yorumladığıdır. Olumlu duyguları yoğun yaşamak değil, sık sık yaşamak öznel iyi oluşunuza katkı sağlamaktadır.