Bugüne kadar bulunmuş en büyük hazineler
Dünyanın dört bir yanında şimdiye kadar en büyük hazineler ve özellikleri...
Almanya'da 13 yaşındaki bir çocuk ile amatör bir arkeolog bir hazine buldu. Hazinenin Hristiyanlığı Danimarka'ya getiren 'Mavi Diş' lakaplı efsanevi Danimarka Kralı Harald'a ait olabileceği belirtiliyor. Kazıda bulunanlar arasında Osmanlı, Bizans, Saksonya ve Danimarka'ya ait gümüş sikkeler var.
Rene Schoen adlı amatör arkeolog ile öğrencisi Luca Malaschnitschenko ocak ayında ülkenin kuzeyindeki Ruegen adasında metal dedektörleriyle hazine arıyordu.
İkilinin dedektörü alarm verince önce değersiz bir alüminyum bulduklarını zannettiler, ancak daha yakından inceleyince bunun bir gümüş parçası olduğunu keşfettiler.
Haftasonu ikilinin gümüşü buldukları alanda yerel arkeoloji kurumunun da desteğiyle yapılan ve 400 metrekarelik bir alana yayılan kazıda ortaya bir hazine çıktı. Kazıda bulunanlar arasında Osmanlı, Bizans, Saksonya ve Danimarka'ya ait gümüş sikkeler var.
Hazinenin MS 958 ile MS 986 yılları arasında hüküm süren efsanevi Danimarka Kralı Harald'a ait olduğu düşünülüyor.
Harald'ın ismi son yıllarda Histoy Channel'da yayımlanan 'Vikings' (Vikingler) dizisinde de efsanevi kralı canlandıran bir karakterin yer alması nedeniyle yeniden popülerlik kazanmıştı.
THOR'UN ÇEKİCİ, ÖRGÜLÜ BİLEKLİKLER, YÜZÜKLER, SİKKELER….
Bulunan hazinede deyim yerindeyse yok yok. Hazinede örgülü bileklikler, inciler, broşlar, Viking tanrısı Thor'un çekici şeklinde bir takı, yüzükler ve 600 kadar gümüş sikke bulunuyor.
Sikkelerden 100'den fazlasının Harald'ın yaşadığı döneme ait olduğu belirtildi. Arkeolog Michael Schirren, yaptığı açıklamada "Hazine, tek seferde Baltık Denizi bölgesinde bulunan en büyük Mavi Diş sikkeleri keşfi. Bu nedenle büyük önem taşıyor" dedi. Hazinedeki en eski sikkenin MS 714 tarihli Şam'da basılmış bir dirhem olduğu, en yenisinin ise MS 983 tarihli bir peni olduğu açıklandı.
Mezar ve yeraltı labirentleri Hristiyan inancına olan sıkı bağlılıklarıyla aziz olarak adlandırılan erken dönem Hristiyan şehitlerinin çürüyen iskeletleri barındırıyor.
Her iskelet giydirilmiş ve pahalı kıyafetler, taçlar, silahlar ve hatta peruk gibi çeşitli çok değerli objeler ve taşlarla süslenmiş durumda bulunuyor.
Yeraltı mezarlarının azizleri başlıklı bir çalışma yapan sanat tarihçisi Paul Koudounaris bütün Avrupa'yı gezmiş ve bu konuda belge toplamış durumda.
Ortaya çıkan bilgiler, birçok azizin giydirilip insanların ziyaretine açılmasına rağmen, daha giydirilmeyi bekleyen bir çok azizin olduğunu gösteriyor. Bu azizler İnsanlar tarafından yoğun ilgi görüyor.
Koudounaris, bu konuda yazdığı kitabında yeraltı mezarlarının azizleri hakkında bilgi verirken nasıl öldüklerini, bu mezarlara yerleştirilmelerine kimin karar verdiğini ve Avrupa'da bu olgunun neden bu kadar uzun zamandır devam ettiğini tartışıyor.
2000 yıllık gizem
Danimarka dünyanın en fazla bataklığı ve bataklık cesedi olan ülkesi. Buradaki cesetler bataklık yosunlarının ürettiği asitler sayesinde 2000 yıldır bozulmadan kalmış.
Bu cesetlerin çoğu Danimarka'da hala bataklık kömürünün kullanıldığı 1800 ila 1960 yılları arasında bulunmuş.
Danimarka'da Demir Çağı'nda henüz yazı olmadığı için - o döneme ait az sayıda Roma ve Yunan yazıtları vardır - bu insanların neden öldürüldüğü konusunda ancak tahmin yürütebiliriz.
Fakat şu bir gerçek ki o dönemlerde ölülerin çoğu yakılıyordu ve bataklık cesetleri onlardan farklılık gösteriyordu.
Moesgaard Müzesi'nde sergilenen ve boğazı kesilerek öldürülen Grauballe Adamı müzenin en ilgi gören sergileri arasında.
Çin'de yapılan arkeolojik kazılar sırasında uzmanlar, buldukları bir mezarı açtıklarında gördükleri karşısında gözlerine inanamadılar.
Altın, zümrüt ve kehribar gibi değerli madenlerle dolu olan mezar eski bir geleneğine göre defnedilmiş.
Mark Thompson isimli bu adam İngiltere'nin Sherwood Ormanı'nda metal dedektörü ile gezerken 14.yy'a ait altın bir yüzük buldu.
Tamamen altın paralar ve eşyalardan oluşan hazine içinde sikkeler, külçe altınlar, yeşim kolyeler ve som altın eşyalar bulunuyor.
