• $32,3784
  • 35,0315
  • 2326.02
  • 9090.09
28 Ağustos 2015 Cuma 23:25 | Son Güncelleme:

Davutoğlu: Bahçeli ona da hayır dedi

Davutoğlu: Bahçeli ona da hayır dedi

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Habertürk TV'de seçim hükümeti ve tekrar seçimle ilgili soruları yanıtladı.

Davutoğlu'nun açıklamalarından satırbaşları:

YENİ KABİNE

Kabinede daha fazla hanımın olmasını istiyordum, üzerinde düşündüğümüz isimler oldu ancak, şartlar ve dağılım itibariyle çok elimizin serbest olduğu bir kabine değil bu. Anayasal zorunluluğu olan bir hükümet kurduk. Anayasa'ya riayet etmek birinci önemli husustu. Partilerin tamamı evet demiş olsaydı daha büyük bir taplo ortaya çıkacaktı. Belli kuralların işletilmesi gereken, bağımsız olması gereken ya da partili olduğunda şu özellikleri bulunması gereken şu sayılarda olması gereken bir tablo.

Ancak, açıkçası bu görevi aldıktan sonra herhangi bir önyargı olmadan öncelikle belli kriterleri zihnimde tasavvur ettim bunu da paylaştım; ehliyet, liyakat, uyum... 

"KOALİSYON KURMUŞ OLSAYDIK,  O ZAMAN TAKDİR YA KILIÇDAROĞLU'NUN YA DA BAHÇELİ'NİN OLACAKTI"

Birincisi önemli husus; anayasal zorunluluk. Yani Anayasal zorunluluğu olan bir hükümet kurduk. Tamamıyla tercih hakkının benim elimde olmadığı ve benim sadece özellikle TBMM'de grubu olan partilerin dağılımı itibariyle Meclis Başkanı'nın bildirdiği belli sayılar içinde hareketin olduğu bir tablo. Dolayısıyla anayasa zorunluluğuna riayet etmek birinci husustu. Buna riayeti esas aldığım için de malum CHP'den, MHP'den ve HDP'den 5+3+3 oranında isimler tespit ettim. Bunun tespiti anayasal bir zorunluluktu. Fakat bu isimleri tespit ederken hep şunu da göz önünde bulundurdum; temsil kabiliyeti olsun ve birlikte diyelim CHP ile ya da MHP ile koalisyon kurmuş olsaydık, tabi o zaman takdir sayın Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'nin olacaktı kimlerin gireceği ile ilgili ama, onların da tercih edebileceği isimler muhtemelen bunlar olurdu diye düşünerek devlet tecrübesine sahip olan, belli alanlarda uzmanlığına benim de başka bir partide olmakla birlikte hürmet ettiğim isimleri öne çıkarmaya çalıştım. 

"TÜRKİYE'NİN RESMİ, BURAYA YANSISIN İSTEDİM"

Bu anayasal zorunluluğu 3 üye evet dedi, bir isim MHP'den ikisi HDP'den. Ve anayasal zorunluluk bu anlamda yerine getirilmiş oldu. O aşama ortaya çıkınca bu sefer madem ki ben tam olarak bu tabloyu gerçekleştiremedim ama Türkiye'nin resmi buraya yansısın dedim. Herkesin olduğu bir resim olsun istedim. Belli tercihleri buna göre yapmayı tercih ettim. 

Türkiye’den her rengin temsil edildiği, Kürt, Türk, Alevi, Zaza, MHP’li, gençliğinde birbirleriyle karşı karşıya durmuş iyi bir kabine kurduğumuz düşüncesindeyim. Sonucunun da hayırlı olacağı düşüncesindeyim. 

AK Parti'den 13 bakanlığı 11'e düşürdük, bu bir zorunluluktu. Kimse 'Bu isim ne arıyor' demesin diye uzmanlığa baktım.

"BU BİR AK PARTİ HÜKÜMETİ DEĞİL, ANAYASAL BİR HÜKÜMET"

Bu bir AK Parti hükümeti değil, Anayasal bir hükümet, Anayasal zorunluluk söz konusu. Bu görev bana verilmeden önce diğer partilerin tüm isimlerine tek tek baktım. Hiçbir önyargı olmadan öz geçmişlerini incceledim. Reddedenler AK Parti hükümetini reddetmiş olmadı, Anayasa'nın sınırlarının dışına çıkmış oldular. Bir tek bu hükümetle olan açıklamamı Başbakanlık’ta yaptım, öncekileri AK Parti Genel Merkezi’nde yapmıştım.

"BU BENİM MESELEM DEĞİL DESEYDİM, ANAYASAL KRİZ ÇIKARDI, TÜRKİYE'DE HÜKÜMET BOŞLUĞU DOĞARDI"

Bahçeli bugün kendisine yakıştıramadığım ifadeler kullanmış. Liste tamamen benim tarafımdan hazırlandı. Bu "ahlaksız teklif" tabiri benim yüreğime dokunan bir kelimedir. Çünkü bana değil Anayasa'ya söylenmiş oldu. Oluşan teamül yine hukuki bir zorunluluktur. Keşke içtihatı başka türlü oluşturmuş olsaydık. Ben Cumhurbaşkanı'na "Diğer partiler gibi, bu benim meselem değil, benimde kongrem var, sonra da seçime gideceğim, kusura bakmayın" deseydim, Anayasa ne yapılacağını yazmamıştı. Çok daha büyük bir anayasal kriz çıkardı. Türkiye'de hükümet boşluğu doğardı. Ve bu konuda benim bunu deme hakkım, sayın Kılıçdaroğlu ve sayın Bahçeli'ninki kadar vardı ama demedim.

"TÜRKEŞ'E MEKTUP GÖNDERENE KADAR HİÇBİR TEMASIM OLMADI"

Sayın Türkeş'e ben mektup yazıp gönderene kadar hiçbir temasım olmadı.  Aile geçmişini de bildiğim için verdiği cevaba hiç şaşırmadım. Türkeş ile daha önce görüşmem olmadı. Türkeş AK Parti'ye geçmek için 'evet' demedi. Türkeş alternatifini düşünerek o kararı almadı.  

Devlet için diğer partilerle bir araya gelmekten kaçınmadım. 

Devlet görevi üstlenenlerin, devlet görevi yaparken; görev başladığında o anda bütün herkes benim gözümde vatandaş olarak eşittir. 

SÜMEYYE ERDOĞAN İLE İLGİLİ: KIZIM GİBİ GÖRDÜĞÜM GENÇ BİR HANIMA SÖYLENENLER BENİ ÇOK ÜZDÜ

Sümeyye Erdoğan olayı beni çok üzdü. Hem akademik hayatımda hem de geçmişini bildiğim, tanıdığım, kızım gibi gördüğüm, ahlak abidesi bir genç hanıma söylenenler beni çok üzdü. 

İLK BAKANLAR KURULU NE ZAMAN?

Bakanlar Kurulu toplantısı Pazartesi ya da Salı günü olur. Başbakan Yardımcısı arkadaşlarım benim dava arkadaşlarımdır. AK Parti içinde yerleri ayrıdır. Fakat Bakanlar Kurulu'nda hiçbir arkadaşımın birbirinden farkı yoktur.  

MHP VE TÜRKEŞ'LE İLGİLİ İLGİNÇ BİR ANEKTOD

Sayın Türkeş'in açık yürekliliğini bilirim. Çok çarpıcı bir şeydir. Bugünlerde böyle şeylerin siyasette olması gerektiğini ifade etmek için nakledeyim. 

Bundan bir kaç sene önceydi. Bizim Kızılcahamam'da o zaman istişare toplantısı vardı. Bizden bir kaç ay sonra da Milliyetçi Hareket Partisi'nin vardı. 

TÜRKEŞ "DİPLOMAT GÖNDEREBİLİR MİSİNİZ" DEDİ

Tabi Sayın Türkeş o zaman bu konulardan sorumlu olduğu için, beni arayıp Dışişleri Bakanı olarak "acaba bir diplomatınızı gönderip, bizi bilgilendirelir misiniz" dedi. MHP'nin istişare toplantısı. 

Benim için devlet söz konusu olduğunda emin olun, partisel ayrımlar ayrı bir noktaya gelir. Ve muhalefet partilerinin memleket meselelerini en iyi şekilde bilmesi gerektiğini düşündüğüm için de, hiçbir zaman hiçbir şekilde başka partileri bilgilendirmekten de kaçınmadım, bir araya gelmekten hiç kaçınmadım. Aksine bazı informal fırsatlardan da istifadeyle hep istişareye önem verdim. 

DAVUTOĞLU "İSTERSENİZ BİZZAT BEN GELEYİM" DEDİ

O zaman Sayın Türkeş'e (gece geç vakit aramıştı), "memnuniyetle arkadaşlardan birini göndeririz, ama niye ben gelmeyeyim" dedim. Yani Milliyetçi Hareket Partisi'nin istişare toplantısına. Bu CHP'den de gelse aynı tepkiyi verebilirdim. "Ben geleyim, sizi ben bilgilendireyim" dedim. Ben Dışişleri Bakanı'yım o zaman. Başka bir partinin toplantısı... Hani güzel bir şey olduğu için bunu naklediyorum. 

Sayın Türkeş "çok ilginç bir fikir" dedi. O da telefonda bunu şey gördü. "O zaman ben kendi genel başkanımla istişare edeyim, siz de edin, uygun görürseniz gelirim, uygun görmezseniz bir arkadaşı gönderirim" dedim. 

ERDOĞAN "İLGİNÇ BİR FİKİR, NEDEN OLMASIN" DEDİ

Sayın Başbakanımız'a, Sayın Erdoğan'a söyledim "çok ilginç bir fikir, tabi niye olmasın" dedi o da. 

BAHÇELİ REDDETTİ

Ama MHP kanadından olumlu bir şey gelmedi. Bunu eleştirmek için söylemiyorum, kendi içişleridir. Ama güzel bir diyalogdu. Sayın Türkeş de buna o zaman olumsuz yaklaşmamıştı, "genel başkanıma arz edeceğim" demişti. 

Tam 1,5 milyar... Dış kaynak akışı bu yıl da hız kesmedi
Tam 1,5 milyar... Dış kaynak akışı bu yıl da hız kesmedi

Tam 1,5 milyar... Dış kaynak akışı bu yıl da hız kesmedi

Bakan Uraloğlu tarih verdi: İki ili birbirine bağlayacağız
Bakan Uraloğlu tarih verdi: İki ili birbirine bağlayacağız

Bakan Uraloğlu tarih verdi: İki ili birbirine bağlayacağız

Murat Kurum, BAYKAR'ı ziyaret etti: Türkiye'nin geleceğine olan inancım arttı
Murat Kurum, BAYKAR'ı ziyaret etti: Türkiye'nin geleceğine olan inancım arttı

Murat Kurum, BAYKAR'ı ziyaret etti: Türkiye'nin geleceğine olan inancım arttı