Size gelen projeleri neye göre değerlendiriyorsunuz?
İlk başlarda çok fazla seçme şansımız olmuyordu. Ama artık daha ince eleyip, sık dokumaya başladım. Gelen projelerde senaryoya, projeye ve karakterin bana ne kadar uyup uymadığına bakıyorum.
KENDİME SINIR KOYMUYORUM
Aileniz oyunculuk yapmanızı destekliyor mu?
Ailem genel olarak destekliyor. Ama ilk başlarda dedem biraz karşı çıkmıştı. Dedem benim babam gibidir. Annem zaten başından beri beni destekliyor. Ailede bir problem yok. Benim baba tarafım Diyarbakırlı, annem ise İzmirli ve ben baba tarafımla yaşamıyorum; fakat Diyarbakır’ın genetiğini ben içimde taşıyorum zaten bazı normlarım olduğu için.
Oyunculukta sınırlarınız var mı?
Ben var sanıyordum ama en son Ağrı Doğu Beyazıt'ta bir film çektik. Burada belki çok açık sahneler çekmedik ama bir sınırım olmadığını gördüm. Eğer projeye güveniyorsam, o an oyunculuk neyi gerektiriyorsa, sanat neyi gerektiriyorsa ona uyuyorum. Açık bir sahne varsa o an o çekilir. Ben de kendime hiç öyle bir sınır koymadım. Gelen projeye inanmak önemli.
Hayalinizde bir proje var mı?
Sosyal içerikli filmleri çok seviyorum. Dizi oyuncusu olmak yerine sinema oyuncusu olmayı her zaman daha çok tercih ederim.
YÖNETMEN OLMAK İSTİYORUM
Kariyeriniz için ne gibi planlar yapıyorsunuz?
Oyunculuğu çok seviyorum ve artık bu yolda ilerlemeyi düşünüyorum gittiği yere kadar. Yönetmen koltuğuna oturmak isterim. Çok iyi bir gözlemciyim ve çok fazla film izliyorum. Farklı bir bakış açım olduğunu düşünüyorum.
Lale Devri dizisine girdiniz. Canlandırdığınız karakterden bahsedebilir misiniz?
4 bölüm çektikten sonra çıktım. Canlandırdığım karakter Kayseri'den gelmiş saf, masum ama akıllı bir karakter. Çınar'ın karısı öldüğü için halası aralarını yapmak istiyor ve kızı bunun için getiriyor.
Peki neden ayrıldınız?
Bu karakter için bana önce 'külkedisi hikayesi' dediler. Canlandırdığım karakter zamanla değişime uğrayacaktı. Üç bölüm çektikten sonra senaryo bana anlatıldığı gibi olmadı. Bunun sonucunda da çıkmayı uygun gördüm. En son gelinlikle nikâh masasından kaçarak rolümü sonlandırmış oldum.
EMİNA'NIN OYUNCULUĞUNU DEĞERLENDİRMEK BANA DÜŞMEZ
Emina Sandal’ın oyunculuk performansının düşüklüğüyle ilgili diziden ayrıldığına dair haberler yer almıştı basında. Siz nasıl buluyorsunuz oyunculuğunu?
Bunların sadece bir söylentiden ibaret olduğunu düşünüyorum. Öyle göze çarpan bir başarısızlık görmedim. Başarılı ya da başarısız olarak değerlendirmek zaten şu aşamada haddime düşmez. Bence ailesine ve çocuğuna vakit ayırmak için çıkmıştır.
Oyunculuk dışında nelerle vakit geçiriyorsunuz?
Şarlot adında daha altı aylık bir köpeğim var. Onunla çok vakit geçiriyorum. Bunun yanı sıra pilates yapıyorum ve çok seviyorum. Dil öğreniyorum. Mesela Kürtçe öğrendim ve Kürtçe sinema yaptım. Felsefe, siyaset, psikolojiyi çok seviyorum ve bununla ilgili çok kitaplar okuyorum.
ÖDÜLLÜ OYUNCU OLMAK İSTİYORUM
Kendinizi beş yıl sonra nerede görüyorsunuz ya da görmek istersiniz?
Sinema alanında iyi bir yere ödüllü bir oyuncu olarak görmek isterim. Özellikle sanatsal filmlerde sinema konusunda başarıya ulaşmış olmayı çok isterim.
Kendinizi hangi rollere yakın hissediyorsunuz?
Henüz öyle bir rolde oynamadım. Hep kendimden çok uzak bir karakterde oynadım. Ama Nietszche’nin sevgilisi Lou Salome’yi canlandırmayı çok isterdim. Ya da sosyal içerikli bir filmde devrimci bir kadını oynamak isterdim.
Hayatınızda biri var mı?
Erkek arkadaşım vardı; ama kendisi tarafından aldatıldığım için kendisini terk etmek durumunda kaldım. Şu anda bir süre başka birinin olmasını da istemiyorum.
Ayrıldığınız erkek arkadaşınızda mı oyuncuydu?
Evet. Ama isim vermem
Bir erkek sizi nasıl etkileyebilir?
Zekâsı ve duygusallığıyla etkileyebilir. Dış görüntüden ziyade ilk baktığımda aynı dili konuşabilmem ve aynı hayat görüşüne sahip olabilmem benim için çok önemli.
Peki sadakat?
O da olursa iyi olur tabii; ama olur mu bilmem. Dediğim gibi olmadı. Ben normalde agresif bir kişiliğimdir. İkili ilişkilerde genelde erkek gibi davranan ben olurum; fakat bu ilişkimde tam tersi söz konusuydu. Tam dört dörtlük bir bayan gibi sakin ve sessizdim.
Aldatıldığınızı öğrendiğinizde kendinizi nasıl hissettiniz?
Bu ilişki benim ilk ciddi ilişkimdi. Tamam buldum bu dediğim biriydi. O bakımdan benim için unutamayacağım anlardan biridir. Kendimi yağmuru altında ağlayarak ıslanan biri gibi hissettim. Aldattığı kişinin de fiziksel olarak benden güzel olmaması da benim için daha bir üzücü oluyor.
Artık kimseye güvenemem
Benim zaten eskiden beri bir güven problemim var. Çok acı yaşadım o durumu. Kendimden başka kimseye güvenmeyeceğim artık. Öncelerde bir oyuncuyla ya da bu camiadan biriyle beraber olmayacağım diye kendime tabu koymuştum aslında; ama sürekli gördüğünüz insanlar ve bulunduğunuz ortam bu olunca başka seçenek de kalmıyor.
Ben de Gülşen Bubikoğlu havası var
Doğal ve kendine özgü tarzı olan insanları her zaman beğenmişimdir. Erkek oyunculardan Okan Bayülgen, Olgun Şimşek, bayan oyunculardan da Özgü Namal'ı beğeniyorum. Ayrıca Marilyn Monroe'dan çok ilham alıyorum. Onunla ilgili objeleri de zaten çok kullanıyorum. Onun o hüzünlü ve hep gülümseyen havası vardır ya o havayı kendimde çok bulurum. Küçüklüğümden beri saç atmamdan ve konuşmamdan duruşumdan dolayı bende Gülşen Bubikoğlu'nun havası olduğunu söylerler.
Röporaj: Burçin Demir
Fotoğraflar: Burak Öztürk