Geçenlerde CHP tetikçisi bir sitede şöyle bir haber vardı.
‘70’li yıllara geri döndük’. Niyeymiş peki?
Kayseri’de vatandaş ucuza elma alabilmek için kuyruğa girmişmiş.
Eeee?
Demek istiyor ki 70’li yıllarda vardı bu tür manzaralar.
Ne vardı 70’li yıllarda?
Tüp kuyruğu, yağ kuyruğu, şeker kuyruğu, mazot kuyruğu…
Demiyor ki o gün tüp de yoktu, yağ da. Mazot da yoktu şeker de. Dahası para da yoktu.
Teknoloji marketlerinde de indirim günlerinde kuyruklar oluyor. Hem de millet birbirini eziyor, cam çerçeve aşağı iniyor.
Ne yani bu da ‘zenginlik’ göstergesi mi şimdi?
‘Ucuza rağbet’ dünyanın her yerinde var. Şüphesiz alım güçlüğü çeken kesimler de. Ama ekmeği karneyle yedirdiğiniz günleri de unutmadık.
Yağ yoktu, şeker yoktu, tuz yoktu, mazot yoktu.
Süleyman Demirel’in Başbakanlık binasında dışarıda lapa lapa kar yağarken paltoyla oturduğu günleri de unutmadı bu millet. Mazot yok, kaloriferler çalışmıyor. ‘Mazot vardı da biz mi içtik’ sözü meşhurdur. Yıllarca hafızalarda kalan bu söz aslında CHP’ye bir göndermeydi.
Hastane kuyruklarını en iyi Kemal Bey bilir. Önce numara almak için kuyruk, sonra doktor kapısında bir daha. En son ilaç kuyruğu. Tabii ilaç varsa. 70’lere gerek yok. 90’larda yaşandı bunlar. Kemal Bey de genel müdürdü.
Elma kuyruğunun ucu bucağı yokmuş! Fotoğrafını da koymuşlar. Ama pandemi nedeniyle iki kişi arasında bırakılan mesafeyi kuyruk uzunluğundan düşmemişler.
İşleri güçleri algı.
Seçiyorlar bir konu; yalan-dolan, iftira-karalama ne varsa boca ediyorlar gündeme. Elma kuyruğundan önce ‘çöp konteyneri’ yalanı vardı. Hem de kaç tane.
Neymiş? Millet çöpten ekmek topluyormuş!
Hepsi yalan çıktı. Ama yalanı söyleyenin yüzü kızarmadı.
Tüm bunlar olurken karanlık bir el yine marketlere uzandı. Tuhaf bir şekilde fiyatlar artırılıyor. Birileri stokçuluk yapıyor. Yerel seçimlere giderken de yaşamıştık benzer bir manzarayı. Hatta geçen sene pandemi başladığında da.
Demek ki burada bir sıkıntı var. Birileri fiyatlarla oynayabiliyor ve bu sayede toplumu kışkırtabiliyor.
Tedbiri ben alacak değilim!
Ve son olarak Kemal Kılıçdaroğlu dün şöyle bir laf daha etti:
‘Olanlar 80 öncesini çağrıştırıyor. Gazetecilerin düşmanlaştırılması, hedef gösterilmesi doğru değil’.
En hafif tabiriyle pes Kemal Bey pes!
Düşmanlaştıran kendisi, hedef gösteren de yine bizzat kendisi ve tabii ki itibarsızlaştıran da.
Bizlere etmediği hakaret kalmadı. Sadece kendisi de değil! Yakın çalışma arkadaşları da.
Ve son bir not.
CHP ve avanesi özellikle son günlerde ülkeyi germe üzerine kurulu çok tehlikeli bir oyun oynuyorlar. Millet ittifakının diğer unsurları da bu oyuna dahiller. Dertleri 80 öncesi şartları oluşturup bir erken seçime gitmek. Bu yüzden de sürekli gerginlik üretip, kutuplaştırıyorlar.
Boğaziçi Üniversitesi’nde terör örgütü üyeleriyle kol kola giren bir il başkanı acaba ne amaçlıyordu?
Bu kirli oyunun içinde FETÖ de var PKK da.
Hatta başka terör örgütleri de.
Yazık bu ülkeye.