Yaz elini ayağını çekip sonbahara yer açarken yeni bir okul yılı daha kapıya dayandı. Bir hafta sonra yeni öğretim yılı başlıyor. Bu hafta öğrencilerin beslenmesiyle ilgili yazımı, ilkokul çocuklarının anneleri için yazmak yerine liseli gençler için yazmaya karar verdim.
Sevgili gençler, İlköğretimin bitmesiyle başlayan yeni dönem sadece okulunuzun değişmesi değildir. Değişim; düşünce şeklinizde, ilişkilerinizde, hayatınızın tamamında ama en çok da dış görünüşünüzde gerçekleşir.
Bu değişime uyum süresince eğer ‘doğuştan şanslı’ olanlardan değilseniz vücudunuzla uğraşmaya başlarsınız.
Siz aynanın karşısında önden göbeğiniz, arkadan poponuz derken kendinizi, doğuştan şanslı inceciklerle karşılaştırırsınız. Onların yemekle pek arası yoktur. Sizse yemek yemeği sevenlerdensiniz. Onlar iki lokmada tıkanır, sizin ise ikinci tabağa yeriniz vardır. En kötüsü, onlar yer ama aynı kalır, siz ise kolayca kilo alırsınız.
Kocaman kazaklar, siyah giysiler önceleri en önemli yoldaşınız olurlar. Derken bir arkadaşınız ya da bir dergi size mucizevi bir çözüm önerir: ‘Bir haftada bilmem kaç kilo verdiren müthiş diyet listesi’. İşte tam ihtiyacım olan şey, diye düşünür tuzağa düşerseniz birkaç sene içinde şok diyet listelerinin müptelası olup düzenli kilo artışına maruz kalırsınız.
Oysa bu güzel yaşlarınızı bedeninizle barış içinde, özgüvenle geçirmek için hayatınızda birkaç küçük değişiklik yapmak yeterli.
SİZE BİRKAÇ ÖNERİM VAR
- Her şeyden yiyin, az yiyin. Hiçbir şeyde aklınız kalmasın.
- Kendinize yasak koymak yerine sınır getirin. Bir bütün çikolata değil bir parça çikolata yiyin.
- Kızarmış patates yerine fırınlanmış patates ya da patates püresini tercih edin.
- Tatlınızı arkadaşınızla paylaşın.
- Sabah mutlaka kahvaltı yapın. Kahvaltı yapmaya üşeniyorsanız bir bardak süt için.
- Şekerli asitli içecekler yerine ayran için.
- Hazır meyve suyu yerine, taze sıkılmışını için.
- Kış meyveleri genelde soyulmak ister, siz soymaya üşendiğiniz için yemekten vazgeçiyorsanız, kuru üzüm, kuru kayısı gibi kuru meyveler tüketebilirsiniz. Yanında bir avuç leblebiyle çok da güzel bir atıştırmalıktır.
- Annenizden pişirdiği her tencere yemeğe 2 yemek kaşığı yağdan daha fazla kullanmamasını isteyin. Bu hem sizin hem ailenizin sağlığına iyi gelir.
- Bisküvi yerine sandviç ya da yağsız tost sizi daha tok tutar.
- Yediklerinizin miktarını azaltın. Daha küçük tabakta yiyin.
- Su için.
Bedeninizle kavga etmek yerine kendinize yeni bir yol belirlerseniz diyet yapmadan siz de ‘doğuştan şanslı’ kategorisine terfi edebilirsiniz.
SAĞLIKLI BİR BEDEN İÇİN BU DÖNEMDE OLMAZSA OLMAZLARINIZ
DEMİR
Özellikle genç kızlar her ay düzenli âdet dönemi ile boşalan demir depoları konusunda dikkatli olmalılar. Beslenmede temel demir kaynağı kırmızı ettir ancak kuru meyveler, pekmez, kuru baklagiller, koyu yeşil yapraklı sebzeler, yulaf gibi kahvaltılık gevrekler de demir kaynakları olabilir. Ancak et dışındaki besinlerden alınan demirin vücutta iyi emilmesi için C vitamini (taze sebze ve meyveler) ile birlikte yenilmesi gerekir.
KALSİYUM
Kalsiyum kemik sağlığı için çok önemlidir. Kemikler 30 yaşına kadar büyür, güçlenir ve genç yaşlar bu gelişmede önemlidir. Vitamin D, kalsiyum ve fosfor bu süreçte mutlaka alınması gereken besin öğeleridir. Günlük kalsiyum alımı 800-1000 mg arasında olmalıdır. Kalsiyumdan zengin besinler olan süt, yoğurt, peynir her gün düzenli olarak yenilmelidir.
ÇİNKO
Çinkonun yetmiş tane enzim sistemi içerisinde yer aldığı bilinmektedir, özellikle bu dönem için çok büyük bir önem taşımaktadır. Çinko eksikliğine bağlı olarak gözlenen en erken belirtinin büyüme hızında azalma olduğu görülmüştür. Bu nedenle yeterli çinko aldığından emin olunmalıdır. Et, deniz ürünleri, yumurta ve süt gibi hayvansal ve bitkisel protein içeren diyette protein ve çinko arasında iyi bir bağ olduğu tespit edilmiştir.
PROTEİN
Beslenme alışkanlıklarında, süte az yer verilmesine karşılık belirgin miktarlarda fosfat içeren karbonhidratlı içeceklerin fazla tüketilmesi, sadece kalsiyum alımının yetersizliğine değil fosfor/kalsiyum oranının artmasına ve kalsiyum dengesinin bozulmasına da neden olmaktadır. Bu nedenle de süt tüketiminin bu dönemde günde en az 2 su bardağı olmasına dikkat etmek gerekir.