Türlü bahanelerle, kimi tesadüflerle ve hep bu zamanlara denk gelen seyahatlerle milli bayramları “kutlamamaya” devam ediyoruz.
Benzer bir durumu bu 19 Mayıs’ta da yaşıyoruz malumunuz.
Gençlik ve Spor Bakanlığı yurt genelinde yapılacak konserleri iptal etti.
Gerekçe Reyhanlı saldırısı.
Olabilir elbette.
Devlet bu tür hassasiyetleri göz önüne alarak iptal edebilir konserleri ve çeşitli etkinlikleri.
Ancak böyle bir hassasiyet varsa ve bu hassasiyete sebep olan olay Türkiye’nin yaşadığı en büyük terör saldırısıysa neden “yas” ilan edilmez olayın hemen ardından?
“Çünkü yas ilan etmek terörü yaratanların amacına hizmet etmek olur” konulu açıklamayı uzun ve ağdalı cümleleri kuracak abilerin, dünyanın farklı yerlerinde yaşanan bu tür olaylar sonrasında neler yaşandığına bakmasını isterim.
Amerika’nın (içimiz dışımız Amerika olduğu için örneği oradan veriyorum) Boston bombalamasının ardından yas ilan ettiğini biliyorsunuz değil mi?
Bırakın Boston’u, Ankara’daki büyükelçilik binasına yapılan saldırının ardından günlerce elçilikteki bayrak yarıya
indirildi.
53 insan öldü Reyhanlı’da.
Bırakın Türkiye’yi, Başkent Ankara’yı falan...
Reyhanlı’da bayraklar yarıya indirildi mi?
Hayır...
Yas kültürümüzü tamamen kaybetmiş bulunuyoruz.
Bu konulara hassasiyet göstermiyoruz.
Gelecekte ülkeyi yönetecek gençlerin bayramını işte böyle bir ülkede kutluyoruz.
19 Mayıs’ın anlamının, “Milli Mücadele’nin, Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcı”olduğunu bile unutur hale gelmişiz.
En azından “Atatürk’ü Anma” günü olduğunu unutmayalım.
Bize bağımsız bir “Cumhuriyet” kazandırdığı için saygıyla, minnetle, rahmetle analım.
Hediye
Başbakan’ın Amerika seyahati sırasında sosyal medyaya yansıyanlar, Egemen Bağış’ın “Beraber ıslandık Washington yağmurları altında”tadında twitleri, Hakan Şükür’ün “Nasıl da samimiler. İki dost gibi” şeklindeki methiyeleri, gezinin epeyce renkli geçtiğini anlatıyor bize.
Seyahat başlamadan önce radyodan, Obama’ya götürülecek hediye konusunda konuşmuştuk dinleyicilerimle.
Birçok fikir ortaya çıkmıştı.
En kabul gören üzeri oymalı beyzbol sopası veya kallavi bir tespihti.
Obama’nın beyzbol sopasıyla verdiği poza gönderme yapmış olur, alttan mesaj vermiş bile olabilirdik.
Hatta hediyeyi verirken Egemen Bağış “Sizin için beyzbol sopası sallamak neyse bizim için tespih sallamak odur” diyerek tespihi hediye edebilirdi.
Ama Başbakan hat sanatıyla yazılmış Arapça “Barack Obama” tablosu götürmeyi tercih etti. Neden Arapça olduğunu anlamadım.
Obama’nın bize verdiği hediyede öyle bir durum yok çünkü.
Kristalden hazırlanmış bir Amerikan kartalı hediye etmiş.
Tasarımını Türk sanatçılaryapmış.
İşin jest kısmı o noktada zaten.
Bizim hediyenin jest kısmı neresindeydi acaba?