Taksim Gezi Parkı için yaşananları an be an takip ederken olmayan şeylerin Türkiye’de olabileceğini gördüm.
Daha dün birbirlerini öldürmesinler diye Süper Kupa maçı Azerbaycan’a alınan Fenerbahçe ve Galatasaray taraftarları birlikte Taksim’e yürüdüler örneğin.
Üstelik onlara yol gösteren ve rota çizen Çarşı’ydı.
Kalabalıkların artması ve herkesin sokağa çıkmasına en büyük nedenlerden biri Vali ve Belediye Başkanı’nın yaptığı basın açıklaması oldu bence.
Öylesine dalga geçer gibi ve küçümseyici konuştular ki eylemciler hakkında, daha fazla hırslandı insanlar.
Konuştuğum herkes özellikle polisin hiçbir uyarıda bulunmadan, adeta tuzak kurar gibi saldırmasından şikayet ediyordu.
Buna rağmen Vali’nin “Müzakereciler görüşüyor. Dağılınız uyarıları yapıyorlar” demesi unutulmaz.
Bir unutulmaz söz de Kadir Topbaş’tan geldi bu arada. “Benim çocukluğumdan daha yeşil bir İstanbul var artık” dedi. Vallahi dedi...
Cuma gecesi saat 1 sıralarında Tarlabaşı Bulvarı üzerinden Taksim’e çıkmak isteyenlerin üzerine binalardan biber gazı atıldı. Çatılardan atılan fişeklerin görüntüsü dehşet vericiydi.
İstiklal Caddesi’ne çıkmak için Nevizade Sokak tarafına yöneldiğimizde göz gözü görmüyordu gaz nedeniyle.
Ara sokakların tümü tutulmuş, İstiklal’e çıkılmasına izin verilmiyordu.
İnsanlar arasındaki müthiş dayanışma görülmeye değerdi.
Gaz yiyenlere yardımcı olmaya çalışan esnaf ve dükkanlar çoğunluktaydı.
Twitter ve Facebook üzerinden yayılan bilgilerde ise epeyce yanlış ve abartı vardı.
Medyanın olan bitene yer vermemesi, Türkiye’nin dört bir yanında gösteriler yapılırken televizyonlarda güzellik yarışmaları ve özellikle de haber kanallarında Başbakan’ın Ulusa Sesleniş konuşmasının yayınlanması en çok konuşulan ve kızılan konular arasındaydı.
Bu yüzden basın mensuplarıyla karşılaşılan hemen hemen her yerde “Satılmış medya” tezahüratları yükseldi.
Başbakan dün yaptığı konuşmada “Topçu Kışlası yapılacak” inadını sürdürünce sosyal medya yeniden hareketlendi ve Taksim’e gidiş için çağrılar yine başladı.
Kalabalıklar o kadar büyük oldu ki bu yazıyı yazdığım dakikalarda artık polis Taksim Meydanı ve Gezi Parkı’nı terketmek zorunda kalmıştı.
Peki bu kadar insanın yaralanmasına, her yerin tarumar olmasına değecek mi inatla yapılmaya çalışılan bu bina?
Taksim’in ihtiyacı olan şey yeni bir AVM midir?
Böyle bir toplumsal gerilim yaratmaya değer mi?
Başbakan’ın sözlerine bakarsak eğer bunların hiçbiri umurunda değil.
Sözlerinin kanun olduğunu, geri adım atmayacağını ispata çalışıyor.
Zaten bu nedenle bu kadar insan sokaklara dökülüyor.
Mesele sadece Gezi Parkı değil artık.
Mesele bugüne kadar dayatılanlar, yasaklar ve giderek otoriterleşen rejim görüntüsü.
Bu kadar çok insanın sokaklara dökülmesini başka türlü açıklamak mümkün değil.