ABD'de Ermeni Soykırımı Araştırma Merkezi'nin (Armenian Genocide Recource Center), Internet sitesinin manşetinde bir yazı:
'To be Armenian In Turkey' (Türkiye'de Ermeni Olmak)
1915 Ermenileri adlı blog'unda aynı yazı.
Ve birçok Türkiye karşıtı, Ermeni sitesinde.
Yazının sahibi Klara Yeteroğlu. Erdil Koleji 8. sınıf öğrencisi.
Klara ile şahsen olmasa da yazı ile tanışıklığımız 'Ahmet Rasim Yaşıyor' adlı köşe yazısı yarışması sayesinde oldu.
Gazeteci, yazar, tarihçi, bestekar Ahmet Rasim'i genç kuşaklara tanıtmak, Ahmet Rasim ismini yaşatabilmek amacıyla Darüşşafaka Lisesi, bu yıl beşinci kez yarışma düzenledi.
Övünmek gibi olmasın, bu yarışmada başından beri jüri başkanı olarak görev alıyorum. Ahmet Rasim gibi Darüşşafaka'dan mezun olmanın onuru bir yana, yarışmada birinci olanın yazısının ABD'ye kadar yankılanması bir gurur kaynağı daha oldu, bizler için.
Okumak isteyenler için, aşağıda Klara'nın yazısından alıntı yapacağım.
İlköğretim öğrencisinin 'büyüklere ders olacak' yazısıyla ben birkaç sonuç çıkardım:
Dünya teknoloji sayesinde gerçekten küçük. Buradaki bir adım dünyanın diğer yanında yankı buluyor.
Önceki gün 19 Mayıs'tı. Gençlere güven duymayanların yanıldığını gösteren bir örnek karşımızda.
O 'şey' ne olursa olsun, güzel bir şey geleceğe dair ümit veriyorsa, hayat anlamlanıyor.
Ne dersiniz?
'Adım Klara, soyadım Yeteroğlu, bu her şeyi özetliyor'
KÖŞE yazısının son cümlesinde Klara:
'Benim adım Klara, soyadım Yeteroğlu. Sanırım bu her şeyi özetliyor' diyor.
Satırları Klara'ya bırakıyorum: Özüne dokunmadan 'yer nedeniyle' maalesef özetleyerek:
'Kendimi bildim bileli bir tarafım Türk ve Müslüman, bir diğer tarafım da Ermeni ve Hıristiyan. Son yıllarda ülkemizde meydana konmak istenen bazı kavgaları ve anlaşmazlıkları görünce aklıma sorular geliyor. Neden yüzyıllarca bir arada yaşayan bu iki dost topluluk birbirine düşürülmek isteniyor? Acaba ben hangi tarafta olmalıyım? Ya da bir tarafta olmak zorunda mıyım?
...Ben annesi Türk, babası Ermeni olan biriyim. Ben bu ülkede Ermeni okulunda okuyup, kilisede ibadetimi yapabiliyorum. Ermenice çıkan gazete ve dergileri rahatlıkla satın alıp Ermeni gündemini takip edebiliyorum. Ulusal bayramlarımızı rahatlıkla kutlayıp cemaatimizle her türlü faaliyeti gerçekleştirebiliyorum. İşin ilginç yanı bütün bu faaliyetlerimizde devletimizin bize sürekli maddi manevi destek vermesini de büyük bir gururla ifade etmek istiyorum. Peki, o zaman sorun nedir? Bence sorun yine dış kaynaklı güçler. Bizim bu ülkede rahat olmamızı istemiyorlar. Ben hem Türk'üm hem de Ermeni. Ben aslında Türkiyeliyim. Benim gibi düşünen insanların da çok olduğunu düşünüyorum. Yeri geldiğinde Kurban Bayramı'nı, yeri geldiğinde Noel'i kutluyoruz. Biz herkese saygı duyuyoruz ve herkes de bize saygı duyuyor.
Ben şu an bir Türk okulunda okuyorum. Arkadaşlarım, öğretmenlerim bana karşı en küçük bir ayrımcılık göstermiyorlar. Kendi inancımı rahatlıkla yaşayabilirken arkadaşlarımla her türlü konuda rahatlıkla konuşabiliyor, dertleşebiliyorum. Benim en iyi arkadaşlarım Türk ve sanırım ben de birkaç Türk arkadaşımın en iyi arkadaşıyım. Yıllar önce ne yaşandığını düşünmek ya da o günlerde yaşanan kötü olayların sonuçlarını bize çektirmek isteyenlerden bıktım artık. Bizi kendi halimize bırakmalarını ve dostça yaşamlarımıza müdahale etmemelerini istiyorum.'