Teknesinde yaşayan, dünya turuna çıkan ya da profesyonel olarak hayatını denizden kazanan kişilerden söz etmiyoruz... Tüm hayatları deniz olan; denizde doğup yaşayıp ölenlerden söz ediyoruz. Bu hayat tarzını hala sürdüren birkaç kabile kaldı... Çoğu Okyanusya Bölgesi'nde kimsenin bilmediği adalarda, bizim gündelik dertlerimizden habersiz bir yaşam sürdürüyor...
Hayatları deniz olan insanların önemli bir bölümü Tayland, Burma, Endonezya gibi ülkelerin uzak adalarında yaşıyor. Bu kabilelerden biri Bajualar diğeri ise Sea Gipsy (Deniz Çingenesi) de olarak da tanınan Mokenler...
Tayland'ın çeşitli adalarında yaklaşık 7 bin, Myanmar Mergui adalarında da 2 bin 500 Moken yaşadığı tahmin ediliyor. Dilleri, gelenekleri, yaşam biçimleri tamamen kendilerine ait, Taylandlılarla pek benzer yanları olmadığı söyleniyor.
Zaten hiçbiri Tayland vatandaşı bile değil, aslında vatandaşlıkları, pasaportları, kimlikleri yok. Kısaca bizim bildiğimiz yaşama hiç benzemiyor onlarınki.
Denizin üzerinde yaptıkları kulübelerinde yaşayan Deniz Çingeneleri, yılın altı ayını teknelerinde geçiriyor. Bazıları da adadan adaya taşınarak yaşamlarını sürdürüyor. Denizin tüm hareketleri, tüm hali onlar için oldukça önemli. Gel-git hareketlerini izleyerek deniz salatalığı, kabuklu deniz ürünleri topluyorlar. Tüm hayatları denizin nimetlerini toplamakla geçiyor, başka bir geçim kaynakları yok.
70 METRE DALIYORLAR
'Modern' insandan bir başka farkları da çok özel yüzme ve dalma tekniklerine sahip olmaları. Tüp, gözlük, palet gibi ekipmanlara ihtiyaç duymadan su altında kalabiliyorlar. Çünkü Moken çocuklarının göz bebekleri Avrupalı çocuklarınkinden daha geniş, bu özellikleri nedeniyle su altında çok daha uzun mesafeleri görebiliyorlar. Su altında 6-7 dakika kalıp 70 metreye kadar dalabiliyorlar.
Herhangi bir, 'en azından bizim bildiğimiz' dini inançları yok ancak onları 'deist' olarak nitelemek mümkün. Doğada bir Allah olduğuna inanıyorlar, inançları gereği de 'soul festivali' düzenliyorlar. Bu festival sırasında üç gün boyunca çalışmak yok. Diğer adalardaki akrabalarını ziyaret ediyor, bir araya gelerek şarkılar söyleyip, içki içip dans ediyorlar.
Son yıllarda belgesel kanallarının gündeme getirdiği bu 'özenilesi hayatı' olan insanlar biraz rahatsız, çünkü gözü doymayan insanoğlu 'uzaylı' görmüş gibi davranıyor, seyahat şirketlerinin düzenlediği egzotik turlara katılıp denizde yaşayan insanların huzurunu bozuyor.
Örneğin Tayland, Mokenlerin yaşadığı bölgeyi milli park ilan etmiş durumda, bu nedenle çok sayıda turist geliyor, yerli halkın da huzuru kaçıyor. Bazı Moken çocuklarına da kimlik vererek bu parkta çalıştırmaya başladılar. Kısaca Mokenler de her şey gibi dejenere olacak.
EVLERİ OKYANUSTA
Bir diğer grup 'deniz insanları' ise Filipinler'de yaşayan Bajaular. Evlerini okyanusun üzerine kuran Bajau'lar, karadan kilometrelerce uzakta yaşıyor. Kimi denizin üzerine kurduğu evde, kimisi ise teknelerinde yaşıyor. Sadece acil ve önemli ihtiyaçlar için karaya çıkmayı tercih ediyorlar. Geçimlerini avlanarak sağlayan Bajaular, doğuştan dalgıç, balıkçı ve yüzücü. Suyun altında tüpsüz 5-6 dakika kalabiliyor, balıkları elleriyle bile yakalayabiliyorlar.