Khalid Yasin, ABD’den konferansları büyük kitlelere ulaşan bir ‘Allah sevdalısı’, “Şeyh diyorlar bana çünkü yaşlıyım” diyor ve ekliyor, “Hedefim Malcolm X’ten sonrasını anlatan bir film yapıp Müslümanlığın aslında ne olduğunu dünyaya hatırlatmak”…
Şeyh Khalid Yasin ile bir ay önce San Diego’da tanıştık, ABD’de çok sevilen ve popülaritesi günden güne artan bir kanaat önderi. Yasin, bugün gerçekleşecek olan Muhacirler Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nin açılış töreninde ‘Çağdaş Dünyada İslam’ başlıklı bir konuşma yapmak üzere İstanbul’da. Yasin’in Müslümanlığı seçme öyküsünü paylaşmak istedim, bugün yaşanan kutuplaşmalara ve ‘sen-ben kavgası’na düşenlere güzel bir ders olacağı inancındayım. Yasin, tüm samimiyetiyle ve yüreğini ortaya koyarak anlattı...
Afrika kökenli bir Amerikalı Khalid Yasin, acaba yaşadığı hangi olay Müslümanlığı seçmesine sebep oldu? “İnsanların Müslüman olmasına her zaman bir kaza ya da felaket sebep olmaz, ama öyle sanılır. Okuyarak, araştırarak Müslüman oldum, çok sevdiğim bir müzisyen dostumdan öğrendim İslam’ı. Zekeriya ve ailesi Müslüman’dı, 1965 yılıydı. Zekeriya bir gece müzik yaparken kalktı ve ‘Şimdi geliyorum’ dedi, banyoya gitti temizlendi, yere seccadeyi serdi ve bir şeyler yaptı. Geri geldi müziğe devam etti, sordum ne yaptığını ‘Akşam namazını kıldım’ dedi ve anlattı, ‘Allah’la benim aramdadır ibadetim. Günde 5 defa namaz kılıyorsun, ahlaklı ve iyi bir insan olmaya gayret ediyorsun, hepsi bu’ dedi, çok etkilendim.
İSLAM’A GERİ DÖNDÜM
Bir başka gün, Zekeriya’nın kız kardeşiyle karşılaştım, ancak kız bana bakmadı bile; neden tanıştırmadıklarını sordum, hatta kızdım ‘Senin en yakın dostunum ama kız kardeşinle tanıştırmıyorsun’. ‘Olmaz’ dedi, ‘Çok istiyorsan önce babamla tanışmalı, arkadaş olmalı ve isteğini onunla paylaşmalısın’. Babasıyla oturduk, çok muhterem bir adamdı, ‘Senin derdin benimle mi konuşmak yoksa kızımla mı tanışmak’ deyiverdi. Çok utandım; okudukça ve öğrendikçe İslam’a yaklaştım. O yıllarda Amerika’da çok popüler olan Elijah Muhammed’in Nation Of Islam için önemini biliyordum, ancak onun konuşmaları değil de Fatiha Suresi’nin anlamı beni çok etkiledi. İslam’ı kabul etmedim, İslam’a döndüm aslında; her bebek Müslüman doğar, biz öyle inanırız. Şahadet getirdim, müthiş bir duyguydu; bu kadar basit ve büyüleyici olmasına inanamamıştım. Allah’tan başkasının bilmesine de gerek yoktu.”
“50 yıl önce Müslüman olmak bugün olmaktan daha kolay mıydı” diye soruyorum… Öyle ya o yıllarda Batı, İslam ve terörizm arasında bir paralellik icat etmemişti!
“İslam ve terörizm başlıklı konferanslarımda, önyargıdan hep bahsediyorum. Müslümanlar bile önyargıya sahip artık. 65 yılında böyle bir fikir ortada yoktu; 11 Eylül’le birlikte bu inanış yayıldı. Müslümanlar da kötü etkilendi, ‘Komşularım yanlış düşünecek aman Müslüman olduğumu belli etmeyeyim’ diyenler oldu. Çizgi filmlere kadar bütün medya kullanıyor İslam düşmanlığını. Bu düşmanlık Müslümanlık tanımını 50 yıl içinde çok değiştirdi, o yıllarda sözlüklerdeki tanımı başkaydı. Batı, bununla da yetinmedi Müslümanları kendi aralarında kategorize etti, utanmadan sıkılmadan; planlı bir stratejiydi bu. Şimdi başka bir hedefim var; bir film yaparak dünyaya Müslümanlığı, yaşananları ve Malcolm X’ten sonrasını anlatmak istiyorum. Belki bu sayede büyük bütçeli bir Hollywood filmiyle, Allah’ın hepimizin Allah’ı olduğunu anlatırız.”
Son soru, “Acaba kendinize neden şeyh diyorsunuz?”
“İnan bana sevgili kardeşim, bu bir lakap ve inançlı-yaşlı insanlara söylenir. Saçlarım beyazlayınca söylemeye başladılar ve elbette saygıdan. Kuran’da Allah herkesin eşit olduğunu söyler, ben kendime bir unvan arıyor değilim. Ben âlim veya din bilimci değilim; Allah aşığı bir Müslü-man’ım, o kadar”…
Türkiye üzerine…
“100 yıl önceki ülkenizi bir düşünün, o kadar eskiye gitmeyin 50 yıl hatta 20 yıl öncesini düşünün. Çok büyük bir gelişme gösterdi Türkiye, bunu AK Parti iktidarında yaptı hem de. Yirmi beş yıl önce İstanbul’a gelmiştim ve Müslüman bir ülkede kimsenin camiye gitmediğini görünce şaşırmıştım. Hem dinine bağlı hem de son derece hızla gelen bir ülke olarak, dünyaya ciddi mesajlar veriyorsunuz. Kimse Türkiye’nin yerini bilmezdi ABD’de şimdi Başbakanınızın adını biliyor ve saygı duyuyorlar. Şundan kesinlikle eminim ki, bu gelişme Batı için korkutucu, ellerinden geleni yapıyorlar geri gitmeniz için…”
Sakalımdaki kınayı eşim istiyor
- Sakalımda kına var, çünkü eşim öyle istiyor. Müslüman bir erkek karısı ne isterse yapar.
- Spor yapıyor, kendime iyi bakıyorum. Allah da öyle emrediyor.
- Adım Charles Jetter’dı Khalid fonetik olarak Charles’a benziyor, Yasin de en sevdiğim suredir. Hangi Afrikalının adı Charles olabilir ki?
- Annem de Müslüman oldu; şimdi 85 yaşında.
- Müslümanlık kadar kadınları yücelten bir din yok.
- Kadınların başını örtmesi, eğitimden, iş veya sosyal hayattan geri kalmalarına sebep olamaz.
- Malcolm X’in ABD’deki Müslümanlar için önemi büyük ancak çok şey değişti. Yeni bir anlatıma, bir büyük filme ihtiyacımız var. Senaryoyu bir Müslüman yazsın istiyorum. Hikâyeyi yazdım, ‘After X’...
KHALİD YASİN KİMDİR?
Şeyh Khalid Yasin, dünya çapında 61 ülkede 40 bini aşkın insanı İslam’la tanıştıran, verdiği konferanslarla birçok insanın Müslüman olmasını sağlayan Amerikalı bir İslam dini âlimi. Yasin, 1946 yılında New York’un Harlem bölgesinde dindar bir Hıristiyan ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. 3 yaşından 15 yaşına kadar birkaç kardeşiyle birlikte Harlem’de koruyucu aile tarafından katı bir Hıristiyan olarak büyütüldü. Yasin, Danimarka’da bir gazetede Hz. Muhammed’in karikatürlerini yayınlamasıyla başlayan krizden bir süre sonra Danimarka’ya giderek bir konferans verdi. Bu konferansta, 45 dakika boyunca İslam Peygamberi Hz. Muhammed’i, ismini vermeden anlattı. Büyük takdir kazandı, Khalid Yasin, o gün o salondaki bir kadınının İslamiyet’i seçmesine de vesile olmuştu.