2016 yılının başından bugüne kadar, global hisse senedi borsaları için berbat bir başlangıç gündeme geldi, özellikle de bankaların hisse senetleri büyük sorun yaşadı.
Bu dönemde Amerika’da banka hisseleri yüzde 19 değer kaybetti. Ocak ayından bu yana Japonya’da banka hisse senetlerinin değeri yüzde 36 azaldı. İtalyan bankaları yüzde 31 değer kaybederken, Yunan bankaları hisselerinin değeri ise yüzde 60 düştü. Bütün Avrupa bankaları bir arada gözaltına alındığında değer düşüşü 2012 yazındaki kadar yani yüzde 24 kadar oldu.
Banka sorunları hem büyük bankalarda hem de küçük bankalarda yaşanıyor. Bir yanda euro bölgesinin dev bankaları Deutsche Bank ve Societe Generale hisselerinin birkaç saat içinde yüzde 10 kadar düşmesini yaşadılar. Britanya’daki Barclays ve İsviçre’deki Credit Suisse de benzer sorunlar geçirdi.
Halbuki bu bankaların sermayelerini ve dolayısıyla yapılarını güçlendirmek için 250 milyar eueroluk yeni sermaye artışı 2007-2014 arasında sağlanmıştı.
Avrupa bankalarının son dönemdeki zayıflıkları aslında kısmen de global nedenlerden kaynaklanıyor. Global ekonominin nereye gittiği konusunda belirsizlik var. Diğer taraftan birçok Merkez Bankası negatif faiz kullanmakta bu da bankaların kârlarını iyice düşürecek bir yaklaşım. Japon bankalarının kârları bir evvelki ocak ayında negatif faizler nedeni ile perişan hale gelmişti. Avrupa bankaları sadece düşük büyümeden etkilenmeyecek, mart ayında Avrupa Merkez Bankası’nın negatif faiz adımları ile de zarar edecek. Bu yılın 11 Şubat günü İsveç Merkez Bankası faizini eksi 0.5 düzeyine getirmişti.
Yüzde 56 değer kaybetti
Ancak Avrupa’da bankaların başka sorunları da var. Avrupa’da çok sayıda banka var. Bu bankaların çoğu kâr üretemiyor. Avrupa’da çok kâr yaratacak boyutta sermaye piyasası büyüklüğü de yok. Ülke içinden dışarı çıkmayan küçük bankalar da kâr üretemez durumda. Yunanistan’daki bankaların sorunlarının nedeni biliniyor. Ama İtalya’da örneğin üçüncü büyük banka Monte Dei Paschi di Siena uzun zamandan beri “hasta” ve bu yıl da yüzde 56 değer kaybetti. Temel neden de kötü yönetim. İtalya’da uzun zamanda biriktirilmiş çok sayıda kötü kredi var. İtalyan ekonomisi de 2015 yılında pozitif büyüme yaşasa da 2008 yılına göre yüzde 9 daha küçük bir ekonomi. Bu durum şirketleri zayıflatıyor, onlar da bankaları zayıflatıyorlar. İtalya’da batık krediler toplam kredilerin yüzde 18 kadarı ve toplam değeri de 360 milyar euro. Bu arada kurallar da değişti. Zararları vergi mükellefleri yerine bankaların kreditörleri ödüyor. İtalya’da banka bonolarının 200 milyar euroluk kadarı perakende müşterilerin elinde. Banka sermayesi zayıflarsa bono sahipleri de devreye girme zorunda kalacak.
Yani İtalya ve Portekiz önümüzdeki dönemde de bankalar ve bonolar nedeni ile sorun yaşayacak!