Geçtiğimiz aylarda birçok ABD’nin sorunları konusunda kötümser yazı yazdım. Aslında ben ekonomiye pozitif bakmayı seven bir kimseyim. Ancak ABD o kadar kötü sorunlar yaşamakta ki, iyimser olmak kolay değil.
Ama tek kötümser de ben değilim. Amerikan medyasını tararken G.F.Seib tarafından yazılmış bir köşe yazısının özetini aşağıya aktarıyorum.
Üstat der ki, ‘’Öyle gözüküyor ki ABD’deki devlet içindeki kavgalar kavgalar vatandaşların büyük bir kısmının moralini çok bozdu. Gallup tarafından her gün alınan ulusal tüketici güveni endeksi anketleri ABD tüketicilerinin reel ekonomiye gelebilecek zararlardan iyice korkmaya başlamış olduklarını gösteriyor.” Bu Gallup endeksinde negatif bir değer, daha düşük bir güven anlamına gelmekte. Pozitif bir değer ise yükselen güven anlamına geliyor.
SAVAŞ DÖNEMLERİNDE BÖYLE OLURDU
Mayıs ayında endeks değeri eksi 1 düzeyinde imiş. Bu da son beş yılın en iyi endeks değeri olarak kaydedilmiş. Ama eylül ortasında Tea Party elemanları ABD’nin borç ödemeyecek hale gelmesi riskini gündeme getirdiklerinde, endeks eksi 16 düzeyine düşmüş. 1 Ekim 2013 tarihinde hükümet fiilen kıpırdayamaz hale geldiğinde ise, endeks eksi 43 değerine inmiş. Ve kavganın sürdüğü görülünce de endeks değeri eksi 43 düzeyinde donmuş.
Endeksi uzun zamandır takip edenlere göre endeks ancak savaş dönemlerinde bu kadar kötü bir değer alabilirmiş.
Nitekim NBC News ve Wall Street Journal tarafından ortak derlenen bir diğer kamuoyu endeksi ABD vatandaşlarına sürekli “ABD iyi bir yöne mi yoksa daha kötü bir yöne mi gidiyor?” diye sorarmış. Eylül ayı ile ekim ayının ilk haftasında tam bir aylık bir süreçte bu ankette “Ülke çok kötü bir yöne gidiyor!” diyenlerin oranı 16 puan artarak yüzde 62 düzeyinden yüzde 78 düzeyine çıkmış.
ABD’NİN PSİKOLOJİSİNİ TAHRİP ETTİ
Bu büyüklükte yüzde 16 bir zıplama ancak 2003 yılında Irak ile savaşın başlangıcında veya 1990 yılında Ortadoğu’da savaş başlarken yüzde 19 zıplamayla görülmüş.
Özetle Obama’yı sıkıştırmaya çalışan Çay Partisi “parlamenterleri” genel olarak düşünüldüğünden çok daha fazla düzeyde, tüm ABD’nin psikolojisini tahrip etmişler. Tabii daha kötüsü bu tür bir saçmalığın artık her yıl gündeme gelir hale dönüşmüş olması.
Zaten eldeki istatistikler de gösteriyor ki, tam 2008 krizinin etkileri yavaş yavaş ortadan kalkmaya başlarken, 2011 yılındaki borç limiti kavgası ABD’nin hızlı bir toparlanmadan yavaş bir toparlanmaya geri dönmesinin motoru olmuş.
ABD vatandaşları bugün Washington’dan kavga üretmek yerine, bir kere için de olsa, ülkeye pozitif katkı yapacak bir yaklaşım, bir uzun vade çözüm girişimi üretmesini bekliyorlar!