Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi Araştırmacısı Dr. Zümrüt İmamoğlu yaptığı araştırmada ülkemizin çok tartışma konusu olan faiz ve kur politikası, kur düzeyi, reel değerlenme ve reel değer kaybı, ithalat ve ihracat fiyatları konusunda ilginç bulgulara ulaştı. Araştırmanın ve bulgularının kısa özetini aktarıyoruz !
Ocak 2003 ile kıyaslandığında TL Ekim 2010'da, Merkez Bankası'nın deneysel para politikasına geçişi öncesinde, reel olarak yüzde 37 oranında değer kazanmış durumdaydı. Yeni para politikası çerçevesinde Merkez Bankası'nın faizleri düşürmesiyle TL değer kaybetmeye başladı ve Ağustos 2011'de TL'deki değerlenme Ocak 2003'e kıyasla yüzde 12 seviyesine kadar düştü. Ağustos 2011'den sonra Merkez'in faiz koridorunu kullanarak tekrar parasal sıkılaşmaya gidilmesiyle beraber, TL değer kazanarak Ocak 2003'e kıyasla yüzde 26 değerli hale geldi. Euro-Dolar sepeti baz alındığında ise TL'deki bu dalgalanma sırasıyla yüzde 47, yüzde 20 ve yüzde 31 olarak seyretti.
2 YILDA %15 GERİLEDİ
Her iki sepete göre de Türk Lirası Ekim 2010 - Temmuz 2012 arasında önemli ölçüde değer kaybetti. Merkez Bankası sepetine göre değer kaybı 12 yüzde puan, euro-dolar sepetine göre ise 15 yüzde puan oldu.
Yeni para politikası uygulamasına geçişle Ekim 2010 - Ağustos 2011 tarihleri arasında Euro-Dolar sepetine göre TL nominal olarak yüzde 20 değer kaybetti, enflasyon farkı ise yalnızca yüzde 2 oranında arttı. Dolayısıyla TL'deki değer kaybı bu dönemde ağırlıklı olarak nominal kurdaki düşüşten kaynaklandı ve TL reel olarak yüzde 18 değer kaybetti. Ağustos 2011 sonrasında geniş üst faiz koridoru uygulamasına geçişle beraber daha sıkı bir para politikası uygulandı, ancak reel kurda bu dönemdeki yüzde 9'luk artışın 4 yüzde puanlık kısmı enflasyon farkındaki artıştan ileri gelirken, nominal kurdaki değerlenmenin katkısı 5 yüzde puan oldu .
GÖZARDI EDİLMESİN
Detaylarının incelenmesi gereken bu araştırma Türkiye'de ihracat fiyatlarının katı bir yapıya sahip olduğunu gösteriyor. TÜİK'in dış ticaret birim değer endeksini baz alarak yapılan hesaplara göre, TL'deki kayıp ihracat fiyatlarına hemen hemen hiç yansımadı. TL'nin değer kaybettiği dönemde ihracat fiyatları yurt içi üretici fiyatlarındaki artıştan daha hızlı arttı. Diğer bir deyişle ihracatçılarımız kur fırsatını fiyatlarını düşürmek ve uluslararası rekabette üstünlük kazanmak için kullanmadı.
İhracatta fiyat katılıklarının varlığı Merkez Bankası'nın çok önem verdiği kur istikrarının Türkiye'de ihracat açısından kritik öneme sahip olduğunu gösteriyor. Politika yapıcılarının bu katılıkları gözardı etmeleri önemli sıkıntılara neden olabilir. Türkiye'nin gelişmiş ülkeler ile arasındaki enflasyon farklarını azaltması ise Türk Lirası'nın daha istikrarlı bir yapıya ulaşmasına katkıda bulunacaktır.
Araştırmaya 'betam' internet sitesinden ulaşılabilir.