Üniversite sınavına hazırlanan gençlerin bu süreci nasıl yaşadıkları, nelerden ve kimlerden etkilendikleri, tercihlerini nasıl oluşturdukları merak edilen bir konudur. Geçtiğimiz yıllarda bu konuda yapılan birkaç geniş ölçekli çalışmanın içinde yer aldım. Birbirinden bağımsız şekilde yürütülen bu anket çalışmalarının ortaya koyduğu bazı bulguları sizlerle paylaşmak istiyorum.
Öncelikle bu tür çalışmaların sonuçlarının dönemsellik gösterdiğini söylemek isterim. YGS/LYS öncesinde bu tür anketlere verilen yanıtlar ile sınavlar sonrasında ve özellikle tercih döneminin ardından verilen yanıtlar birbirinden çok farklı olur. Bunun nedeni, adayların YGS/LYS puanlarını öğrenmeden önce hayal ettiklerini, puanlarını öğrendiklerinden sonra ise gerçekçi düşüncelerini cevaplarına yansıtmalarıdır. Bu tür çalışmaları yorumlarken buna dikkat etmek gerekir.
Yukarıda bahsi geçen çalışmalarda adayların sınavlara nasıl hazırlandıkları konusunda toplanan veriler, büyük bir çoğunluğun (%87) dershaneye devam ettiğini, hatrı sayılır sayıda adayın özel ders (de) aldığını (%20), aralarında internet/dergi vb aboneliğinden faydalananlar da bulunduğunu (%13) gösteriyor. Dershanelerin kapanması söz konusu olursa, farklı isimler altında özel ders patlaması yaşanacağından emin olabiliriz.
Araştırma sonuçlarına göre adaylar ders çalışmak dışında evde bireysel aktiviteler yapmayı tercih ediyorlar, müzik dinliyorlar, internette geziniyorlar, televizyon seyrediyorlar, kitap okuyorlar. Ev dışında en sık yapılan aktivite sinemaya gitmek ve arkadaşlar ile cafede bir şeyler yemek. Veriler sportif ve kültürel aktivitelere bu dönemde daha az zaman ayrıldığını gösteriyor.
Meslekler ve üniversiteler hakkında sorulan sorulara verilen yanıtlardan adayların yarısından çoğunun kafasında ortaokul yıllarında başlayarak lise birinci sınıfın sonuna kadar meslekler konusunda pek çok şeyin şekillendiği anlaşılıyor. Adaylar üniversiteler hakkında bilgi toplamaya ise lise üçten itibaren yoğunlaşıyorlar.
ADAYLAR ÜNİVERSİTE İÇİN UZUN YOLLARI GÖZE ALIYOR
“Tercih edeceğiniz üniversitenin en çok hangi özelliğine önem verirsiniz” sorusuna adayların %33’ünün verdiği yanıt üniversitenin itibarı. Bir diğer deyişle her üç adaydan biri için üniversitenin marka değeri her şeyin önünde geliyor. Çalışmaya katılan yüz adaydan 16’sı için üniversitenin kampus olanakları, diğer 12’si içinse üniversitenin eğitim kalitesi o üniversiteyi tercih etmede birinci unsur. Veriler üniversitenin lokasyonunun adaylar için öncelikli bir faktör olmadığını ortaya koyuyor. Diğer unsurlar dikkate alındığında “okumaya değer” bulunan üniversite için adaylar uzun yolları ve gurbeti göze alabiliyorlar.
Benim için ise okul seçmek, hangi seviyede olursa olsun (lise, üniversite) insanın gelecekteki yaşantısını şekillendiren en önemli seçimlerden biri.
Geçtiğimiz cumartesi günü bir ameliyat geçirdim. Ameliyatı yapacak cerrah liseden bir dönem büyük arkadaşımdı. Ameliyat masasında anestezi almayı beklerken sohbet ettiğim diğer cerrah da liseden birkaç dönem büyük ağabeyimizmiş, hatta cerrahi servisinin şefi de bizim liseden mezun başka bir ağabeyimizmiş. İnsan kendini güvende hissediyor.
Ameliyat masasında mıyım yoksa mezunlar buluşmasında mı diye düşünürken dalıp gitmişim. Ayılırken bugün ne yazacağımı biliyordum. Okul seçmek demek camia seçmek demektir.