ELAZIĞ-TUNCELİ
Elazığ ile Tunceli arasında Keban Barajı var. Sular altında kalan Pertek Köprüsü’nden sonra Elazığ ile Tunceli’nin irtibatı daha da düşmüş. Tunceli’nin nüfusu da...
Oysa geçen seçimde Elazığ’da sadece yüzde 7 oy alabilen CHP’nin Tuncelili yeni lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Elazığ Ticaret Lisesi’nden mezun olmasıyla bütün Elazığlılar gurur duyuyor.
Ama Sünni ağırlıklı Elazığ ile Alevi Tunceli birbirinden tamamen yalıtılmış, ilişkileri en alt seviyeye indirilmiş.
Daha düne kadar Elazığ çıkışında bir arama noktası, barajın öbür yanındaki Pertek girişinde ise bir başka arama noktası varmış.
Pertekli Sünni bir dostumuz, bu noktalarda Alevi vatandaşların arandığını, Sünni vatandaşların aranmadığını anlattı bize.
Bu uygulama Pertekli dostumuzun canını epeyce sıkıyormuş. Vali Muammer Erol’a anlatmış sonra da başbakanlık müsteşarı Efkan Ala’ya iletmişler durumu. Her iki arama noktası da kaldırılmış. Birbirinin hemen dibinde duran ve birbirinden yalıtılmış Dersim ve Elaziz’in kaderi biraz olsun değişiyor şimdi.
Baraj üzerinde 10 araba taşıyabilen bir ro-ro’nun yanına yenileri gelecek. Ve Elazığ Valiliği Pertek Köprüsü’nü yeniden inşa edebilmek için çalışmalarını sürdürüyor.
Bense, Elazığ ile Tunceli arasındaki barajı ve çevrenin güzelliğini gördükten sonra, karşılaştığım her bürokrat ve siyasetçiye burada turistlik tesisler yapılıp yapılamayacağını, Tunceli halkı ile Elazığ halkını burada buluşturmayı düşünüp düşünmediklerini sordum.
Tunceli Valiliği ile Elazığ Valiliği’nin ortak girişimiyle, bölge zaten turizm alanı ilan ettirilmeye çalışılıyormuş. Keban ve Munzur kıyılarının neredeyse tamamı bu çalışmanın kapsamı içine alınmış.
Bu yeni alan, Tunceli halkı ile Elazığ halkının birlikte çalışacakları, birlikte eğlenecekleri, birbirlerini daha iyi tanıyacakları ve aralarındaki ‘sanal mesafe’nin kalkacağı bir zemin olacak.
Açılım politikasının sonuçlarına gelince...
Elazığ’da yaşayan, şimdi Tunceli sınırları içinde kalan Pertekli Sünni Avukat Vedat Pehlivan; Tunceli’ye 1997’ye kadar hiç gitmediğini söylediğinde çok şaşırmıştık.
Şimdi Tuncelililerin Elazığ’a geldiği kadar Elazığlılar da Tunceli’ye gitmeye başlamış.
Vedat Pehlivan; Cengiz Er, Elif Çakır, Mehmet Şeker, Mükremin Atmaca arkadaşlarımızla beni, Elazığ’dan Tunceli’ye güllü bardaklarda bir çay içmeye götürdü.
Kırsaldaki bu yolculuk sırasında ne bir güvenlik noktasından geçtik ne de canımızı sıkacak bir taciz ile karşılaştık.
Sonuç olarak kanaatim şu: Dersim ve Elaziz’in durumu sembolik bir örnek teşkil ediyor. Dersim ile Elaziz kavuştuğunda, birbirinin burnunun dibindeki bu iki şehir arasındaki duvarlar kaldırılıp, halklar birbiriyle kucaklaştığında, Türkiye ‘demokratik açılım’ını başarıyla tamamlamış olacak.
Ama maalesef hâlâ Dersim operasyonunu yapan General Alpdoğan’ın ismi Tunceli’de okullarda ve mahallelerde duruyor. Sanki o acı geçmişi unutmayın, dercesine...
Bu duruma da artık Sünni Elazığlılar dikkat çekiyor. Bu bilinç de ayrı bir umuttur, diyebiliriz.
Başbakan’ın ‘Elif Abla’sı...
Elazığ’daki ikinci günümüzde Başbakan Erdoğan bir törene katıldı. Burada karşılaştığı gazeteci arkadaşımız Elif Çakır’a, ‘Elif abla her şey yolunda mı’ diye hitap ettiğini kayda geçirdik. Başbakan, Çakır’ın Elazığ ve Tunceli gözlemlerini kulaktan kulağa konuşarak dikkatle dinledi.
Gezinin en popüler yazarı, Elif Çakır idi... Başbakan’ın ekibiyle şehre gelen yönetmen Sinan Çetin de Elif Çakır’ı dikkatle takip ettiğini söyledi.
Dersim-Elaziz notları yarın devam edecek...