• $32,3711
  • 35,0447
  • 2325.42
  • 9090.36
17 Ocak 2016 Pazar 02:00 | Son Güncelleme:

Kısa öykü: Güncellenen kadın

Kısa öykü: Güncellenen kadın

RÜYA ERSİNA UYGUR
ersinaru@gmail.com

 

-Tüm kötü anıları çöpe attım dedi Ahu.

-Sonra geri gelmiyorlar mı?

-Ay New York’tan buraya gelene kadar deyip bir kahkaha attı.

2012 Yılında başlayan bir modayla her yılsonu New York’ta büyük çöp konteynerler önünde insanlar kuyruklar oluşturuyor ve geçen yılın kötü anılarını yazdıkları kâğıtlarını atıp, yeni yıla tertemiz girmek istiyorlarmış.

-Ben bu yıl öyle yapmakla da kalmadım dedi Ahu. 2016 Yılına kendimi sıfırlayarak girdim.

-Güzel de dedim anlamaya çalışarak, sen unutsan da başkaları hatırlatır, onların beyinlerini nasıl sıfırlayacaksın?

-Sen anlamadın galiba dedi. Sıfırladım deyince sadece kötü anılar yok, bunları hatırlayan insanları da siliyorum hayatımdan.

-Peki, yakınlarını ne yapacaksın?

-Hiç acımam, silerim.

-Ya çocuklarını diye sordum hayretle, senin üç evliliğinden 4 çocuğun yok mu? Onları da mı sileceksin?

-Ne çocuğu? diye sordu anlamaz bakarak. Seninle arkadaşlığımızın sürmesini istiyorsan sen de benimle ilgili bilgilerini sıfırla şekerim.

-Tamam dedim, bunu bir oyun sanarak.

Çayları getirip yanına otururken onu profilden değişmiş gördüm.

-Sen çeneni mi yaptırdın? diye sordum hayretle.

-Ne kararlaştırmıştık diye kaşlarını çatarak uyardı. Hani geçmişten konuşmak yoktu.

-Tamam, tamam dedim gözlerimi kare çenesinin içeri çekilmiş oval yeni halinden gözümü alamayarak.

-Ama bayağı değişmişsin dedim yine kendimi tutamayarak.

-Bak bunu söyleyebilirsin dedi kahkaha atarak. İnan bu yıl yeniden doğmuş gibi hissediyorum kendimi.

Bir kahkaha daha attı arkasına yaslanarak.

-Güncellendim şekerim, Ahu’nun 2016 versiyonu karşında!

Akşam eşime aktardım Ahu’nun kendini sıfırlamasını.

-Böyle araştırmalar var dedi. Kanada’da 2011 yılında Montreal Üniversitesinde bir hap üzerinde çalışıyorlardı. Hastanede stres hormonu kortisolun anıları hatırlatmasına karşı metiraponun kortisol etkisini azalttığını bilen araştırmacılar bundan yola çıkarak kötü anıları beyinden silen hap yapmak için kolları sıvadılar. 

-Peki, siliyor muymuş gerçekten?

-Tam değil. Silmiyormuş ama üzücü olaylara bağlı olumsuz duyguların oluşmasını engelliyormuş.

-Anlamadım dedim, yani başına bir felaket geliyor, diyelim Allah göstermesin bir trafik kazasında tüm sevdiklerini yitiriyorsun, ama sen o gece bir düğüne gidip eğlenebiliyorsun, öyle mi?

-Aynen, başına gelen felaket seni bir gazete haberinden fazla etkilemiyor.

-Ama bu korkunç bir şey! Sanki yaşadıklarımızın hepsi bir oyunun parçası. Sahneden dram oynamaktan iniyor ardından  aynı sahneye bir komedi için çıkıp kahkahalar atıyorsun.

Ahu ile bir sonraki görüşüşümüz deniz otobüsünde oldu. Bana gülümseyen kadın tanıdık geliyordu ama sesini duyana kadar Ahu olduğunu anlamam olanaksızdı.

-Gözlerin lacivert mi oldu? derken kendimi alamadan geri çekildim.

Üstelik botoks yaptırmış, güler gibi durmaktan uzamış ağzının da etkisiyle yüz ifadesi şeytani bir hal almıştı.

-Güncelleme devam ediyor…

Beni şaşırtmış olmaktan memnun, kahkahalar atıyordu.

Ahu mutluluk hapları da alıyor muydu, bilmiyorum ama her an kahkaha atacak da kendini tutuyormuş gibi, sanki gülmeye hazır bekliyordu. Hastanede ortak arkadaşımızın böbrek ameliyatında da öyleydi, beklenmedik bir şekilde aramızdan ayrılan diğerinin cenazesinde de.

Çocukluk arkadaşım Leyla onun iki numaralı kocasını tanıyordu. Adamcağız Leyla’ya yakınmış, “hiç olmazsa ayda bir çocukları alsa, ikizler öyle mutsuz ki anneleri aramadığı için ben onları teselli etmek için bu çocuk sevgisi bilmez egoisti mazur gösterecek yalanlar atıyorum” diye konuşuyormuş.

-Sahi hiç özlemiyor mu çocuklarını? diye soruyordu Leyla.

Ben de artık bunun bir oyun olmadığını anlamış, hayretle Ahu’nun güncelleşme sürecini izliyordum. Ahu sanki zamanı durdurmuş hatta geriye döndürmüştü. Arkadan görünüşü en fazla otuzluk, önden ise yaşı tarifsizdi. Beni çarşıda gördüğünde çocuklar gibi zıplayarak sevinç gösterisinde bulunmuş, üstelik elime de bir davetiye tutuşturmuştu.

Eve gelince eşime haberini verdim, Ahu yine evleniyordu!

Nikâh salonunda gözlerimle tekrar tekrar aradım, ortak tanıdıklarımızdan kimseye rastlayamadım. Güncelleşmiş Ahu’nun arkadaşları da yepyeniydi. Ahu ve damat kapıda görünüp masadaki yerlerini alırken, yanımdaki hanımın arkadaşına “şimdi kimin nikâhı oluyor, listeye baksana” deyişini duyunca irkildim. Galiba ne Ahu’yu, ne ne müstakbel eşini tanımıyorlardı da bazı televizyon programlarında salonu dolduran kalabalık gibi bu Cumartesi günü nikâhlarının figüranları olarak hazır bulunuyorlardı.

Aralarında gözyaşlarını tutamayanlar bile vardı. Arkalardan biri yüksek sesle “gelin  ne kadar genç, ne kadar da güzel” diye bağırdı. Ahu arkaya dönüp gülümsemekten kendini alamadı.

Kapıdan çıkarlarken üstlerine konfetiler atılıyor Ahu sol bacağını dizinden kıvırmış sağ parmak uçlarında uzanarak kocasının boynuna sarılıyordu.  Flaşlar patladı, mutluluk sahneleri tescillendi. Tanımadığımız birinin nikâhına şahit olmuş gibi biz de kendimizi biraz figüran hissederek oradan ayrıldık.

Ahu’dan bir hafta sonra Seyşel Adalarından bir kart aldık. Kartta aynen şöyle yazıyordu. “8 Gün geçti ama ilk günkü gibi mutluyuz.” Sanki balayından değil de evliliklerinin yıldönümü gezisinden bu güzel duyguyu paylaşıyorlardı. Ahu güncellendiğinden beri hayli hızlı bir hayat yaşıyor, 8 gün ona 8 yıl gibi geliyordu.

Balayı dönüşünde bize uğradı. 

-Her şey berbat oldu dedi ifadesiz bir yüzle.

“Ne oldu ?”  dememe kalmadan bir ağladı nisan yağmurları gibi, sonra hemen ardından gözyaşlarını silip gülerek anlatmaya başladı.

Balayı dönüşü havaalanında bir önceki kocasına rastlamış.

-3 Numara beni tanıdı ve geçmişimi saydı döktü dedi.

-Kavga mı çıkardı? diye sordum.

-Ne haddine dedi, ayaküstü kendini tanıttı, balayından döndüğümüzü öğrenince “demek Ahu’nun dördüncü kocası sensin” dedi sonra da çocuğun masraflarının arttığını benim de bir zahmet katkıda bulunmam gerektiğini hatırlattı.

Anlamaz baktım.

-İstemiyorsan kabul etmezsin olur biter diyecek oldum.  

-Anlamadın galiba dedi gülümsüyor mu, ağlamaklı mı belirsiz. Düşünsene balayından dönüyoruz ve benimki birden karısının birinci değil dördüncü kocası olduğunu öğreniyor, ne büyük bir şok!

-Nasıl, dedim, senin önceki evliliklerini gerçekten bilmiyor muydu?

-Şimdi öğrendi.

-Ama nasıl olur dedim hayretle, nüfus kayıtlarında her şey çıkar ortaya.

-Ona bırakır mıyım, tüm işlemleri ben yapmıştım.

-Nasıl karşıladı peki? diye sordum.

-Bağırdı, çağırdı, evi terk etti gitti, sonra geri geldi. “Sıfırdan başlayalım”  dedi.

-Nasıl dedim, ona her şeyi anlattın mı?

-Anlattım, dinledi, onun da işine geldi, “tamam” dedi.

-Peki, çocuklarını görecek misin? diye sordum.

-Sen hiç anlayamayacaksın galiba dedi. Ne görmesi, mümkün olsa evlatlıktan reddedeceğim.

Sonra bir kahkaha attı.

-Ben kedi gibiyim dedi, doğdular işte, onlar da hayatlarını yaşasın.

Sonra devam etti.

-İkimiz de güncelleşeceğiz. Geçmişi düşünmek yok, an’ı yaşayacağız, o kadar.

Ahu’yu merak etmeye başladım, son konuşmamızın üzerinden 3 ay geçmiş, ondan hiç ses çıkmamıştı. Telefon ettim, açmadı. Evine gittim kapı duvardı.

Hiç ummadığım bir anda, gecenin 10’unda Moda’da tur atarken rastladık ona. Dolunaya bakarken bankta büzüşerek oturmuş kadın başını kaldırdı.

-Ahu?

Eliyle yanında yer gösterdi.

Sessizce oturduk. Boş gözlerle önüne bakıyordu.

-Haklıymışsın dedi. Tek başına güncellenmek olmuyor.

Aşağıda Moda Deniz Kulübü’nden havai fişek atıldı. Gökte patlayan çiçeğe bakarken Ahu elini banka vurdu.

-Kandırdı beni. Güncelleniyoruz diyerek babamdan kalan Çiftehavuzlar’daki evi, 4 çarpı 4’ümü, Capitol’daki dükkânımı, tüm varlığımı aldı gitti, biliyor musun?

Omuzunu okşadım.

-Gel dedim, bize gidelim, her şeyi rahat rahat anlatırsın mutlaka bir çözümü vardır,  dağ başı değil ya burası.

Balkonumuzda kahvelerimizi içerken nasıl dolandırıldığını anlattı. Çocuklar için nafaka davalarında sorun olmasın diyerek adım adım Ahu’nun malını mülkünü üstüne geçirmiş, mal ayrımı rejimine göre evlenmişler başta zaten, özel bir kontratla.

-O kadar insafsız ki kıymetli takılarımı, özel eşyalarımı bile imza karşılığı aldı benden. Sonra da götürüp o kadına vermiş.

-Hangi kadına?

-Ah benim akılsız başım diyerek masaya vurdu elini, hangi kadına olacak, benim estetikçime.

-Baştan anlatsana şunu dedim, senin estetikçinle ne ilgisi var onun?

-Nişanlıymış bunlar. Benim güncellenme projemi bildiği için estetikçim bunu karşıma çıkartmış. Tüm bilgilerim onda zaten. 2013 Başından beri gidiyorum ona. Kocalarımı da biliyor, çocuklarımı da…

-Yani seni dolandırmak için mi bu evliliği yapmış?

Gülmeye başladı Ahu.

-Bakma gülmeme dedi kahkahalar atarken. Güncelleşmeye başladığımdan beri duygularım ters yüz oldu. Sinirlenince böyle kendimi tutamıyor, gülüyorum.

Gülen bir insanı omuzunu okşayarak yatıştırmaya çalışmak tuhaftı ama “geçecek, geçecek” diyordum bir yandan da.

-Biliyor musun dedi psikoloğum söyledi, fazla gülmek de iyi değilmiş. Kadının biri katıla katıla gülmekten gerçekten fenalık geçirmiş ve inanmayacaksın ama ölmüş!

O gece eşim onu umutlandıran fikirler verdi. Psikoloğundan rapor alacak ve estetikçisiyle kocasına dolandırıcılıktan dava açacaktı.

Ahu o gece bizde kaldı. Sabah İstanbul silueti karşısında kahvaltımızı yaptıktan sonra umutlu ayrıldı.

-Kendimi yeniden güncelleştiriyorum dedi göz kırparak.

-Sakın ha deyivermişim.

Birlikte, bu kez içten, gerçekten güldük.

GELECEK HAFTA

İKİ PİZZA BİR KOLA BİR KOCA

10 Ocak Kısa öykü: Hayatın anlamı

3 Ocak kısa öykü: Sosyete örgütü

27 Aralık kısa öykü: Veda dansı

13 Aralık kısa öyküsü: Renginar'ın falları

29 Kasım kısa öyküsü:  Karanlıkta şişe tıkırtıları

 

 

Tam 1,5 milyar... Dış kaynak akışı bu yıl da hız kesmedi
Tam 1,5 milyar... Dış kaynak akışı bu yıl da hız kesmedi

Tam 1,5 milyar... Dış kaynak akışı bu yıl da hız kesmedi

Bakan Uraloğlu tarih verdi: İki ili birbirine bağlayacağız
Bakan Uraloğlu tarih verdi: İki ili birbirine bağlayacağız

Bakan Uraloğlu tarih verdi: İki ili birbirine bağlayacağız

Murat Kurum, BAYKAR'ı ziyaret etti: Türkiye'nin geleceğine olan inancım arttı
Murat Kurum, BAYKAR'ı ziyaret etti: Türkiye'nin geleceğine olan inancım arttı

Murat Kurum, BAYKAR'ı ziyaret etti: Türkiye'nin geleceğine olan inancım arttı